Oya Akar: "Asker koğuşu gibiyiz"

‘Arka Sokaklar’ dizisinin 'Selin Komiser’i Oya Akar, erkek ağırlıklı bir sette çalışmanın avantaj olduğunu söylüyor: “Asker koğuşu gibiyiz. Saç, makyaj, kostüm diye bir şey yok”

Oya Akar: "Asker koğuşu gibiyiz"
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

‘Arka Sokaklar’ın bu kaçıncı sezonu?


11’inci sezon... Dile kolay...

Dizinin uzun soluklu olmasının sebebi sizce ne?

Doğru senaryo, doğru castve doğru ekibin bir araya gelmesi olmazsa olmaz zaten. Bu noktadan sonra iyi iş kendi tılsımını yaratıyor sanırım. Sözle tarif edilemez ama izlerken hissedilebilir bir şeyden bahsediyorum. Mayanın tutması ya da tutmaması gibi. Erler Film, bu formülü şüphesiz çok iyi biliyor ki yeni sezona başlıyoruz. 

Siz kaçıncı sezonda dahil oldunuz?

Bu ikinci sezonum olacak.  

Adapte olmakta zorluk yaşadınız mı?

10’uncu yılına gelmiş bir işe sonradan girmek zaten zor bir şey, bir de üstüne ‘Arka Sokaklar’ setine gelmek anlatılmaz yaşanır bir durum aslında. dizinin konusu gereği sürekli bir aksiyon içindesiniz. Silahlar, patlamalar, kaçmalar, kovalamalar... Bir de bunu çok kamerayla genelde tek seferde çekiyoruz, çoğunlukla da provasız. Alışmak zaman ve pratik gerektiriyor. Benim diyen oyuncuyu getirsek zorlanır yani. İlk gün setten eve döndüğümde sudan çıkmış balık gibiydim. 

Sette nasıl bir ortam var?

Genel olarak keyifli ve huzurlu bir setimiz var, kahkahamız eksik olmuyor. Konusu itibariyla çoğu zaman ülkenin kanayan yaralarına parmak basıyor. Her ne kadar senaryo kurgulanmış olsa da, sonuçta senaristlerimiz de yaşadığımız ülke gerçeklerinden besleniyor. Bu da ayrı bir sorumluluk hissi yaratıyor hepimizin üzerinde. 

Erkek ağırlıklı bir sette çalışmak nasıl?

Asker koğuşu gibiyiz. Bir kere her şey daha çabuk oluyor. Saç, makyaj, kostüm ve beklemek diye bir şey yok. Yanlış anlaşılma olmuyor çünkü, erkekler kadınlara göre daha net. Biz kadınlar da bir ima etme huyu vardır ya hani, erkekler daha bodoslama giriyor mevzuya. Tavla, arabalar, beygir gücü, modifiye, jantlar, maçlar, asist, ofsayt ve transfer bunlar benim gündelik sohbet konularım artık. Çok değiştim! Ayrıca burada dile getiremeyeceğim, türlü kelimeler lugatıma girdi. İster istemez onlar gibi hareket etmeye, konuşmaya başladım. Nihayetinde haftanın
altı günü bir aradayız.

Dizide Selin Komiser’i canlandırıyorsunuz. Polis olmak ister miydiniz?

Öyle bir hayalim hiç olmadı. Şimdi Selin Komiser’le beraber bu mesleğe dair bilgim ve gözlemim artıyor her geçen gün. Çok zor bir meslek, özellikle bir kadın için. Asayiş ve güvenliğimizi sağlayan polis, asker ve Jandarma herkese çok saygım var. Çok büyük bir fedakârlıkla, çok zor bir iş yapıyorlar.

‘Çocukluk hayalimdi’

Çocukken aklınızdan hangi meslekler geçiyordu?

Kimi astronot olmak ister, kimi öğretmen. Hayalim çocukluğumdan beri oyuncu olmaktı. Birilerine
bir şeyler oynamak, anlatmakistiyordum sürekli. Mahallede arkadaşlarımı toplayıp zorla onlara tiyatro yaptırmaya çalışıyordum.

4 - 5 yaşlarımda tek başıma odaya gidip, hayali hikayeler kurup anlatıyordum ki, bu yüzden doktora gitmişliğimiz var. Allah’tan doktor normal olduğumu, endişelenecek bir şey olmadığını söylemiş. 10 yaşımda odamda esneme hareketleri yapıp, ileride bir gün oyuncu olduğumda bunlar çok işime yarayacak diye düşünüyordum.  

Dizi dışında gündeminizde neler var?

Set dışında gündemimde doktora tezim var. Fiziksel tiyatro üzerine bir çalışma yapıyorum, beni çok heyecalandırıyor. Şu sıralar Nietzsche ve Jung en sık görüştüğüm dostlarım diyebilirim.   
Konular Röportaj