Merve Sevi: "Zayıf noktam saflığım.."

Merve Sevi: “İnsanların bu kadar kolay ve hızlı bir şekilde yalan konuşabiliyor olmasına inanmak istemiyorum. En zayıf noktam saf olmam galiba, çabuk inanırım...”

Merve Sevi: "Zayıf noktam saflığım.."
Merve Sevi'nin Milliyet'te yayınlanan röportajı..

- ‘Hayat Mucizelere Gebe’ erken final yapıyor. Neler söyleyeceksiniz?


Evet, ben yeni gelen projeleri değerlendirme aşamasındayım. En kısa zamanda tekrar buluşacağız.

- Bu projede sizi çeken ne olmuştu?

Yıllar önce Med Yapım ve Fatih Aksoy’la çalışmıştım. Menajerim Tümay Özokur projeden bahsedince ilgimi çekti, hikayesini eğlenceli buldum. Çok sevdiğim oyuncuların da projede yer alması sebebiyle kısa süre içinde ekibe dahil oldum.

- Burcu nasıl bir karakter?

Şaşkın, iyi niyetli, güler yüzlü, duygularını coşkuyla yaşayabilen bir kız.

-Canlandırdığınız Burcu’yla benzer noktalarınız var mı?

Ben hayatı aşırı programlı yaşarım, sürprizlere pek yer vermem ve detaycıyımdır. Durumu kurtaran anlık yalanlar söylemeyi de beceremem. Burcu yaşadığı haksızlıklara bir kalkan oluşturmuş, iletişim anlamında başarılı değil. Yani anlayacağınız güler yüzümüz hariç ortak özelliğimiz yok.

- Gerçek hayatta dizideki gibi bir durum başınıza gelse ne yapardınız?

Hayat çok güzel ambalajı yapılmış hediye paketi, içinden ne çıkacağını bilmiyoruz. Bazen bir gülle gülümserken bazen yediğimiz yumrukla yere seriliyoruz. Ama biliyoruz ki ölüm hariç çaresiz hiçbir açmaz yok. Bu projedeki konu çok ciddi bir hata ama çözüme dair seçenekleri var. Ben böylesi bir hatayı kim bilir belki de yapabilirdim ama sevdiklerim ve ailem tarafından kesinlikle hoş karşılanmazdı.

- Burcu’nun yaptığı gibi bir doktor hatasına maruz kalsanız tepkiniz ne olurdu?

Yaşamakla varsaymak arasında inanılmaz fark var. Çok zor bir durum, trajikomik de aynı zamanda. Ailem ve sevdiklerim pek iyi tepkiler vermezlerdi diye düşünüyorum. Ama ben ne yapardım tahmin edemiyorum.

-Dizideki gibi mucizelere inanır mısınız? Bugüne kadar başınıza gelen en büyük mucize neydi?

Okuduklarımdan hayatıma mucize yaratabiliyorum. Seda Diker’in kitapları hayatıma sekiz ayda yön verdi, beni geliştirdi.

- 10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Mutlaka yerçekimine yenik düşeceğim orası bir gerçek... Bu evrende, hak ettiğim yer her neresiyse orada olmak istiyorum. İyi şeyler yapıyorum, iyi enerji yayıyorum ve iyilikler diliyorum.

- TV dünyasını çok erken yaşta başladınız. Bu sizin için avantaj mı yoksa dezavantaj mı oldu?

Avantajını çok gördüm; hayatı erken tanımak, öğrenmek, sorumluluk sahibi olmak, çok güzel bir duygu. Gerçeklerle erken yüzleşiyorsunuz ama gerçekler canınızı yaksa da kontrollü olabilmek çok önemli. İyi ki annem başımdaydı ve yanımdaydı, desteği beni büyüttü.

- Size göre zayıf noktalarınız neler?

En zayıf noktam saf olmam galiba, çabuk inanırım. Ben insanların bu kadar kolay ve hızlı bir şekilde yalan konuşabiliyor olmasına inanmak istemiyorum.

‘Evlilik korkum yok’

- Sperm bankasından hamile kalmayı düşünür müydünüz?


Sağlığımla ilgili ciddi bir açmazım olmadığı sürece kesinlikle düşünmem, öyle bir durumda dahi tercih edeceğimi sanmıyorum.

- Anne olmayı istiyor musunuz?

O mucizevi duyguyu mutlaka yaşamak istiyorum.

- Anne olmanın biyolojik bir saati var mıdır?

Tabii var 30’u geçmese iyi olur ama kısmet bu işler. Bir kadın çocuklardan nefret etmiyorsa şayet anne olmaya hazır doğuyor zaten. Biyolojik saat ve doğru insan gündeme geldiği anda o içgüdüler sizde harekete geçiyor diye düşünüyorum.

- Yaş 30’a yaklaştıkça evlilikle ilgili baskı başlıyor mu?

Ailem bir baskı uygulamıyor benim de korkularım yok. Oyunculuk konusundaki düşüncem aslında benim hayat felsefem, hiçbir şey ‘olmalı diye olmamalı’, olmasını istiyorsam olmalı… Benim acelem yok, an ne gerektiriyorsa onu yaşıyorum.

‘Kadınlar, erkeklerin dilinden anlamıyor’

- İyi bir ilişkinin sırrı nedir sizce?

İyi bir ilişkinin sırrı saygıdır. Konuşmak kadar susmayı da becerebilirseniz, empati kurarsanız, ilişkilerinizin esası samimiyetle devam edebilirse asla sorun kalmaz.

- Erkekler, kadınların dilinden anlıyor mu sizce?

Kadınlar, erkeklerin dilinden anlamıyor bence. Aslında kimse kimseyi anlamıyor herkes kendi derdini anlatmanın peşinde…

- Yaşlılığınızı nasıl hayal ediyorsunuz?

Komik, sevimli ama biraz da çekilmez olacağımı sanıyorum.

- Güzellik sırlarınız var mı?

Yeniliklere kapalı olduğumu söyleyebilirim. Mesela saçlarımda hiç boya yok, beyazlarımla yaşıyorum ve mutluyum. Sağlıklı olmasını da belki de çok işlem görmemesine borçluyum. Düzenli cilt bakımı yaptırırım, nemlendiricilerimi sürerim, makyajla yatmam, temizliğe önem veririm.

- Mutfakla aranız nasıl? Sizce erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer mi?

Mutfakta yemek yapanlarla aram çok iyi, birileri yemek yapsın ben yiyeyim istiyorum. Dolayısıyla keyifli bir yolculuk olacağını düşünmüyorum. Ya da başka açıdan bakalım, ne kadar çok lezzetli yemek o kadar da koca göbek…

- Oyunculukta kurallarınız var mı?

Oyunculukta hissiyatımı zorlayacak konulara hiç girmem. Mantıklı gelen her şey olabilir, sınırlar bellidir burası Türkiye… Hududu bilerek yaşamakta fayda var.

- Neden uzun bir ara verdiniz ekranlara?

Oyunculuğa bakış açım sadece ekranla sınırlı değil. Oyunculuğa ara vermedim hep mesleğimi yapabildim ne mutlu ki… Bir projenin içinde sadece olmak adına olmak istemiyorum. Hem o projede olmak istemeliyim hem de karakteri yaşamayı istemeliyim. Acelem yok.