Öncel Öziçer yazdı: "Av değil yok etme merakı"

"...Benim kafamın rahatlaması için illaki denizden bir canlıyı çıkarıp, ağzından oltayı cart diye çekip bir kovaya atmam ve o kovada havasızlıktan çırpına çırpına ölmesini izlemem mi gerekiyor?"

Öncel Öziçer yazdı: "Av değil yok etme merakı"
Öncel Öziçer'in GAZETE 9 EYLÜL'DE yayınlanan yazısı...

Bütün avcılar katildir ve avcılık bir spor değildir.

17 yıldır bu cümleyi yazmaktan bıkmadım, bıkmayacağım.

Her fırsatta, “Ben avcıyım” diyenlere “Hayır sen katilsin” demekten vazgeçmeyeceğim.

“Avlanma merakım var benim” diyenlere karşılık “Hayır, sana hiçbir zararı olmayan, kendi doğal ortamında yaşayıp giden bir canı öldürmekten zevk almaya merakın var” yanıtını vermekten usanmayacağım.

Bırakın nesli tükenmekte olan hayvanları avlamayı, ‘kafa boşaltmak için’ çıkılan masum bir balık avı bile bana son derece anlamsız geliyor.

Benim kafamın rahatlaması için illaki denizden bir canlıyı çıkarıp, ağzından oltayı cart diye çekip bir kovaya atmam ve o kovada havasızlıktan çırpına çırpına ölmesini izlemem mi gerekiyor?

Bu hafta sonu Alaçatı’da artık geleneksel hali gelen bir balık turnuvası vardı.

En büyük balığı yakalayana ödül verildi.

Turnuva içinde pek çok aktivite gerçekleşti. Daha doğrusu gerçekleşmiş.

Ben yıllar önce bu organizasyonun ilkine katılmış, yakalanan en büyük balığın önünde poz bile vermiş, ama bir daha da adım atmamıştım.

Giden gitsin, bu işlerden keyif alan alsın. Benlik bir durum değil.

Geçimini balıkçılıkla sağlayanları anlarım da, afili tekneleriyle sadece zevk için, “benimki daha büyük” demek için çıkılan yarışı anlamam mümkün değil.

Denizin ortasında büyüklere oyun parkı gibi bir durum…

Neyse…

ÖNCEL ÖZİÇER'İN YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...