Mimar Sinan’ın hayatı belgesel oluyor
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı desteğiyle hayata geçirilen “8 Ülke, 8 Yönetmen ve Sinan” adlı belgeselin çekimleri Mahmut Fazıl Coşkun yönetmenliğinde devam ediyor.
CEMAL HÜNAL (MİMAR SİNAN): KUMAŞLARI BEĞENMESEM
OYNAMAZDIM
Mimar Sinan’ı canlandırmak nasıl bir duygu?
- Çok keyifli. Sade ve yoğun... Eli ve kafası sadece yaptığı ve
yapacağı işlerle meşgul olan, onun dışında pek de bir mevcudiyet
göstermeyen bir insandan bahsediyoruz. O yüzden çok enteresan bir
rol.
Rol size ilk teklif edildiğinde oynayıp oynamama konusunda
tereddüt ettiniz mi?
- Evet, ilk başta tereddüt ettim. Çekilen tarihi filmlerde
kullanılan kumaşlar, dokular çok önemli. Kostümlerde kullanılan
kumaşlar da öyle... “Kumaşları beğenirsem oynarım” dedim. Sanat
yönetmeniyle tanıştım. Bana kullandıkları kumaşları, eski
kağıtları, büyüteçleri gösterdi. İçime sindi, rolü kabul ettim.
Yani bu projeyi kabul etmenizdeki en önemli etken
kullanılacak malzemelerin döneme uygunluğu, inandırıcılığı mı
oldu?
- Evet, genel olarak beni tatmin eden kısmı o inandırıcılık... İyi
de bir senaryo vardı ellerinde. Belgesel benim televizyonda en çok
sevdiğim ve tek faydalı gördüğüm mecradır. Ben film dünyasına
belgeselci olmak için girmiştim. Dolayısıyla da şimdi böyle bir
projede yer almak çok keyifli.
Yüzünüzde çok ağır bir makyaj var, ayrıca sakal eklenmiş.
Nasıl hissediyorsunuz kendinizi bu makyajla?
- Çok zor tabii. Her gün yeniden yapılması gerekiyor. Yüzde çok
fazla kaldığından küçük yaralar bile oluşuyor. Havanın sıcak olduğu
günlerde çekimlerde gerçekten çok zorlandık ama elimizden geleni
yapmaya çalışıyoruz.
Rolünüze çalışırken Mimar Sinan hakkında dökümanlar
okudunuz mu?
- Genel bir bilgim vardı zaten ama hayatındaki anılar, dostlukları,
kalfalarıyla ilişkileri ve kendi iç dünyasını okumak tabii ki daha
aydınlatıcı oldu. Rolü fazla süslememeye, karakteri şişirmemeye
özen gösteriyoruz. Yaptığı işlerle mevcut olan bir adam çünkü. Çok
ince zekalı biri. Döneme göre çok cüretkâr bir espri anlayışı da
var. Ama bunu genellikle eserleriyle göstermiş.
ORHAN ALKAYA (KANUNİ): AT BİNME SAHNELERİ BENİ
ZEHİRLEDİ
Siz bu projede hangi roldesiniz?
- Ben Mimar Sinan’ın eserlerini ürettiği süre boyunca tahtta kalmış
olan Kanuni Sultan Süleyman’ı oynuyorum.
Kanuni Sultan Süleyman’ın 25 yaşında tahta çıktığı halini
de 43 yaşındaki halini de siz oynuyorsunuz. 25 yaşındaki birini
oynamak nasıldı?
- Tam anlamıyla 25 yaşını oynamam hedeflenmedi. Ama vücut dilini
iyi kullanmamın, yapılan makyajın isteneni vermemde büyük katkısı
oldu. Tüm set çalışanları inandırıcı olduğum
kanaatinde...
Daha önce tarihi bir karakteri canlandırmış
mıydınız?
- 1981’de “İttihat ve Terakki” dizisinde Cemal Paşa’yı
canlandırmıştım. Bir başka dönemi hissetmek gerçekten hoş bir
duygu.
At binme sahneleriniz de varmış sanırım. Zorlandınız o
sahneleri çekerken?
- Aksine yeniden zehirledi beni.
Çocukluğum zaten at üzerinde geçmişti. Bu film yüzünden yeniden at
binme sevdasına kapıldım. En kısa zamanda yeniden
başlayacağım.
Ebru Esen Turgud