Öncel Öziçer yazdı: "Canım Paşam..."

"...Hasta olduğunu anlamadan bir anda gitti, tek tesellimiz bu. Gözümün önünde hep dev gibi, dimdik sırtıyla hızlı hızlı yürümesi. Ve gülmesi."

Öncel Öziçer yazdı: "Canım Paşam..."
Öncel Öziçer'in GAZETE 9 EYLÜL'DE yayınlanan yazısı...

Ne tadım var ne tuzum…

Gerçi bu ülkede yaşayıp da sabahları içinde yaşama sevinciyle uyanmak biraz zor ama bugün ayrıca kolum kanadım kırık.

Ergun Ulcay’ı yolcu ettik dün… Ergun Abi’yi…

Efsane foto muhabir, yönetici… Herkesin ama herkesin sevdiği, saydığı Paşamız…

65 yaşında gitti.

Ben tanıdığımda artık yavaş yavaş foto muhabirliğini bırakmaya hazırlanıyordu.

Kıdemlinin de kıdemlisi idi.

Ben de daha üniversiteden yeni mezun tıfıl bir muhabir.

Benim yapacağım haber eğer önemli bir iş ise, manşete taşınacak değerde ise, foto muhabiri olarak Ergun Ulcay verilirdi. Ben havalara uçardım, habere efsaneyle gideceğim diye… O da suratını asar da asardı, bu tıfılla benim ne işim var diye…

İlk başlarda yani…

Sonra çok iyi arkadaş olduk. Gazete içinde herkes gibi benim de beraber en çok eğlendiğim, güldüğüm, makara yaptığım kişiydi.

Yaş farkı hiç önemli değildi çünkü Ergun Abi yaşsızdı.

Karşıdan bakınca hükümet kapısı gibi çatık kaşlı görünüp de içi bir o kadar lunapark gibi renkli, eğlenceli başka insan tanımadım ben.

Komikti.

Fırlamaydı.

Cüssesi dev gibiydi.

Ruhu gökkuşağı.

Hastalık ve ölümle ilgili konuşmalar yapıldığında hemen yanımızdan kaçardı.

Kızgınlığı, öfkesi bile komikti.

Arkadaşlarla birbirimize göz kırpar “Ergun Abi senin rengin biraz soluk gibi sanki, hayırdır?” deyince basardı okkalı küfürü hemen uzaklaşırdı. Gülerdik, biz onun olduğu ortamlarda zaten hep çok gülerdik.

Hasta olduğunu anlamadan bir anda gitti, tek tesellimiz bu.

Gözümün önünde hep dev gibi, dimdik sırtıyla hızlı hızlı yürümesi.

Ve gülmesi.

ÖNCEL ÖZİÇER'İN YAZISININ TAMAMINI BURAYA TIKLAYARAK OKUYABİLİRSİNİZ...