Öncel Öziçer yazdı: "Gülben ve 'hesapsız' hareketler"

"...Bu camiada aklını Gülben Ergen'den daha iyi kullanan biri az bulunacağı için hemen her açıklamasına olduğu gibi buna da gülüp geçmek lazım..."

Öncel Öziçer yazdı: "Gülben ve 'hesapsız' hareketler"
Gülben ve 'hesapsız' hareketler

Bir kere şunda anlaşalım Hac'dan balayı olmaz!
Hac Hac'dır...
Balayı, balayı...
İkisinin amacı farklı, haleti ruhiyeti farklı...
Biri tatil, diğeri dini vazife...
Bu yüzden Gülben Ergen ve kocasının "Balayı için Hac'ca gitmeyi tercih ettik, takdir edeceğinize, eleştiriyorsunuz" derken bir daha düşünmesi lazım.

Gelelim şu çok tartışılan, Gülben'in paylaştığı Hac fotoğraları meselesine...
Sanki kendisi bu fotoğrafları koyarken olacakları bilmiyordu!
Artık yılladır hem özel hem iş hayatında attığı her adımı tek tek hesapladığını  sokaktaki çocuğun bile bildiği Gülben Ergen, aldığı eleştirilerden sonra; “Ben ne hissedersem onu yaşıyorum. Ben aklımla değil kalbimle düşündüğüm için ne hissedersem odur” demiş ya...
Bu camiada aklını Gülben Ergen'den daha iyi kullanan biri az bulunacağı için hemen her açıklamasına olduğu gibi buna da gülüp geçmek lazım.
Ayrıca bir insanın hırslı olması, tüm hayatını belli bir plan ve program üzerine oturtması ne ayıplanacak, ne de eleştirilecek bir olay... Ama bunu ısrarla tem tersi imiş gibi göstermek, işte sanırım Gülben'i bazı insanların gözünde itici yapan hep bu oldu.
Ayan beyan ortada olan bir kişilik yapısını inkar edip İnsanların zekasını küçümsüyor...


Ama tabii şu da var, herkese ahkam kesmekten de hepimiz bir kurtulalım mı artık?
Yok yemek fotoğrafı koyma, yok dudağını çemçük gibi büzüştürüp poz verme, yok onun bunun reklamını yapma...
Ben de yapıyorum bazen bunu... O yüzden kendime de kızıyorum.
Herkesin sosyal medya hesabı kendisini bağlar. Canın neyi isterse onun fotoğrafını koyar, altına istediğini yazarsın.
Rahatsız olan seni takipten çıkarır, konu kapanır.
Tamam bana da camide, Hac'da, mezarlıkta, mevlütte vs. poz verip bunu hesaplarında paylaşanlar son derece rahatsız edici geliyor ama demek ki o insan için bir sakıncası bulunmuyor.
Hani insanları yargılamadan yaşamayı öğrenecektik?
O yüzden Gülben'i de bu Hac fotoğrafları konusunda artık rahat bırakalım.
Evet yaptığını tasvip etmiyor olabilirsiniz ama orası kadının özel alanı...
Bu bir insanın evine girip "Salonunun koltuklarını beğenmedim, git değiştir yoksa bir daha sana misafirliğe gelmem" demek gibi bir şey..
Bunu artık yapmayalım... (Kendime de notumdur!)

*****

İyi ki gittin Leyla!


Leyla Bilginel Türk magazin tarihine "sperm bankasına başvurup çocuk sahibi olan ilk Türk kadın" olarak geçen bir isim...
Bir ara gündemimizi çok meşgul etmişti.
Bu yöntemle çocuk sahibi olmanın doğru olup olmadığını tartıştık durduk günlerce...
Gerçi bazıları Bilginel'in çocuğunun babasının kimliğini saklamak istediği için böyle bir yola başvurduğunu, sperm bankasına ise aslında hiç başvurmadığını iddia etmişti.
Sonuçta gerçekten kimseyi ilgilendirmeyecek bir konu... Çok kişisel bir karar...
Hem zaten bir kadın çocuk sahibi omaya karar verdiyse o çocuğu öyle ya da böyle bir şekilde doğurur!
Leyla Bilginel de böyle yaptı... "Ben babasız da bir çocuk büyütebilirim, aile olmak için bir erkeğe ihtiyacım yok" dedi ve Kayra'sını doğurdu. İyi de yaptı, sağlıkla büyüsün Kayracık.

Bilginel şimdi kendi deyimiyle hayatının tam ortasında başka bir marjinal karar imza attı ve aldı oğlunu Tayland'ın Phuket Adası'na yerleşti.
Ben kendisini bu cesur kararından dolayı ikinci kez tebrik ediyor ve 'Çok iyi yapmışsın Leyla' diyorum.
Bir kere Kayra'yı bu ülkede çok üzebilirlerdi.
Çocuklar birbirlerine karşı çok acımazdır biliyorsunuz. Kayranın peşinden "Senin baban bir kavanozmuş doğru mu?" diye koşturabilirlerdi.
Ana babaları bile bu konularda olgun tepkiler vermiyorken çocukları ne yapsın?
Bu ülkede sürüye dahil olmak istemeyenlerin ezilmeyi de göze alması gerekiyor ne yazık ki...
O yüzden Leyla ve oğlu iyi ki gittiler. Özenmiş bile olabilirim bu ikiliye...
Ne güzel! Yeni hayat, yeni yuva, yeni insanlar!
Rutine boyun eğmeyip arada tazelenmekte aslında herkes için büyük yarar var!

Öncel ÖZİÇER