Öncel Öziçer: 'İzleyici angut mu?'
"Bu konu artık bir daha açılmamak üzere kapanmalı. Bir insan sevdiğini kaybedince; yas tutar, oturur ağlar. Ciğeri ta içinden yanar."
Yine o malum konuyu bu kez Halit Akçatepe açtı.
Hürriyet’te yayınlanan röportajında "Siz neşeli bir insansınız,
hayata hep gülerek mi bakıyorsunuz?" sorusuna şu cevabı vermiş ünlü
oyuncu: "Evet, hep gülerek bakarım.
Çünkü hayat gülünecek bir olay.
Niye üzüleceksin, niye dert edeceksin ki kendine? Benim anam öldü;
anamı gömdüm sonra akşam oyuna çıktım, oyun oynadım. Babam öldü,
babamı gömdüm, gittim çekime, rolümü oynadım. Seyirci onu anlamaz
ki? Ayy bu çocuğun babası ölmüş, bu çocuğun anası ölmüş demez ki?
O, parayı vermiş, seni seyredecek. Onun ne günahı var? O zaman onun
karşısında oynayacaksın. Mecbursun, o senin işin çünkü. Gömersin,
yeniden işinin başına dönersin."
HALDEN ANLAMAZ MI?
Bir kere hayat; annen, baban öldüğünde bile neşeni kaybetmeyecek
kadar ’gülünecek bir olay’ değil.
Ne münasebet? Hatta yok artık!
Ve ancak anne- babasının ölümünü dert etmeyecek ya da dert etse de
’neşesini bozmayacak’ biri, cenazeden ayrılıp sahneye
çıkabilir.
Şu ’Perde hiçbir zaman kapanmaz, kapanması teklif edilemez’
saçmalığı da böylece hayata geçmiş olur.
Bu konu her açıldığında söylüyorum; oyuncu olsam ve annem, babam ya
da çok yakınlarımdan herhangi biri öldüğünde, akşamına biri bana
"Haydi Öncel sahneye" dese, bunlar o kişinin bu konuda edeceği son
sözleri olabilir.
Tepkimden sonra bir daha yas sürecindeki hiçbir oyuncuya böyle bir
teklifte bulunamaz çünkü.
Ayrıca her şey bir yana, yine o röportajda Akçatepe demiş ya hani,
"Seyirci onu anlamaz ki? Ayy bu çocuğun babası ölmüş, bu çocuğun
anası ölmüş demez ki? O, parayı vermiş, seni seyredecek. Onun ne
günahı var?
O zaman onun karşısında oynayacaksın" diye...
Hah işte, o noktada da büyük itirazım var.
Efendim seyirci angut mu? Öküz mü? Ruhsuz, gaddar, vicdansız,
duyguları alınmış, budaklı bir odun mu?
Böyle bir özrü kabul etmez mi?
Halden anlamaz mı?
Ya da bir adamın daha birkaç saat önce annesini gömdüğünü bile bile
sahneye çıkıp komiklikler, şakalar yapmasını içine sindirebilir
mi?
Saçmalıklar silsilesi.
NE BÜYÜK SANATÇI!
Bu konu artık bir daha açılmamak üzere kapanmalı.
Bir insan sevdiğini kaybedince; yas tutar, oturur ağlar. Ciğeri ta
içinden yanar.
Gidip de üç kuruş para verdi diye ayıp olmasın diye elalemin
gönlünü eylemez.
Eyleyen olursa da kimse ona "Aman ne büyük sanatçı, hey maşallah"
demez!
Öncel ÖZİÇER