Reza Zarrab - FETÖ işbirliğinin kanıtı!

Rıza Sarraf'ın gözaltına alınan çalşanının ofisinden ABD’deki davaya götürülmek istenen, Sarraf’ın holdingine ait bir harddisk çıktı. Polise gelen ihbara göre, ofisin sahibi şüpheli FETÖ üyesi ve FETÖ’cü polislerle çalışıyor.

Reza Zarrab - FETÖ işbirliği!
Sabah Gazetesi'nden Nazif Karaman ve Ragıp Soylu'nun haberine göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Rıza Sarraf hakkında başlatılan soruşturma kapsamında önemli bir gelişme yaşandı. ABD'de görülen davada tanık olan Sarraf'a ait Roysar Holding'deki bir harddiskin ABD'ye götürülmeye çalışıldığı ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında geçen hafta, Sarraf'ın ve ABD'deki avukatlarının talimatıyla ABD'deki yargılamayı yapan mahkemeye evrak nakletmeye çalışan 3 şüpheli tespit edilmiş ve gözaltına alınmıştı.

DAVADAN 6 GÜN ÖNCE İMZALI İHBAR

ABD'deki davanın başlamasına 6 gün kala İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne imzalı bir ihbar maili geldi. Sarraf'ın sağ kolu Regaip A. ile birlikte çalıştıklarını söyleyen ihbarcı, kimliğinin gizli kalması şartıyla Sarraf'la ilgili bazı bilgileri paylaştı. Regaip A., arkadaşları Mustafa H. ve Sinem A.'nın FETÖ üyesi olduğunu söyleyen ihbarcı şu ifadeleri kullandı: "Bunlara görevden alınan FETÖ'cü polisler sürekli evrak getirirler. Bunlar da bu belgeleri alıp ABD'ye götürüyor. Yine FETÖ'cü polisler yanlarına geldiler ve bunlara bir şeyler getirdiler. FETÖ'cü polislerin getirdiği şeyleri ABD'ye götürmeden yakalayın."

ŞÜPHELİNİN OFİSİNDEN ÇIKTI


İmzalı ihbar sonrası harekete geçen savcılık Regaip A., Mustafa H. ve Sinem A.'yı teknik takibe aldı. 3 şüphelinin de Sarraf'la irtibatlı olduğu tespit edildi. Yapılan operasyon doğrultusunda 3 şüpheli de gözaltına alındı. Rıza Sarraf'ın mahkemede kullanmak istediği ve şüphelilerin ABD'ye göndermeye çalıştığı Roysar Holding'e ait bilgileri içeren harddisk de bilişim uzmanı olan Mustafa H.'nin ofisinde bulundu.

SUÇLAMALARI REDDETTİ

Savcılık, Sarraf'a ait Roysar Holding'in bazı bilgilerini içeren harddiskin, davada kullanılmak üzere Sarraf'ın avukatı Şems Al Bazz'ın talimatıyla ABD'ye gönderilmesinin planladığını tespit etti. Emniyetteki ifadesinde ihbarcının öne sürdüğü 'FETÖ üyesi' iddiasını reddeden Mustafa H., 19 Kasım tarihinde avukat Şems Al Bazz'ın kendisini aradığını, Roysar Holding'e ait bilgileri içeren harddiskin yedeklerinin olup olmadığını sorduğunu belirterek, söz konusu harddiski veya başka bir belgeyi ABD'ye göndermediğini savundu.

14 KİŞİYE DAHA GÖZALTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Rıza Sarraf hakkında yürütülen soruşturmada, 14 kişinin daha gözaltına alındığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 17'ye yükseldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, ABD'deki davada tanık olarak yer alan Rıza Sarraf ve yakınlarının mal varlıklarına el konulması kararı verilmişti. Başsavcılığın, şüpheli Sarraf'ın mal varlıklarını yurtdışına kaçırma girişiminde bulunduğuna dair de bazı bulgulara ulaştığı öğrenildi. Bu kapsamda Sarraf'ın yanında çalışan Sinem A, Regaip A. ve Mustafa H., gözaltına alınmıştı. Dün 14 kişinin daha gözaltına alındığı belirtildi

RIZA SARRAF, YALAN SÖYLEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ

New York'ta devam eden kumpas davasında tanık olarak ifade veren Rıza Sarraf'ın çapraz sorgusuna dün başlandı. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın avukatı Cathy Fleming'in sorgusu sırasında konuşan Sarraf, cezasının düşürülmesi ya da serbest kalmak için Ağustos 2016'dan beri anlaşma yolu aradığını kabul etti. Sarraf, yaklaşık bir yıl sonra, Ağustos 2017'de New York savcılığıyla nihai olarak anlaşma yapmaya karar verdiğini ve FBI ile savcılıkla anlaşmaya imza atmadan önce yaklaşık 12 kez sorgulama geçirdiğini ifade etti. Sarraf anlaşmanın ise Ekim ayı içinde imzalandığını söyledi. Öte yandan duruşma salonunda Sarraf'ın ABD'de gözaltına alındıktan sonra gerçekleştiği belirtilen bir telefon konuşması dinletildi. Sarraf, bu konuşmada, "ABD'de hapisten çıkmanın en hızlı yolunun yalan söylemek" cümlesini kullandığını kabul etti. Sarraf, ayrıca FBI ve savcılıkla yaptığı anlaşma içerisinde, bazı şahısları Amerikan kolluk kuvvetlerinin yakalaması için tuzağa düşürmek gibi bir yükümlülüğü olduğunu da söyledi.