'Muhabbet tellalı'ından yapımcı olursa!..

Biri İstanbul’un en ünlü “muhabet tellalıydı” bir zamanlar…

'Muhabbet tellalı'ından yapımcı olursa!..
Uçankuş yazdı...

Biri İstanbul’un en ünlü “muhabet tellalıydı” bir zamanlar…
O günleri bilenler çok iyi bilir!..
Çok da başarılıydı.
Şimdi o “çalışmaların” meyvesini toplamaya başladı!..
“Emeklerinin”(!) karşılığı olarak bir anda yapımcı(!) olarak çıktı karşımıza…

Eee, kafa aynı kafa(!) olunca, rezil-iftiralar dolu senaryolar çıkmaya başladı ortalığa…
Yazık çoluğuna çocuğuna… Çocuğunun müstakbel eşine… Kendini düşünmüyorsa, onların hayatını düşünür insan…
Kendilerini şimdi “yapımcı” olarak “yutturan” bu “muhabbet tellalı”nın“ne” olduğu, böyle yapa yapa tümüyle ortaya çıkacak zaten, belli oldu artık…

Şu an ismi vermiyoruz, çünkü, “çalıştıkları” ve“çalıştırdıkları”(emekçileri) ile konuşuyoruz!.. Onların söylemleriyle olacak esas pandomim!..

Bu “muhabbet tellalı” yapımcı, tüm bu iftiralara bile bile alet olmanın ne demek olduğunu öğrenmeli artık… Onun karıştırdığı gibi(!) aynen, çoluğuyla, çocuğuyla!..

Ve bir de “yancı” almış yanına…
Onun ismini yazmasak da, medyada “yancı” der dermez herkes kim olduğunu biliyor zaten…

Lucca’lardaFuga’lardaBillionaire’lerde, O’nun Bu’nun masalarında avanta rakıları, viskileri devirirken, çok sıkça görürsünüz bu “Yancı”yı…

Meşhur “Yancı” şimdi de “basın danışmanlığı”na soyunmuş!..
Hem de kimin?..
Meşhur “Sümbül”ün!..

Sanki Sümbül’ün ağzı dili yok, “yancı” yapıyor O’nun adına açıklamaları!..
Bu meşhur “Yancı”yı bilmeyenler de, yakından ismen öğrenecek yine burada…
Çünkü, aynı “Muhabbet Tellalı”nda olduğu gibi, O’nun masalarını “şereflendirdiği”(!) kişilerden rica ettik, önce onlar anlatacaklar “Yancı”yı…

Ve Sümbül… Geçmiş bunların arkasına “nasıl da iplerle” oynatıyor bunları?..
Sümbül“mal”ını hala pazarlayacak yer bulamadığı için bunlara sırtını dayamış…
Sümbül“Muhabbet tellalı”yla beraber, başkalarına olduğu gibi “Mal”ıpatronlarına da yanaştırmaya çalışıyor. Ha keza, getiriyorlar “mal”ı şirkete, odasına çıkarıyorlar; ha keza, alıp götürüyorlar beraber Üsküdar’ayemeğe!.. Patron farkında değil ama bunlar anlatıyorlar her şeyi herkese!..

Ama “mal” elinde kalmış Sümbül’ün, evet elinde kalmış!..
Düşürememiş patronu da bir türlü!.. Patron “defolu mal” istemiyormuş!..
Sümbül, patronla telefonda konuşurken, bir de açıyormuş hoparlörü, dinletiyormuş yanındakilere... Hatta bir keresinde yine hoparlörü açtığında şu “mal” konusunda kendisini yanlış bir duruma soktuğu için Sümbül fenafırça yemiş patrondan… Yanındakiler de dinlemiş!..
Ama Sümbül, “mal”ını bırakmaz?.. Ne zamana kadar!.. Bir kere satana kadar!..
Aramadığı kalmamış…

“Mal”ı, yaşadıkları yüzünden “defolu” görenleri ikna etmekle uğraşıyormuş. Ancak nihayet sonunda, “Mal”ı da ikna etmiş ve önümüzdeki günlere “yemekler” bağlamış sonunda… Yani muradına ermek üzere Sümbül

Zaten “mal”ı bir kere satsa yeter… Ondan sonra çekip gidecek, çünkü artık“mal mundar” olduğu için, “mal” gerçek değerini öğreneceği yerlere gidip, “kendi değerini” öğrenme şansını da kaybedeceği için Sümbül rahatlayacak!..

Yani mal ortada şu anda!..
İnsanın kendine yaptığı kötülüğü hiç kimse yapmazmış!..
Bu laf, şu an “mal” için de, “Yancı” için de, “Muhabbet Tellalı” için de geçerli…
Ama Sümbül farklı!.. Anladığımız kadarıyla o kötülüğü “idol” edinmiş… İnsanların kavga etmesi, şart ona göre… Çünkü ya o insanlar bir gün kendi aralarında(mal dahil) ve muhataplarla konuşurlarsa ne olacak?..Sümbül’ün bütün yalanları ortaya çıkacak ve FELAKET!..
O yüzden bu mücadele Sümbül için bitmez…

Barış, O’nun için felakettir.
Haa, “Mal”ı sattıktan sonra ciddi ölçüde rahatlayacağı da kesin!..
Ve… Bir de şu her yıl yaptığı “büyük bir iş” var ya, yine taşeron olarak onun peşindeymiş… Ama “Mal”ını ihmal etme korkusundan, o işi de ihmal etmeye başlamış!.. Çünkü “Mal”ı iki dakika “boş” bıraksa, her şey ortaya çıkacak diye korkuyormuş!..
“Mal”ın her an gözünün açılabilme ihtimali var ya, Sümbül’ün rüyalarını kabusa çeviriyormuş!..
Sonuç olarak, kendini akıllı zanneden “Mal”ın da, aslında eğitimsizlik yüzünden ne kadar “defolu bir mal” olduğunu kendisi de anladığında, daha doğrusu basit yalanlarla nasıl kolayca kandırıldığını çözdüğünde, nasıl bir“pişmanlık” ve öfke yaşayacağını şu an düşünmek bile istemiyoruz!..

Not: Bu yazıda geçen kişi ve karakterler tamamen hayal ürünüdür :) :) :)
Ama tabi ki devamı da ciddi bir şekilde; söylemler, ifadeler, açıklamalar, deliller, “emekçiler”in itirafları v.s şeklinde gelecek, bunu da söylemezsek olmaz!..