Melis Tüzüngüç: "Ceylan deli dolu bir kız"

Sadece güzelliğiyle değil, başarısıyla da dikkatleri çekiyor Melis Tüzüngüç. Yıldız Masalı, Harem, Babam Sınıfta Kaldı dizileriyle adını duyuran genç oyuncu şimdi de Baba Candır dizisinde oynuyor.

Melis Tüzüngüç: "Ceylan deli dolu bir kız"
Akşam'dan Sibel Ateş Yengin'in röportajı...

Dizinizin çekimleri nasıl geçiyor, bu sıcaklarda çalışmak zor değil mi?

Aşırı eğlenceli ve bol kahkahalı geçiyor bizim çekimler. Sıcak yoruyor elbette. Aslına bakarsanız tam anlamıyla pert olabiliyoruz. Çok sıcakta ne makyaj duruyor yüzde, ne de koşturacak haliniz kalıyor. Ama yine de “3-2-1 kayıt” dendiğinde sıcak mıcak düşünmüyorsunuz. Yapış yapış bile olsanız devam ediyorsunuz. Gerçi ben zaten soğuk hava insanıyım. Bir an önce kapalı havaların gelmesini hatta yağmur yapmasını istiyorum. Yaz, neredeyse tüm enerjimi çekiyor. Hiçbir yaratıcılığı yokmuş gibi geliyor.

“Baba Candır” nasıl bir dizi?
Ceylan Ürgüp’te yaşayan hayatını balon pilotluğu yaparak kazanan bir genç kızdır. Ailesini yıllar önce kaybetmiş, mahalleli tarafından büyütülmüş. 12 yaşındayken İstanbul’da okuyan bir grup çocuğun Kapadokya’ya gelmesiyle hayatı değişir. Geziye gelen çocuklardan biri boğulma tehlikesi geçirince onu kurtaran Ceylan olur. Ceylan'ın hayatını kurtardığı çocuk kendini Emrecan olarak tanıtır. Ceylan ve hayatını kurtardığı çocuk, 11 yıl sonra İstanbul’da Ulus Parkında buluşup evlenmek için söz verirler.  Ceylan, Emrecan'la tesadüfler sonucu karşılaşır. Uğruna İstanbul’a geldiği çocukla karşılaştığından habersiz, Emrecan’la başları beladan kurtulmaz...

DELİ DOLU BİR KIZ

Ceylan'ın nesini sevdin?

Ben deli dolu, hayalperest bir kızı oynuyorum. Ceylan çok heyecanlı bir karakter. Sevimli, sempatik, aklı başında ama zır deli bir karakter Ceylan. Gel-gitlerini, olgun bir çocuk olmasını çok sevdim. Ben Ceylan'ı hepten sevdim. Okur okumaz zaten “Benimsin Ceylan” demiştim kendime. Dedim ve öyle de oldu.

Dizinin adından yola çıkarak sormak istiyorum. Babacı kız çocuklarından mıydın?
Kızlar mutlaka babalarına ayrı bir yer açarlar kalplerinde. Ben de çok severdim babamla vakit geçirmeyi. Zaten babamı gören inanmıyordu. Bizde sanırım genetik; kimse yaşını göstermez. Arkadaş gibi gezerdik, köpeklerimizi gezdirirdik. Spor yapar, uzun uzun muhabbet ederdik. Bende de o yüzden baba ayrı yerde dururdu.

ŞARKILARDAN FAL TUTARIM

Sesin güzelmiş. Müzikle ilgili bir proje yapacak mısın?

“Güzel” diyorlar, (kahkahalar). Kendime ait birkaç mırıldandığım şarkı var. Bestesi ve sözü bana ait olan, sağa sola çizdiğim, kaydettiğim çalışmalar… Müzik benim yaşam alanımın her yerinde. Zamanla yeni şeyler yaratıp paylaşmayı çok istiyorum.

Şarkılardan fal tutar mısın?
Bir sonraki şarkı banaysa bana uygun bir şarkı gelmesini isterim, sözlerini dinlerim. Şarkı sözlerinden çıkarımlarda bulunurum, illa içinde bir anlam ararım. Şarkılar beni çok etkiler çünkü. Ben zaten her şeyden mesaj almaya, işaret bulmaya çok meyilliiyim. Arar bulurum, mesajımı çıkarırım.

"True Romance’da Patricia Arquette’in oynadığı o deli yürek cesaretli ve serseri kız Alabama’yı oynamak isterdim" demişsin bir röportajında sen hiç serserilik yapmadın mı?
Bizim serseriliklerimiz filmlerdeki kadar olamıyor. Küçükken geceleri bir bahçeden öbürüne atlamayı serserilik sanırdık. Alabama'yla bir olur mu hiç! Kadın deli dolu, cesur, güzel ve sevdiği adam için ölümden dönüyor. Cesur kadınları izlemeyi seviyorum.

Okuldan da kaçmadın mı?
Okuldan kaçıp tost yerdik. Sanki okulda tost yok. Kaçmış olmak için kaçıp okul kenarlarında gezip camdan bakan öğrencilere nanik yapardık. 

GÜNE ALARMLA UYANIRIM

Güne nasıl uyanırsın?

Alarmla. Gerçekten aralarında 5’er, hatta 3’er dakikalık alarmlarım meşhurdur. Haftanın 6 günü çalıştığım ve çok erken saatlerde uyandığım için alarmsız olmuyor. Şaka bir yana, olabildiğince enerjik uyanmaya çalışırım. En sevdiğim parçaları açarak dişlerimi fırçalar, yüzümü yıkar, üstümü giyinirim. Kimi zaman 10 dakikada evden fırlar kimi zaman aheste aheste hazırlanırım.

Uykucu biri misin?
Uykuyu severim ama uykucu değilim. Boş günlerimde evde mayışmayı, uzanmayı, oradan donup oraya kıvrılmayı da çok severim ama “amma uykucu” denecek bir tarafım yok. 
Konular Röportaj