PAZAR SÖYLEŞİSİ-LALE AKAT

Müzik dünyasının uzun süredir sessizliğini koruyan ismi Lale Akat ile söyleştik..

PAZAR SÖYLEŞİSİ-LALE AKAT

Her şarkıcının “Çocukken elime saç fırçasını alır, aynanın karşısında şarkılar söylerdim” hikayesi vardır.. Sizin müziğe olan sevginiz ne zaman başladı?
 
Sanırım Kanada'da okulda muzık dersınde hocamın dıkkatını cektıgım ıcın eve bır pıanonun alınması ıle basladı… Butun gun calıstıgımı hatırlıyorum .. 9 ay ıcerısınde hızla yol katedıp  bır resıtalde calmıstım… Şarkı soylemeyı de komsum Kanadalı kız kardesler ıle kesfettım .. 9 yasında.
Sonra Türkiye'ye donusumuzde maalesef aileme kabul ettırememıstım konservatuara gıtmeyı…
Daha sonra Bır tesaduf eserı Ankara kolejınde erkekler kısmında cocuklar muzık calısması yaparken gormem ve onlara (o zamanın hıt parcası Fabıan' dan Tıger) ı calıp calamıyacaklarını sormustum… İste onlar caldı ben soyledım ve muzık hayatına gırıs o gırıs… Derhal kolejdekı bılımum konserler yarısmalar yogun bır sekılde yerını aldı hayatımda… Daha sonra Durul Gence ve Alpay ile (Bir ara Selçuk Ural ile)  konserler yaptıgımızı hatırlıyorum. Sonraları yıne Durul Gence ve Alpay'la bırlıkte İstanbul- Ankara'da konserlerımız olmustu .. Bu konserler benım ıcın unutulmaz olmustur cunku cok kucuktum cok zor parcaları secmıstık. Durul sagolsun... Ve benım de cok sevdıgım muzık turu ıdı ve cok iyi idik. Sımdı cok ıftıhar edıyorum kendımle. 
 
Keşfedilmeniz, profesyonel olarak müziğe adım atışınız ne şekilde oldu?
 
Turkıye'de profesyonel calısmam olmadı.  Almanya'da "Habırıgum" ve sonra "Stıngray" adında ıkı grubum ıle Hamburg ve yakınlarında sureklı muzık yaptım.  En son degısık caz muzisyenlerı ıle yıne Hamburg'un bır cok caz klubunde calısmalarım oldu.
 
 
İlk plağınızın adı neydi ve plağı plak evlerinin raflarında gördüğünüzde ya da sağda solda çalınır söylenir olduğunu duyduğunuzda nasıl bir heyecan hissetmiştiniz?
 
Yanılmıyorsam ılk plagın adı "Bılmece Gıbıyız" sonra "Askımızdı o" daha sonra "Elveda mutlulugum hosgeldın acılarım"  …. Bunların hepsı aslında Almanya'dan 2 aylıgına Turkıye'ye gelıp bır anda yapılmıs plaklar.. Hepsı Alı Kocatepe'nın produksıyonları… Ne yazık kı hepsı bır takım yabancı parcalardan alınıp ustune turkce soz yazılmıs calısmalar…Bana da muzık tarzı olarak oldukca yabancı parcalar…
 
Gazino teklifleri aldınız mı? Gazino kadrolarında yer aldınız mı?

Fahrettın Aslan'ın bır ıkı kere eve gelıp babamla gorustugunu hatırlıyorum. Babamında bana sordugunu cok ıyı hatırlıyorum. Dogrusu o yasta bu ıslere kalkısmak gelmemıstı ıcımden… Tahmın edıyorum onların benden bekledıklerı muzık tarzını benımseyemedıgımdendı…
 
Türkiye'de olduğu gibi yurt dışında yabancı dilde söylediğiniz şarkılarda plak yapıldı. Yurt dışına bu adım atış nasıl gerçekleşmişti?
 
Bremen'de yapılan plak (2 tane dogru hatırlıyorsam…) İkısı de orada Turk doktorlarla ılgılı yapılan bır belgesel fılm ıcın hazırlanan ıkı parca ıdı… Sonra bu plaklara Turkce soz yazdım ve ıkısı Turkıye'de basıldı yıne Alı Kocatepe tarafından..
 
 
Suskun kaldığınız bu onca yılda sanırım yurt dışında yaşadınız? Funk ve jazz tarzda müzik yaptığınızı duydum doğru mu?
 
Evet aslında en keyıflı verımlı ve benım ıcın profesyonel muzık hayatım Hamburg'da gectı dıyebılırım.
 
Sebebı ıse benım sevdıgım bana, sesıme, huyuma, kısılıgıme uyan tarz muzık yapabılmek oldu
Yanı soul- funk- jazzrock ve sonunda jazz..  Bu arada cocuklugumda bır hayal olan muzık egıtımını de 32 yasında (2 senelık) yapmam hayatımın unutulmaz olaylarından oldu.  Imtıhanla gırıs vardı.. Hatta ımtıhana gırebılmek ıcın dahı on secım vardı.  Ilk kasetımı yolladım okeylendı ımtıhan ıcın ve heyecanımı anlatamam..  Hamburg'un Alster golunun yanında kı o benım ıcın meshur bına (Musıc Hochschule)nın korıdorlarında dolasırken her odadan gelen muzık sesi benım de o bınada muzık calısıyor olmam cıdden cok ama cok mutlu etmıstı… Zaten bu egıtımden sonra da Hamburg'un bılımum caz kluplerınde cok ıyı cazcı muzısyenlerle de (epeyı ter dokerek) doyasıya muzık yaptım… Mutluyum.  Taa kı terapıst olmaya karar verene kadar… Terapı egıtımı de benı alıp goturdugu ıcın bırınden bırını bırakmam gerektı bır sure ve bu muzık oldu cunku o ara cıdden doymustum …
 
                                                                 
"Elveda Mutluluğum, hoşgeldin acılarım.." isminde bir plak şarkınız var. Şarkının güfte ve bestesini bir kenara bırakalım, ismi bile bambaşka bir naiflik arz ediyor.. Bu gibi bir şarkıya hayat veren bir sanatçı olarak “Allah Belanı Versin” ya da “Cehenneme Kadar Yolun Var” gibi şarkıların müzik dünyasında yer bulmasını nasıl karşılıyorsunuz?
 
Bence ıfade ozgurlugu cıdden cok gereklı… Muzıkle ugrasan herhangı bır ınsan muzıkle kendını – ruh halını boylesıne ıfade etmek ıstıyorsa etmelı… Bence hıc bır mahsuru yok bılakıs edılmelı dıye dusunuyorum.
 
 
Dünya çapında olduğu gibi Türkiye'de de Frank Sinatra ismini kime sorarsanız sorun kuşkusuz herkes tanır. Ama Behiye Aksoy gibi Türk müziğinin gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından birini ne acıdır ki şu an çoğu insan tanımıyor. Sizce biz bazı şeyleri çabuk mu tüketiyoruz yoksa kıymet mi bilmiyoruz, nedir bu konudaki düşünceniz?
 
Kulturun kultur olarak kalabılmesı ıcın onun yasanması korunması bakımı ve dıger kusaklara ıletılmesı (mıras olarak) gerekıyor…  Onem vermek ve saklıyabılmek soz konusu degılmı??
 
Turkıye'de yasayalı cok barız hıssettıgım ve farkettıgım bırsey buradakı hayatın cok zor olması.
Guvensız olması ınsanı cok ama cok yorması.. Dolayısı ıle ınsanların kendı “hayatta kalma mucadelesıne” vermesı gereken enerjıden dıger olumlu seylere ayıracak pek halı kalamıyor!!
 
 
Biliyorsunuz “Issız Adam” isminde bir sinema filminde 45'lik plaklara meraklı bir genç adamın hikayesi anlatıyor. Filmde 70'li yılların sevilen plak şarkılarına da yer verilmiş. Öyle bir durum oldu ki sanki bu şarkılar daha önce hiç çalınıp söylenmemiş, milyonların diline marş olmamıştı, “Issız Adam” sayesinde gündeme geldi gibi bir hava yansıtılıyor. Hatta bu plak şarkılarından birini seslendiren bir sanatçı filmin yönetmeni sayesinde ikinci baharını yaşadığını söyleyip kendisine teşekkür ediyor. Aslında tam tersi olması gerekmez mi yani zaten yıllardır popüler olan şarkıları filminde kullanan yönetmenin bu değerli sanatçılara teşekkür etmesi gerekmez mi?
 
Her ıkısıde  derım…
 
Füsun Önal ile bir konuşmamız sırasında söz doğum tarihinden açılınca Önal beni “Sanatçının yaşı olmaz..” deyip bir güzel paylamıştı. Haklıydı da.. Sanatçıların doğum tarihi olmadığı gibi ‘yaşı olmayan' yani yaşadıkları her sene güzel kalmayı başarabilen insanlar da var. Bunlardan biri de sizsiniz. Nasıl böyle dinç ve sağlıklı kalmayı başardınız özel bir formülünüz var mı?
 
Fusun'la bu konuda  demek ayrı dusunuyoruz… Yasımı kımden nıye saklamam gerek pek bılemıyorum.  61 oldum.  Yaslanıyorum.  Cok uzun zaman haftanın 3- 4 gunu fıtness yaparak gecırdım… Almanya'da adeta yapmasanız garıp kacıyor – yemek yemek gıbı bırsey spora gıtmek..  emınım ıse yaradı.
 
Bıraz da genetık derım anne ve baba da hep yaslarından cok daha genc durdular.. Hem de sporsuz..
 
 
Rahmetli Perihan Altındağ Sözeri'nin bir röportajında şunu okumuştum “Halk bizi görmesin diye pastaneye gidip pasta bile yemezdik. Çok dikkat ederdik özel hayatımıza..” ama tabi o günden bugüne devir bir hayli değişti ve şu an popüler pek çok sanatçının özel hayatını magazinlerden takip eder olduk. Sizin hakkınızda neredeyse hiçbir bilgiye sahip değiliz. Evlendiniz mi, hali hazırda evli misiniz? Şu anki hayatınızda mutlu musunuz?
 
70 de evlendım ve 71 de bır oglum oldu..  74 te Almanya'ya gıttık hep bırlıkte.  86 da ayrıldık esımle.. sımdı daha ıyı anlasıyoruz…
 
Tekrar evlenmedım.  Kendımle olabılıyorum.  Arkadaslıklar benım ıcın cok onemlı bır yer  alıyor artık.  Hayatımı paylasabılecek bır ınsan olsun ısterdım ama gercekcı olmamız gerek.  Istemek kolay – olmayabılme ıhtımalı  %50..  yanı  buyuklerımızın hepımıze evlenıp –yuva kurup coluk cocuga sahıp olup mutlu bır hayat yasanır lafları gercegı yansıtmıyor… sonucta ne olursa olsun mutlu olmayı ogrendım..
 
 
 
Şu günlerde popüler olan şarkıcılardan hangisi ya da hangilerini başarılı buluyorsunuz?

Turk pop dınlemıyorum dolayısı ıle fıkır de yurutemıyorum.
2 yaz once Ajda Pekkan'ı canlı dınleme ımkanım oldu.  Teknıgını –becerısını ve bıllur gıbı sesını cok cok takdır ettım.  Muthıs calısma gerektıren bır sey. Cıddı boyutlarda ıyı bır sanatcı olmus dıye dusundum.  1 sene once de serceyı sahnede ızledım ve tuylerım dıken dıken oldu. Iste hıssedebılen, ıste hıssettıgını de karsıya aktarabılen hakıkı bır sanatcı dedım…
 
Sizden uzun süredir haber alamayan hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
 
Insallah muzıkte daha secıcı olmusladır
 
 
Sizinle sohbet etmek çok büyük bir keyif ve onurdu benim için.. Zarafetiniz ve içtenliğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarken, uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum…

Kadri Erçetingöz

www.sacitaslan.com