Murat Han'ın spor tutkusu
Murat Han’ın iki büyük tutkusu var: Oyunculuk ve spor. İkisinde de her geçen gün biraz daha iyi olmayı hedefliyor. Han, hayatının bu iki vazgeçilmezini anlattı.
“Eve Düşen Yıldırım” dizisindeki oyunculuğuyla dikkat çeken Murat Han ile kapak çekimlerinin yapılacağı stüdyoda buluşuyoruz. Han, oynadığı roller ve mizacı gereği çok soğuk bir izlenim veriyor. Ancak karşımızda, beklemediğimiz derecede sıcakkanlı bir adam var. Çekimi yarım saatte bitiriyoruz. Picasso’nun bakış açısıyla buna, “Uzun yıllar artı yarım saat” de diyebiliriz. Çünkü Murat Han sahip olduğu fit ve kaslı vücut için çok uzun yıllardır antrenman yapıyor. Çekimlerden sonra sohbete başlıyoruz.Murat Han, oyuncu olmaya küçük yaşlarda karar vermiş ve tüm kararlarını buna göre almış. Lise yıllarında okul tiyatrosunda tanıştığı oyunculuk, onun için kısa sürede tutkuya dönüşmüş. Hedefine ulaşmak için ilk adımı Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne girerek atan Murat Han, daha sonra gözünü yurtdışına çevirmiş ve oyunculuğunu geliştirmek için Los Angeles’ın yolunu tutmaya karar vermiş:
AMERİKA MACERASI
“Üniversitenin ikinci sınıfında okurken bir şeylerin eksik
olduğunu hissettim. Yurtdışındaki oyunculuklarla Türkiye’deki
oyunculukları kıyasladığım zaman bir şey bana farklı geliyordu. Bu
farkın ne olduğunu tam da bilemiyordum. Sanki geleneksel bir
oyunculuk tarzı, bir de evrensel oyunculuk tarzı var gibi
geliyordu. Mesela ‘Hamlet’i Türkiye’de izlediğimde sürekli bizim
Türk kültürünün getirdiği tepkileri görüyordum. Bu beni rahatsız
ediyordu. Buna kafa yordukça, her kültürün kendine ait bazı
özellikleri olduğunu fark ettim. Mesela Akdeniz ülkelerinden
insanlar vücutlarını çok daha aktif şekilde kullanıyor. Bir İngiliz
daha donuk ve sadece dilini kullanarak olaylara tepki gösteriyor.
İyi bir oyuncu olmak için bunları çok daha iyi anlamam gerektiğini
düşündüm ve Amerika’ya gitmeye karar verdim. Amerika kararı o zaman
zor gelmiyordu. Amerika’ya gitmek, orada eğitim almak beni o kadar
heyecanlandırıyordu ki, sonuçları üstüne çok düşünmüyordum bile. O
yaşlarda çok idealist oluyorsun ve riskten korkmuyorsun. Ben de
bunun avantajını yaşadım.”
HOŞGÖRÜLÜ OL
Bu radikal karardan sonra tam dokuz yıl Los Angeles’ta yaşamış
Murat Han. Orada geçirdiği yılların karakterine de çok şey
kattığına inanıyor: “Los Angeles’ta geçirdiğim yıllar
boyunca birçok farklı vizyon kazandım. Hoşgörüyü tanıdım. Los
Angeles’ta bir Rus’la kalıyordum. Onunla yaşamak bile bana çok şey
öğretti. İnsanları farklılıklarıyla kabul etmeyi öğrendim. Los
Angeles macerasının bana kattığı en önemli şey bu oldu. Tabii ki
oyunculuk konusunda kendimi geliştirmemde de önemli bir rol oynadı.
Ancak karakter anlamında bana çok daha fazlasını
kattı.”
KENDİNİ ASLA YETERLİ GÖRME
Murat Han, yaptığı işte her zaman kendini geliştirmek isteyen bir
adam. Oyunculukta daha çok uzun bir yolu olduğunu biliyor:
“Çok büyük bir oyuncunun performansını izlemek bile daha
öğrenecek çok şeyim olduğunu gösteriyor bana. Oyunculuk derin
çalışma gerektiren bir iş. Sürekli kendine bir şeyler katman
gerekiyor. ‘Ben zaten oyunculuk eğitimi aldım, her şeye hazırım’
derseniz, düşüşe geçmeniz kaçınılmazdır. Oyunculuk insanın her
zaman kendini daha çok geliştirebileceği bir meslek. Ben de sürekli
kendimi geliştirmeye, yeni şeyler öğrenmeye
çalışıyorum.”
ŞANSIN ÖNEMİ
“Şans çok çalışanın yanındadır” derler ya, Murat
Han’ın hikâyesi de bunun bir kanıtı gibi. Oyuncu, kariyerinde çok
önemli bir yere sahip olan ve kendisine En İyi Erkek Oyuncu dalında
Altın Portakal getiren “Mutluluk” filminin başrolünü almasının
sadece bir tesadüften ibaret olduğunu anlatıyor: “Los
Angeles’ta yaşarken, tatil için İstanbul’a gelmiştim. Bir arkadaşım
ajansa uğraması gerektiğini söyledi. Ben de onunla gittim. Bekleme
salonunda onu beklerken filmin casting’ini yapan Zeynep Belkis beni
gördü ve film seçmelerine katılmamı önerdi. Ben de 300 kişiyle
birlikte seçmelere girdim. Üç haftanın sonunda rolü almayı
başardım.”
ANTRENMANLARIN KARŞILIĞI
Tabii bu tesadüfte Murat Han’ın hayatı boyunca spordan asla
vazgeçmemesinin payını da unutmamak lazım. “Mutluluk” filmindeki
Cemal rolü için yapımcılar fit ve güçlü görünen bir adam arıyormuş.
Zeynep Belkis’in Murat Han’a bu teklifi yapmasındaki sebep de onun
bu özellikleri barındırması olmuş. Murat Han spor yapmayı
oyunculuğun bir gereği olarak görmüyor. Aslında spor, oyunculuğa
göre Murat Han için çok daha eski bir aşk: “Ben gerçek bir
spor tutkunuyum. Dünyaya bir daha gelsem ve bana biri ‘Ne istersen
olabilirsin’ dese, kesinlikle bir NBA yıldızı olmayı isterdim.
Spora 10 yaşında atletizmle başladım. Daha sonra Ankara’da beş sene
basketbol oynadım ve spordan hiç kopmadım. Spor, kendimi bildim
bileli hayatımın en önemli parçalarından biri.”
KAYTARMAK YOK
Murat Han bu yıl rol aldığı “Eve Düşen Yıldırım” dizisinin yoğun
temposu nedeniyle vakit bulmakta zorlansa da, haftada en az dört
gün antrenman yapmaktan vazgeçmiyor: “Klasik bir
antrenmanım 20 dakikalık bir kardiyo çalışmasından ve ağırlık
antrenmanından oluşuyor. Farklı kas gruplarını çalıştırdığım üç
farklı ağırlık antrenmanı programım var. Bütün antrenmanlarım 55
dakikalık bir süre içinde bitiyor. Bu süreden fazlası, kaslara
zarar verebiliyor. Ağırlık antrenmanlarında verimimin düşmemesi
için kardiyo antrenmanımı en sona bırakıyorum.”
Her gün saat 17.00’de işten çıkanlar bile zamansızlığı
bahane ederek spordan kaytarırken, gece geç saatlere kadar setlerde
çalışan Murat Han için bu bir seçenek değil: “Dizi
çekimlerinin saatleri ve yoğunluğu bazen spor yapmamı
zorlaştırıyor. Her hafta bir sinema filmi uzunluğunda dizi
bölümleri çekiyoruz. Amerika’da yaşayan oyuncu arkadaşlarıma bir
sezonda 90 dakikadan 39 bölüm çektiğimizi söyleyince inanamıyorlar.
O yüzden de gece gündüz çalışılan bir iş temposu ortaya çıkıyor.
Dolayısıyla spor programınızı takip etmeniz zorlaşıyor. Bazen sete
sabah gidiyorum ve gece yarısına kadar çalışıyorum. Bu zamanlardan
bir gün sonra uykumdan kısıp sabah antrenmanı aradan çıkarıyorum.
Ben sporu hayatımın vazgeçilmez bir parçası olarak gördüğüm için
kaytarma gibi bir ihtimalim yok. Eğer tek bir amaç için
yapıyorsanız, bir süre sonra kaytarma ihtimaliniz artar. Diyelim ki
spor yaparak zayıflamak istiyorsunuz. Bir süre sonra istediğiniz
kiloya gelir, bırakırsınız. Spor bence bir yaşam biçimi. Sporu
endorfin salgılatan, hayatınızın vazgeçemediğiniz bir parçası
olarak görürseniz kaytarmazsınız.”
AÇ KALMIYOR
Bu kadar düzenli ve disiplinli spor yapmanın bir
avantajı daha var. Kilo vermek için aç kalmak zorunda kalmamak.
Murat Han sadece şeker ve yağ kullanmamaya özen gösteriyor. Her
şeyi azar azar yemeye dikkat ediyor. Onun dışında çok zorlayıcı bir
beslenme düzeni takip etmesine gerek yok. Zaten sürekli aktif olan
vücudu onun metabolizmasını hızlandırıyor ve fit kalmasını
sağlıyor.
YURTDIŞINDAN TEKLİFLER GELİYOR
Dizi çekimlerine ara verildiği yaz döneminde de antrenmanlarına ara
vermeden devam eden Murat Han, ileride önemli sinema projelerinde
yer almak istiyor: “Sinema beni manevi olarak çok daha
fazla tatmin ediyor ama sinema projelerinde de seçici davranıyorum.
O yüzden Türkiye’de bugüne kadar sadece iki sinema filmim oldu.
Yurtdışından bazı sinema filmi teklifleri geliyor. Geçen sene
‘Trophy’ adında bir filmde rol aldım. Önümüzdeki günler neler
gösterir bilmiyorum. İleride iyi sinema filmlerinde başarılı olmak
en büyük hedefim.”
Fatih BÜYÜKBAYRAK