Melis Kar, sessizliğini bozdu!

Adını ‘O Ses Türkiye’ ile duyuran Melis Kar, müzik dünyasına ilk profesyonel adımını attı ve ‘Kaçak’ adlı albümünü çıkardı. Kar, “Şarkılarımı dinleyenler, “O ses bu ses diyecekler” diyor.

Melis Kar, sessizliğini bozdu!
Akşam'dan Aysun Yıldız'ın röportajı..

‘O Ses Türkiye’ye katılmadan önce neler yapıyordun biraz anlatın mısın?

Bahçeşehir Üniversitesi’nde mimarlık okuyordum. Okulumun ikinci senesindeyken bir anda yarışmaya katılmaya karar verdim. O zamanlar müzikal bir topluluk olan Ladies and Gentlemen’de çalışıyordum. Bir yandan da okula gidiyordum. 7 yaşından beri piyano çalıyorum. Müziğe karşı hep bir ilgim vardı. Bir şekilde mimarlığı da okumuş oldum. İyi de oldu, mutluyum (gülüyor).

Yarışmaya katılmadan önce “Ya kazanamazsam?” diye endişe duydunuz mu?
Aslında çok düşünmedim. Bir anda “Katılıyorum” dedim ve katıldım. Eğer “Olmazsa” derseniz her şey çok zorlaşır. Denedim, oldu. Benim için yeni bir hayatın başladığı bir dönüm noktası oldu.

Sonrasında neler değişti hayatınızda?
Yarışmadan sonra profesyonelliğe adımımı atmış oldum. Beni destekleyen birçok kişinin faydasını gördüm. Öyle veya böyle ciddi bir tanınmışlık oluyor. Birileri seni fark ediyor ve yapmak istediklerine doğru bir adım atabiliyorsun. 

AİLEM HER ZAMAN DESTEK OLDU

Albüm çıkarmana kim destek oldu?
En başta ailem her zaman destek oldu. O dönemde Murat Boz, sonuna kadar çok ciddi şekilde ilgilendi. Elendikten sonra, Murat Boz’un prodüktörü Ahmet Çelenk destek oldu ve birlikte çalışmaya başladık. Aslında single yapmak istiyordum ama Ahmet Bey, albüm yapmanın daha doğru olacağını söyledi. Herkesin single yaptığı dönemde albümün daha meşakkatli ama bir o kadar da kalıcı olacağını düşündük. 9 aylık bir sürenin sonunda da böyle bir albüm ortaya çıktı.

Sezen Aksu’dan şarkı sözü aldınız mı?
Evet, ‘Ayrılmam’ adlı şarkı Sezen Aksu’nun. O parçayı tekrar yorumladım. Telif haklarını aldım, aranje yapıldı. Tabii onun dışında bir sürü değerli insanla tanışıp çalıştım. Bütün bunları yine Ahmet Çelenk sağladı. 

Klip de çıktı…
Evet, oda meşakkatli bir süreçti. Fark edilmek için değişik bir şeyler yapmak gerekiyor. Renkli kıpır kıpır bir şeyler olsun istedik ve ‘Kaçak’ adlı parçaya klibi çektik. 

Okulunu bitirdin, peki, mesleğini yapmak istiyor musun?
İstiyorum çünkü mimarlık zor bir bölümdü. Okurken de fena bedeller ödemedim. Özellikle fiziki anlamda çok çalıştım, uykusuz kaldım. Asıl istediğim; müzik ve bu yolda da ilerlemek istiyorum. Bu işi oturttuktan sonra bir şekilde mimarlık işine dâhil olmak istiyorum. 

Aileniz ne diyor bu duruma?
Mutlu, onların desteği olmasa çok zor olurdu. Sonuna kadar arkamdalar. Müzik piyasasında ciddi bir rekabet ortamı var. Zorlu bir yolculuk olacak senin için. 

Ne dersin?
Evet, o yüzden de iyi müzik yapmak ve bunu çok ilerletmek istiyorum. Çünkü dediğiniz gibi çok ciddi rekabet var. Üretim her anlamda zor, şarkı sözü yazmak kolay değil. Toplumun kabul ettiği tarzı yakalamanız mümkün olmuyor.

İngilizce şarkı da söylüyorsun. Albümünde neden söylemedin?
Yeni çıkış yapan biriyim, İngilizce şarkı söylemek yeni çıkış yapan biri için itici olur diye düşündüm. Yerini sağlamlaştırmış biri olsam çok isterdim. 

Hareketli bir şarkıyla çıkış yaptın. İnsanlar daha mı vurucu şarkılarla tanıdı seni?
Evet, çıkış şarkım hareketli. Aslında insanlar hareketli şarkılarda sesin rengini anlamaz. Beni ‘O Ses Türkiye’de ‘Sil baştan’ adlı parçayla bir yere taşıdılar. Dolayısıyla ilk beklenti o tarz bir parçaydı ama albümün içinde benzer şarkılar da var. O parçalarımı dinleyenler “Evet işte bu. O ses bu ses diyecekler” (gülüyor).

Sen neler dinlersin?
Piyano çaldığım için, klasik müzik temelim vardır. Bir dönem caz öğrenmeye çalıştım. Açıkçası arabesk dinlemiyordum. Çok fazla İngilizce müzik dinlemekten, Türkçe müzikten uzaklaşmıştım. ‘O ses Türkiye’yle birlikte, tekrar Türk müziğine dönüş yaptım. Hatta artık arabesk müzik dinlemeyi çok seviyorum. Batı’ya alışmış bir sesim varken bir yandan arabesk de söylemeye çalışıyorum.

Küçükken “Şarkıcı olacağım” der miydin? 
Hep diyordum, bu yolda ilerliyordum. Ama yarışmaya girene kadar işlerin bu kadar büyüyeceğini de tahmin etmemiştim.

Yalnız yaşıyorsun, ailen uzakta, zorluk çektiğin oluyor mu?
Bazen yalnız kalmak iyi geliyor. Küçük bir yerde doğdum, Antakyalıyım. Orada herkes birbirini tanır. Beni de çok severler. Üniversiteye geldiğim zaman tatmaya başladım yalnızlık duygusunu ama burada da ev arkadaşlarım vardı. Gelenler gidenler çoktu, yalnız kalmadım. Bu dönemde artık annemin gelmesini istiyorum. Bu zor bir sektör dolayısıyla ailemi yanımda istiyorum, herkese ihtiyacınız oluyor. 

BURADAN DUYURULUR!

Düet yapmak istediğiniz birileri var mı?
Herkesin olduğu gibi benim de Tarkan’la düet yapmak hayalimdir. Bizim o dönemlerdeki ekolümüz Sertab Erener, Sezen Aksu, Şebnem Ferah’tı… Hepsiyle çok isterim. Bu arada tabii ki Murat Boz’la da düet yapmak isterim, buradan duyurulur (gülüyor).

Sen de hayran mıydın Murat Boz’a?
Tabii, ekip içinde de inanılmaz biriydi. Çok destek verdi, çok yakından ilgilendi.

Bu sene neler yapmayı planlıyorsun?
Her şey o kadar yeni ki. En büyük amacım, şarkılarımı ve kendimi tanıtmak. Şarkı yazma konusunda kendimi geliştirmek istiyorum. Yunanistan’da ünlü bir rap yıldızı var, ‘Bo’ onunla ortak bir projemiz oldu. Birlikte bir şans yakaladık ve düet yaptık. Ben Türkçe söyledim, o Rumca. Klip çekmek için oraya gittim. Çok eğlenceliydi, belki burada Bo’yla birlikte program yapabiliriz. Başlangıçta uluslararası bir kapı açılması benim için çok iyi oldu…  
Konular Röportaj