Mediha Olgun'dan Sözcü'nün avukatlarına şok suçlama!
Mediha Olgun'dan Sözcü'nün avukatlarına şok suçlama: "Dertleri bizi cezaevinden çıkarmak değil şov yapmaktı!"
Sözcü gazetesinin tahliye edilen sorumlu müdürü Mediha Olgun
Habertürk yazarı Nagehan Alçı’ya konuştu. Alçı, Olgun’un gündemi
sarsacak iddialarını bugünkü köşesine taşıdı.
Sözcü’ye açılan FETÖ davasında tutuklanıp daha sonra serbest kalan
Olgun şu iddialarda bulundu:
“Başından itibaren benimle ilgili gazetenin avukatları
yanlış bilgiler verdiler, dertleri çıkarmak değil, siyasi şov
yapmaktı. “Onca zaman bir kez çocuğumu arayıp teselli bile
etmediler. Ama oğlum aramış, ‘Neden annemi yayın yönetmeni gibi
gösteriyorsunuz?’ demiş, ‘Öyle yapmak zorundayız’ diye karşılık
vermişler. Avukatlar da kendi adamlarını kurtarmak için bizi
yaktılar’’
Nagehan Alçı’nın ‘Bu açıklamalar sizi çok
şaşırtacak’ başlıklı bugünkü yazısından bazı bölümler
şöyle:
Sözcü Gazetesi’ne FETÖ kapsamında başlatılan inceleme ve gazetenin
sahibi Burak Akbay, sorumlu müdür Mediha Olgun ile muhabir Gökmen
Ulu’ya yönelik tutuklama kararını başından itibaren hukuki temelden
yoksun ve adaletsiz buldum ve bu operasyonun gerçek FETÖ davalarına
zarar verdiğini, sulandırdığını ve Fethullah Gülen’in ekmeğine yağ
sürdüğünü söyledim. Neyse ki geçtiğimiz hafta en azından bir
yanlıştan dönüldü. Dava kapsamında iki tutukludan biri olan Mediha
Olgun hakkında tahliye kararı verildi.
….sabah telefonum çaldı. Karşımdaki ses “Nagehan Hanım,
ben Mediha Olgun, size teşekkür etmek istedim”
diyordu.
…Ertesi gün daha detaylı konuştuk. Açıkçası savcılara ve hâkimlere
tepkili, kendisine ve gazetesine yapılan operasyonun yanlışlığından
dem vuran bir tavır bekliyordum. Onun yerine Mediha Olgun’dan öyle
şeyler işittim ki…
İTİRAZI NE?
“Nasılsınız? Cezaevinde günler nasıl geçti? Sizin için
gazeteniz ve arkadaşlarınızın gösterdiği çabayı görünce ne
hissettiniz?” deyince önce çekingen, bir süre sonra
ise içini dökme ihtiyacıyla başladı anlatmaya… “Başından
itibaren benimle ilgili gazetenin avukatları yanlış bilgiler
verdiler, dertleri bizi çıkarmak değil, siyasi şov
yapmaktı’’ dedi. İtiraz dilekçesini kasıtlı bir şekilde
doğru yazmadıklarını söyledi.
Video editörü ve sorumlu müdür olarak birçok haberden bilgisinin
olmadığını, halbuki sitenin bütün haberlerinden haberdar olan,
hatta o haberleri bizzat isteyen ve yaptıran 2 ismin olduğunu
anlattı:
Sitenin haber koordinatörü Yücel Arı ve yayın yönetmeni Mustafa
Çetin. Ve bu iki ismi de ifadeye dahi çağıran olmamış. “Ben
avukatlara defalarca ikisinin de gelip tanıklık yapmaları için
çağrıda bulundum. 4 aydır her avukat görüşmesinde bunu yaptım. Kaç
kez haber gönderdim. Bakın, onların tutuklanması gerektiğini filan
söylemiyorum. Lütfen yanlış anlamayın, sadece zahmet edip
yönettikleri siteyle ilgili bir dava varken gelmediler. Bunca zaman
o kadar gürültü kopardılar, güya bizim tutukluluğumuza itiraz
ettiler, şayet samimi idiyseler savcıya gidip ‘Bu kadının bu
haberlerden haberi yok, talimatı veren, yaptıran biziz ama bunlar
zaten suç değil’ demeleri gerekmez miydi? Yapmadılar.”
‘AVUKATLAR KENDİ ADAMLARINI KURTARMAK İÇİN
BİZİ YAKTILAR’
“Onca zaman bir kez çocuğumu arayıp teselli bile etmediler.
Ama oğlum aramış, ‘Neden annemi yayın yönetmeni gibi
gösteriyorsunuz?’ demiş, ‘Öyle yapmak zorundayız’
diye karşılık vermişler. Avukatlar da kendi adamlarını kurtarmak
için bizi yaktılar.”
‘GÖKMEN ULU DA ONLAR YÜZÜNDEN
İÇERİDE’
“Gökmen hâlâ onlar yüzünden içeride. Bu işlerle hiç ilgisi
yoktur. O gün ‘O haberi yap’ demişler, yapmış. Başlığı
atan, haberin nasıl verileceğine karar veren o değil ki… Ben o
haberin suç olduğunu söylemiyorum ama o şekilde verilmesini de
doğru bulmuyorum. ‘Cumhurbaşkanı’nı Sözcü buldu’
Cumhurbaşkanı kaçak mı ki? Suçlu mu ki?”
‘BURAK AKBAY’I İYİ BİRİ OLARAK
BİLİRİM’
Mediha Hanım’a Burak Akbay’la ilgili düşüncesini de sordum.
“Neredeyse hiç tanımıyorum, ama iyi biri olarak bilirim.
Gazetede FETÖ’cü olacak son 3 isim Burak Bey, Gökmen ve
benim” dedi. Gazetesine tepkili miydi? Açıkçası bunu
söylemiyordu, o 2 isme ve avukatlara tepkili olduğunu söylüyordu.
Ama genel olarak kullanılmışlık hissi içindeydi gördüğüm kadarıyla.
Ülkenin bu kadar cepheleşmesi, kendisinin de bir cepheye düşmüş
olması ve o cephe tarafından araçsallaştırılmasının verdiği bir
huzursuzluk gördüm.
(NAGEHAN ALÇI / HABERTÜRK)