Malatya'daki 'katliam' odası!
Malatya'da 3 kişiyi boğazını keserek öldüren katiller, vahşetin ertesi günü tatbikat için olay yerindeydi. Kanların kurumadığı odalarda savcıya cinayetleri anlattılar.
2007 yılı Nisan ayı... Türkiye Köşk'e kimin çıkacağı tartışmalarına kilitlenmişken Malatya'da yaşanan dehşet adeta deprem etkisi yarattı. 5 genç, Zirve Yayınevi'ni basmış, misyonerlikle suçladıkları Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel'i boğazlarını keserek öldürmüştü. Binadan atlayan Emre Günaydın (1988) yaralı halde bulundu. Abuzer Yıldırım (1988), Cuma Özdemir (1987), Salih Gürler (1987) ve Hamit Çeker (1988) bıçaklarla yakalandı.
Yıl 2010... 29 duruşma geride kaldı, dava karar aşamasına geldi. Cinayetin perde arkasının aydınlatılması için çalışmalar halen sürüyor. Katliamın Ergenekon ve Kafes Eylem Planı ile bağlantısı araştırılıyor. Son duruşmada, çarpıcı bir olay yaşandı. Azmettirici olarak suçlanan Varol Bülent Aral, tanık ifadesi sonrası tutuklandı.
Malatya Katliamı'na ilişkin çok çarpıcı tatbikat görüntülerine ulaştı. O karelerde, bir gün önce 3 kişiyi gözlerini kırpmadan öldüren 4 genç, yaptıklarını anlatıyor. Emre Günaydın ise 1 ay sonra aynı mekanda cinayetlerle yüzleşiyor.
EMRE GÜNAYDIN
Boğaz kesemem, kalbine saplarım
- CİNAYET sonrası, 3. kattan atlayıp yaralanan Emre Günaydın, 1 ay
sonra olay yerinde ifade verdi. Suçlamaları reddeden Günaydın, bir
sigara içti ve şunları söyledi:
- Abuzer'le geldim, sonra arkadaşlara gelin diye mesaj çektim. Zili
çaldık. Kapıyı biri açtı. Girince Necati ile merhabalaştık. Sohbet
etmeye başladık. Uğur ve Necati önümüzde oturuyordu. Ben
bağırırlarsa ağızlarına şey yapayım diye lavabodan havluyu aldım.
Elimde bıçakla geldim. Yat dedim, Abuzer silah çıkardı.
- Aramızda Hıristiyanlıkla ilgili konuşmalar oldu. Lozan
Antlaşması'na göre bu tür faaliyetlerde bulunmanız yasak değil mi?
dedim. '953 kiliseniz var' dedim, inkar etmedi. Necati'yi yatırdım
boğazına bıçağı dayadım. Bıçağı geniş salladım. Alman'ın elinde
küçük bir sustalı bıçak vardı. Geri çekildim kendimi korudum.
Abuzer ile Hamit onu yakaladı. Yere yatırdılar. Üçünün ellerini
bağladık.
- Abuzer, Necati'nin ağzına vurdu. Bayılmış gibiydi. Alman'ı
yatırmadan önce elimdeki havluyu boğazına dayayıp ters yatırmak
istedim. Hepsinin elleri ayakları bağlı. Abuzer'in 'Sen ne yaptın'
deyip Necati'ye bıçak soktuğunu biliyorum.
'TADİLAT VAR' YAZMIŞ-
Kana karşı biraz şeyim var, bakamadım. Alman'a 'Fuhuşa düşürdüğünüz
kızların hesabını size Allah soracak, ben değil' dedim, tokat
attım. Salih koşarak Alman'ı devirdi. Abuzer ve Salih bıçakladılar.
Uğur'un beline Salih'in bıçak sapladığını hatırlıyorum. Uğur'un
'Mesih Mesih' diye bağırdığını biliyorum. Cuma ile Hamit silahları
tutuyordu. Alman'a bıçak salladım ama girmedi. Alman'a Hamit'in
bıçakla şey yaptığını biliyorum. Arkalarında kim olduğunu öğrenmeye
çalıştım. Kimse rahatsız etmesin diye bilgisayardan 'tadilat var'
çıktısı aldım.
TAVUK BİLE KESEMEM -
Ben yapmadım. Tavuk kesmiş bir insan değilim. Kaldı ki boğazını
niye keseyim abi? İkisini yere dizerim onunda kalbine, diğerinin de
kalbine kalbine sokarım. İnsanlık dışı boğazını kesmek falan bu
insan yani abi dayanılır mı boğazını kesmeye.
- Salih Necati'yi boğarken ben 'Manyak mısın' dedim.
- Arkalarında gizli servis varsa öğrenmeye çalıştım. Hepsini
konuştuktan sonra internetten Kur'an CD'si dinletecektim.
NASIL DÜŞTÜM BİLMİYORUM-
Amacım öldürmek değildi arkalarında kim var öğrenmekti. Sonra zil
çaldı. Abuzer'in 'polis polis' dediğini biliyorum. Camdan baktım.
Aşağıdan yukarı bakıyorlardı. Sonra balkona geldim. Bunun vicdan
azabını mı çekip acaba intihar mı ettim yoksa düştüm mü
hatırlamıyorum.
ABUZER YILDIRIM
Böyle olmayacaktı böyle dememişlerdi
- Sabah iki kez geldik kimse yoktu. Üçüncü gelişimizde biri açtı
kapıyı. Salih ve diğerleri aşağıdaydı. Yukarı çıktılar. Uğur,
Necati'yi aradı o da geldi. Sohbet ettik. Diğer odadan Salih girdi,
'Uzun boylu olanda silah var, gidelim' dedi. Necati, 'Hıristiyan
olursanız evlatlarınız için iyidir' dedi. Müslüman çocuklarının
öldürüleceğini söyledi.
ÇOCUKLARIMIZI ÖLDÜREMEYECEKLER-
Emre, Alman'ın boynuna bıçak dayadı. 'Kimse çocuklarımızı
öldüremez' dedi. Uğur, arkamdan bir tane vurdu. Salih, Uğur'u
yatırdı. Üzerimizde kurusıkı vardı. Necati'leri bağladıktan sonra
misyonerlikle ilgili belge aramaya başladım. Çekmeceleri açtım.
CD'leri aldıktan sonra tekrar odaya gittim. Uğur bağlıydı. 'Hem
bize Hıristiyanlık teklifinde bulunuyorsunuz, hem çocuklarımızı
öldüreceksiniz hem de bana vurdun' dedim eğildim.
DAYANAMADIM OTURUP AĞLADIM-
Uğur'a vurdum, ağzından elime kan geldi, midem bulandı. Lavaboya
gittim. O sırada Emre geldi, eli kanlıydı. 'Ne oldu' dedim.
'Çocuklarımızı öldürecekti, daha ölmeyecekler' dedi. Odaya girdim
Necati'yi yerde görünce ağladım diğer odaya kaçtım. Ağlayarak
çekmeceyi açmaya çalıştım. Biran önce bilgileri alıp gitmek
istedim. Hamit bir şey bulduğunu söyledi. Emre, Uğur'a
'Müslümansın, Sünnisin. Çocuklarımızı onlar gibi kesmezsin, niye
Hıristiyan oldun' diye sordu. Böyle dememişlerdi, böyle
olmayacaktı.
SALİH GÜRLER-
Hamit, Cuma ve ben çıktık. Abuzer ile Emre yayınevine çıkmıştı.
Uğur aramıza oturdu. 2 dakika sonra yabancı uyruklu kişi geldi.
Misyonerlikle ilgili konuşmaya başladık. Emre sigara izni istedi.
Necati 'İçme, dayan gençsin' dedi. Emre lavaboya gidip geri geldi.
Yabancı uyruklu şahsın yanında bıçağı çekti. Gayri ihtiyari kalkıp
bıçakları çektik. Cuma, Uğur'un ellerini bağladı. Emre mutfaktan
havlu getirip üçe böldü. Birini Uğur'un, diğerini yabancı
uyruklunun ağzına bağladı. Necati baygın yatıyordu. Ona
bağlamadı.
ABUZER'LE EMRE BELGE ARIYORDU-
Abuzer arka odada Emre ile bilgilere bakıp geri geldi. Emre, Uğur'a
'Seni araştırdım, bunlar gibi değilsin' dedi. Uğur 'Kafama silahı
daya rehine olarak çıkar' dedi. Emre bana 'Necati'yi boğ' dedi.
Yerde ip vardı, aldım ama boğmadım. Emre yanıma gelip bıçağı
sallamaya başladı.
KANI GÖRÜNCE KENDİMDEN GEÇTİM
- Kanı görünce kendimden geçer gibi oldum. Yabancı uyruklu kişinin
yanına geldim, şoktayım. Emre yanına çağırdı. 'Tut' dedi. Elimde
bıçak vardı. Emre sallamaya başlayınca ben de bıçağı tuttum ama
elimi kesti. Emre'ye 'çıkalım' dedik, 'Hayır, ben bunların arasında
devamlı bulundum beni tanıyorlar. Çok rahat bulurlar, öldürmem
lazım' dedi. Necati ile yabancı olanı öldürmüştü. Sonra Uğur'un
başına havluyu geçirdi. Bağırmasın diye üstüne çullandık. Polis
geldi. Telaşa bindik. Hepsi balkona kaçtı. 'Emre düştü' dediler,
teslim olduk.
HAMİT ÇEKER
'Öldürmeden olmaz' diyordu
- SALİH, Abuzer, Cuma ve ben yan yana oturuyorduk. Emre
karşımızdaydı. Bir süre konuştuk. Telefon çaldı.
Necati telefondan sonra geldi. Onunla da tanıştık. Fikir
tartışmaları yaşandı.
- Emre köşeden giderek Necati'nin üzerine atıldı, elinde bıçak
vardı. Sonra Alman'ı yere yatırıp bağladı. İçeri gittim. Dolaplara,
kutuya baktım. Abuzer bilgisayarlarla uğraşıyordu.
ARKANIZDAKİ KİM? -
Emre 'arkanızda kim var'
dedi. Uğur buranın kapatılacağını söyledi. O sırada kapı çaldı.
Kadınla adam gelmişti. Arkadaşlardan birisi 'Kaçalım' dedi. Emre
'Öldürmeden olmaz' dedi. Salih iple Necati'nin boğazını bağladı.
Emre de bıçakla ensesine vurdu. Sonra Alman'a geldi, üstünü örttü.
Uğur'un sırtından bıçaklandığını gördüm ama kimin yaptığını
hatırlamıyorum.
ÇELİK YELEKLİ KORUMA
- 5 zanlı, çelik yeleklerle binaya getirildi. Tatbikat sürerken
çevrede de geniş güvenlik önlemleri alındı.
- 2 polis kamerası onlar vahşeti anlatırken her an kayıttaydı.
- Zanlılar, bazen soğukkanlılıkla yaşananları anlattı, bazen
sustular.
- Her biri diğerlerini suçladı, kendisinin masum olduğuna ikna
etmeye çalıştı.
1. KATA ATLADIM
- İçeri geldiğimde Alman'ın kafasından kan akıyordu. Salih yanında duruyordu. Dedim 'ne yapıyorsunuz . Biz öleceğimize onlar ölsün' dedi. Kapı çaldı, bir adamla kadın vardı. Yerde yatan Uğur, 'X'dir o deyip aradı, yanlış bilgi verdi, gittiler.
- İçeri geldim Emre, Uğur'un üzerine, Salih de öldürmesin diye
Emre'nin üzerine çöktü. Emre o sırada boynunu kesmiş. O sırada kapı
çaldı, polis olduğunu görünce telaşlandım balkona kaçtım. Beyaz
borudan tutunarak aşağı inecektim. Aşağı baktım, Emre yerde
yatıyor. Millet toplanmış. Birinci katın balkonuna atladım. İki
kadın vardı başımda sonra kapıdan çıkarken polisler yakaladı.
- İlk geldiğimizde ben de silah vardı ikinci gelişimizde Emre aldı.
Necati'yi Cuma bağlarken yanındaydı. Emre diğer yanda. Salih de
diğer yanda bağlıyordu.
Devrim Tosunoğlu