Rıdvan Dilmen: "Cumhuriyet'in evladıyım"
Rıdvan Dilmen Cengiz Semercioğlu'na konuştu: "Benim sağcıyla solcuyla problemim yok! Ben Atatürk'ün kurduğu büyük Cumhuriyet'in evladıyım!"
Dilmen, Semercioğlu'na konuştu: "Benim sağcıyla
solcuyla problemim yok! Ben Atatürk'ün kurduğu büyük Cumhuriyet'in
evladıyım!"...
Rıdvan Dilmen uzun süredir röportaj veren bir isim değil. Futbol
direktörü olmak istiyor mu, Federasyon Başkanlığı’na aday olacak mı
çok merak ediliyor.
Sohbetimizde hem bu sorulara yanıt verdi hem de futbol ve siyaset
hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Erdoğan’la yakınlığını tüm samimiyetiyle anlattı, federasyonun
Terim’i göndermeden önce Lucescu’yla anlaştığını öne sürdü. İzmir
Marşı’ndan evet kampanyasına her şeyi konuştu… Rıdvan Dilmen’in
eleştirilerinden spor medyası, federasyon ve sanatçılar da payına
düşeni aldı… Dilmen ayrıca “Ben omurgalıyım, Recep Tayyip
Erdoğan’ın yönetimini de, ailesini de, kendisini de çok
seviyorum” dedi.
◊ Sağlığın nasıl? Geçirdiğin hastalıklar hayata bakışını
değiştirdi mi?
Annemin vefatından sonra geçen kış Hz. Ali Camii’nin hocası, dostum
Bekir Hoca’yı anneme dua okuması için eve çağırdım. Yalnızdım. O
zaman annemin vefatının 52’nci günüydü.
Futbolculuğum sırasında 13 defa ameliyat oldum. İki evlilik yaptım.
Çocuklardan ayrıldım. Üzerine kalp krizi geçirdim. Dört stent
takıldı. Bir de kansere yakalandım. Hem ameliyat oldum hem de
radyoterapi gördüm.
Bir de anam vefat etti. Babamı 12 yaşında kaybetmiştim. Bekir Hoca
“Allah sevdiğini sınarmış, senin derdin yoksa eyvah de” dedi. 55
yaşında bunu öğrendim. Bunu cebime koydum. Biraz da duygusal bir
durumdu. O gün benim için milat oldu.
◊ Ne yaptın…
Biraz motivasyonumu artırmaya çalıştım. Kansere yakalananların
röportajlarını okuyorum zaman zaman. “Ben hasta gibi
görmem kendimi” söylemi var ya, yalan o. Hasta gibi
görürsün kendini ve ona göre yaşamaya çalışırsın. Ben de ona göre
yaşamaya çalışıyorum.
◊ Kalp krizi geçirdiğinde futbol oynuyordun değil
mi?
Acun’larla (Ilıcalı), Fatih Hoca’larla (Terim) haftada bir gün top
oynuyorduk. Top oynarken rahatsızlandım, gittim kenara oturdum.
Kalp krizi geçiriyormuşum meğer. O sırada farkında değiliz. Acun
geldi yanıma, “Abi devam etsene” dedi.
Aynı takımdayız. “İyi değilim” dedim.
“Ben senin yerine idare ederim gel” dedi
bana. Benim yerime koşacakmış sahada…
Stentler takıldıktan sonra Acun’un hastanede ilk sözü
“Ben işimi yarım bırakmam” oldu.
“Öldüreceğim” diyor espriyle. Kalp krizi
geçiren insanlar “Işığı gördüm” filan der
ya, yok öyle bir şey. Hastaneye girerken ex (ölü) olmuşum. İğneyle
geri getirmişler. Hiç ışık filan görmedim. Direkt karanlık gördüm.
Işık mışık yalan. İnsanlar cebine koysun bunu.
ACUN’A BENİ ÖLDÜRME FIRSATINI VERMEDİM
◊ Kanser nasıl ortaya çıktı?
Boynumda yumurta gibi bir şişlik çıktı. 1–2 ay sonra geçti. Nesil
Hoca’ya gittim, akrabamdır. Ultrasondan baktı, MR çekti, biyopsi
yaptı. Ben kötü bir şey çıkacağını düşünmüyordum.
Allah’ın takdiri tabii. Sonra boğazımda bir tümör olduğunu,
metastaz yaptığını ve boyna ilerlediğini, ciğere de geçebileceğini,
hemen ameliyat olmam gerektiğini söyledi. İki tümörü aldılar. 32
lenfi temizlediler. Sonra da radyoterapi gördüm. Şimdi çok şükür
iyiyim. 17 Kasım’da bir seans daha radyoterapim var.
◊ Terapide saçların dökülmedi mi? Seninkiler hep aynı
duruyor…
Başımın arka tarafı ve sakalımın sağ tarafı tamamen döküldü. 7 ay
boyunca yediklerimden de hiçbir tat alamadım. Tuz da aynı, çikolata
da aynı geliyordu. Tat terapinin 7’nci ayından sonra geri
geliyormuş. Şu anda yüzde 60 tat alıyorum. Yine de Allah’a
şükrediyorum.
◊ Ölümden korktun mu?
Bundan 10 sene önce bu soruyu sorsaydın
“Tırstım” derdim. Korkmadım dersem yalan
olur ama bu Allah’ın takdiri. Bizim vaktimiz belli. Sınavdan
geçiyoruz. Geride ne kadar iyi şeyler bıraktığın önemli.
◊ Acun işini tamamlamaya çalışıyor mu? Hâlâ top oynuyor
musunuz?
Yok. Acun’a o fırsatı vermedim.
ORTALIĞI KARIŞTIRAN ADAM İLAN
EDİLDİM
◊ Arda’nın Milli Takım’ı bırakması, Fatih Terim’in istifası, Avrupa
Şampiyonası’nda başlayan süreç ve gelinen son nokta… Sen bir
yorumcu olarak neredeyse tüm bu tartışmaların öznesi oldun. Türk
futbolunu karıştırma gücün ya da buralarda parmağın var
mı?
Çok güzel soru, teşekkür ederim. Bu kaos döneminde ilk ve son
röportajım bu. Onun dışında artık yorumlarımda yeşil sahanın dışına
çıkmayacağım. Çıktım da ne oldu, buyur işte…
Türkiye futbolu insan kaynaklarıyla, sistemleriyle, tüzükleriyle
tarihinde yönetildiği kadar iyi yönetiliyor da… Arda krizi
abartıldı, hiç kriz filan yoktu aslında, sanal bir olaydı da… Fatih
Hoca ve prim krizi tamamen senaryoydu da… Hiçbir şey yoktu da
ortalık benim yüzümden mi karıştı? Ben o dönem neler yaşandığını
anlatıyordum sadece. Açıkçası her şeyin pozitif olmasını istiyordum
ama olmadı. Ortalığı karıştıran adam ilan edildim.
◊ Türk futbolunun en büyük problemi ne sence?
Futbol bir oyun değil Türkiye’de. Herkes kimin ne yaptığını biliyor
ama kimse sesini çıkarmıyor. Adalet var mı? Yok. Şeffaflık var mı?
Yok? İftira var mı? Var. Hakaret var mı? Var.
Bu dört unsur olduğu zaman fair (adil) olma şansı hiç yok.
Konya’daki bıçaklı taraftar en az suçlu olandır.
Arda, Fatih Terim olayları insanların meşguliyeti oldu. Yoksa
bunlar sporun içinde olabilecek şeyler. Herkes hata yapabilir. Ama
bizde herkes ego, para ve güç peşinde olunca problemler çıkıyor.
Medyadaki spor müdürleri.
Federasyon’u yönetenler ve kulüpleri yönetenler. Hiçbirinin
taraftar filan umurunda değil.
◊ Ne yani kandırılıyor muyuz?
Çok açık söylüyorum; evet kandırılıyoruz. Ben de taraftarım,
kandırılıyorum. Gözümüzün içine baka baka hem de kandırıyorlar
bizi. Mesela Fatih Terim’in gönderilmesi…
Pazar günü bu röportajı okuduklarında “Rıdvan iftira
atıyor” diyebilirler, tekzip yayınlayabilirler. Hatta
savcılığa da verebilirler.
Çünkü çok iddialı konuşuyorum; her türlü yalan yanlış iftirayı
atıyorlar. Hatta yalan belge bile düzenliyorlar. Savcı çağırabilir
bu söylediklerimden sonra.
Herhangi bir şahısla ilgili “Terör örgütü
üyesi” bile diyebiliyorlar.
◊ Federasyon’un içinde mi atılıyor bu
iftiralar?
Evet, federasyondaki bazı kurumlar atıyor bu iftirayı.
◊ Böyle iftiraların atıldığı kişiler var mı?
Birkaç kişi için atıldı. Hem de önemli insanlardı. Federasyondan
uzaklaştırıldılar o raporlarla.
Ben bunlara “sahte raporlar” diyorum.
Federasyon, “Hayır, bunlar devletin
raporlarıdır” diyorsa beni savcılığa şikayet
etsinler. Eğer savcı bunu ciddiye alıyorsa beni çağırsın.
BENDEN KORKTULAR DİREKTÖRLÜĞÜ
KALDIRDILAR
◊ Fatih Terim “Büyük büyük adamların aldığı kararları küçük küçük
adamlara uygulatmayacağım” dedi. Ne demek bu?
Açıkça çıkıp söylesin “Şu karar şöyle
uygulandı” diye. Benim biraz önce anlattığım,
Federasyon’un içindeki olayları kastetmiş olabilir.
◊ Sen bu tartışmaların içinde neden kaldın?
Bana bir yararı var mı bunların? Yok. Bana bu yüzden mi NTV’de
program yaptırıyorlar? Hayır. Futbol direktörlüğü mü bekliyorum?
Hayır. Ama benim bu görevi beklediğimi düşünüyorlardı, o yüzden de
Fatih Terim gider gitmez Futbol Federasyonu’nun aldığı ilk karar
futbol direktörlüğünü kaldırmak oldu. Hiç kendilerini
kandırmasınlar, benim yüzünden yaptılar bunu. Ola ki gelir Rıdvan,
birtakım rezaletleri deşifre eder diye o makamı kaldırdılar.
Benim gelebileceğimden korktular. O göreve gelmek gibi bir niyetim
yoktu benim.
YEMİN ETTİM VE O KONU KAPANDI
◊ Federasyon başkanı olmayacağına dair namusun ve şerefin üzerine
yemin ettin. Peki Yıldırım Demirören ve ekibi gittikten sonra
teklif gelirse?
Asla olmayacağım. Ben yeminimi ettim ve o konu kapandı. Yıllar önce
Reha Muhtar’ın “Ateş Hattı” programına katılmıştım. O zaman
Fenerbahçe’nin teknik direktörlüğünden ayrılmıştım. “Tekrar yapar
mısın?” dediğinde “Asla, taraftar olarak kalacağım” dedim. Ondan
sonra en az 8 kere teklif geldi ama yapmadım. Federasyon başkanlığı
konusu da benim için aynı şekildedir.
◊ Bu yıl Aykut Kocaman’dan önce de geldi mi sana
teklif?
Aziz Bey “Bu kapı sana her zaman açık”
demiştir.
10 gün önce de aynı şeyi söyledi.
◊ Federasyon başkanlığı senin gibi bir futbol adamı için
uygun olmayabilir. Ama futbol direktörlüğü senin için cazip bir şey
değil mi?
Evet ama ben gelecek teknik direktörü yönetmeyeceğim ki. Ben sadece
düzensizlikleri, yabancı kurallarını, seyirci kurallarını bu işi
bilen insanlarla dizayn ederim.
◊ Göreve gelsen ilk ne yaparsın?
Hemen insan kaynaklarını değiştiririm. Göreve gelsem federasyonda
çalışanların yüzde 50’sini gönderirim. Hiçbir kongre üyesini
kurullara sokmam. Ben Aziz Yıldırım’a oy atacağım, sonra gidip ceza
vereceğim. Nasıl olacak? Avukat mı yok? Hukukçu mu yok? Kurallar
belli, tak tak tak uygulayacaklar. İşte bunlardan hep rahatsız
oldular.
ŞİMDİ FUTBOL DİREKTÖRÜ OLURSAM FUTBOLA ZARAR VERİRİM
◊ Futbol direktörlüğünün kaldırılmasını doğru buluyor
musun?
Kesinlikle doğru bulmuyorum.
◊ Neden? Bundan üç sene öncesine kadar böyle bir şey
yoktu…
Ben futbol direktörlüğü ile teknik direktörlüğünü bir arada doğru
bulmuyorum. Teknik direktör A Milli Takım’la birlikte mücadele
edecek. Futbol direktörü ise üstte oturacak, ne sıkıntılar varsa
onları görecek.
◊ “Şunu yapardım, bunu yapardım” diyorsun ya,
bence kafanın bir yerinde futbol direktörlüğü var
senin…
Futbol direktörlüğü var. Ama şu anda böyle konuştuğum, eleştirdiğim
insanlarla birlikte bunları düzeltemeyeceğime göre mümkün değil.
Şimdi başlamış olsam futbola zarar veririm. Çünkü beğenmediğim bir
yönetim tarzı var.
İSTİKLAL MARŞI’NI SAHADA ÜÇ-DÖRT OYUNCU ZOR OKUYOR
◊ 2019’da görev süresi dolmuyor mu şu anki yönetimin?
Evet, görev süreleri 2019’da bitiyor. Yıldırım Bey’le benim şahsi
problemim olamaz. Hiçbir yöneticiyle olamaz. Aylardır bu konuların
altını çiziyorum. Bir tane medya kuruluşu yazmıyor. Neden
yazmıyorlar biliyor musun? Turkcell televizyonu ve BIP Sport var.
Gazete müdürlerinin pek çoğu, etkin insanlar burada çalışıyor ve
maaş alıyorlar. Anaların ak sütü gibi helali hoş olsun.
◊ Ne diye maaş alıyorlar?
Örneğin “Galatasaray şöyle oynadı” diye
video gönderiyor ve maaş alıyorlar. Herkes ekmek yesin. Ama
Turkcell’in CEO’su Kaan Terzioğlu Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu
Üyesi, nasıl yapacağız şimdi? “Ligin değerini 500
milyon dolara çıkardık” diyorlar. 500 milyon dolara
20 tane firma girdi de mi değerini çıkardınız?
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olmasaydı, Katar’la ilişkilerimiz böyle
olmasaydı ihaleye giren bir tane firma yoktu.
◊ Fatih Terim neden bunları değiştiremedi? Sonuçta o da
futbolda çok güçlü bir figür…
Açıkçası Hoca’yla bunu birkaç kez görüştüm. Son birkaç aydır
görüşmüyoruz. Maksimum yapabileceklerini yapmaya çalıştığı dönemdi.
Bunun da sıkıntısını hissettim açıklamasa da bana.
“Davul bende tokmak başkasında” durumunu
gördüm Hoca’da. Keşke sadece antrenör olarak kalabilseydi. Onun
değiştirmek istediği şeyleri ben de değiştirmek istiyorum.
Ama şu andaki konjonktür buna müsait değil. Siyaseti katıyorlar ya.
Gerçekten şu söylediklerimle Cumhurbaşkanı’na gitseler ve bu
projeyi doğru aktarsalar hemen uygular.
◊ Sen o kadar yakınsın Cumhurbaşkanı’na, sen neden
aktarmıyorsun?
Bu dedikoduya girer, sanki insanları şikayet ediyormuşum gibi olur.
Ben Spor Bakanı’na, Yıldırım Bey’e ve Göksel Gümüşdağ’a söyledim.
Daha kime söyleyeceğim? Tayyip Bey’e mi şikayet edeceğim?
Bize yakışık almaz. Spor adamıyız sonuçta. Ben 1.5–2 yıldır
bekliyorum. Ve soruyorum… İki sene önce bir futbol yasası
hazırlandı, ona ne oldu? Nerede? Yok. Çünkü o yasada şahıslar
sorumlu değildi. Bugünlere gelmek için her şeyi yaptılar ve
kulüpleri batırdılar.
Bittik. Aykut Kocaman’ın sözlerini yapıştırın, “Türk
futbolu bitti” diyor. O yasada şahıslar sorumlu
tutulmadı. O zaman ben de başkanlık yaparım, sen de yaparsın. İşte
gördük. İstiklal Marşı’nı sahada üç-dört oyuncu zor okuyor
artık.
◊ Yabancılar çoğunlukta olduğu için mi?
Evet. Pepe’nin cümlesi aslında o kadar önemli ki. Adam 34 yaşında,
“Hayatımda ilk kez seyircisiz oynadım”
diyor. Biz daha bunu çözemedik.
Aklına çözüm yolu gelen birileri vardır mutlaka. Mesela
“Altyapıdan oyuncu alın, mecbursunuz”
diyorlar.
Şimdi kalktı mı bilmiyorum. “Eğer oyuncu almazsan 50
bin lira ceza” diyorlar. Bunlar peşin veriyor cezayı,
sonra almıyorlar oyuncuyu. Nerede genç takımdan gelecek olan
oyuncu? 50 bin lira cebinden de çıkmıyor. Kulübün kasasından
veriyor.
FATİH HOCA’YLA BİRBİRİMİZE KIRILDIK
◊ Az önce Fatih Terim’le birkaç aydır görüşmediğini söyledin.
Neden?
O kırıldı. Kendine göre haklı olabilir. Ben de kırıldım.
◊ Arda’yı savunduğun için mi?
Arda’yı savunma meselesi değil. Ben Arda’yı severim. Fatih Hoca da
çok uzun yıllardır tanıdığım, dostluğunu gördüğüm, evine girip
çıktığım bir abimizdir. Türkiye’de işin sıkıntısı şu, şeffaf
değiliz. Herkes birbirinin arkasından konuşuyor. Arayıp da
“Böyle bir durum oldu mu” diye soracak
kadar mesafemiz yakındır Fatih Hoca ile…
TERİM’İ GÖNDERMEDEN ÖNCE LUCESCU’YLA ANLAŞMIŞLARDI
◊ Lucescu’yla anlaşılmasına ne diyorsun?
Yıldırım Demirören aHaber’de Serkan Korkmaz’ın programına çıktı.
“31’inde biz hoca ile görüştük” dedi.
Lucescu için söylüyor. Bu arada bir parantez açayım. 31’inden çok
daha önce anlaştılar. Bunda iddialıyım. Hatta şunu söyleyeyim,
Fatih Terim’i göndermeden anlaştılar Lucescu’yla. Hadi
yalanlasınlar…
◊ Terim görevdeyken ne ara gittiler, ne ara
anlaştılar?
Teknoloji var. Daha da ileri gidiyorum, Şenol Güneş’le formaliteden
görüştüler. Abdullah Avcı’yla hiç konuşmadılar. Abdullah Avcı’ya
teklifi Göksel Gümüşdağ ayın 1’inde yapıyor. Adamla dalga mı
geçiyorsunuz? 31’inde Lucescu’yu açıkladılar. Üşenmedim Abdullah
Hoca’yı aradım ve görüşüp görüşmediklerini sordum.
“Yoo” dedi. Ayın 1’inde Göksel Gümüşdağ
“İki takımı çalıştırman zor olmaz mı?”
demiş. Ya Abdullah Hoca “Olmaz” deseydi? Lucescu ile anlaşmışlardı
zaten. İşin daha dramatik yani şu: Lucescu Galatasaray’la
görüşüyor. “Ayın 1 ya da 2’sinde
görüşelim” diyorlar. 31’inde anlaşmış ama Milli
Takım’la. Lucescu sen bunu neden Galatasaray’a söylemiyorsun?
Romanya’ya kadar gitti yöneticiler. Bir kahve içip döndüler. Ben
bunu söylediğim zaman neden gazete müdürleri haber yapmıyor? Önemli
bir haber değil mi bu?
◊ O zaman koskoca Galatasaray’ın başkanı
kandırılıyor…
Evet. Uçak yoldayken, Galatasaraylı Ali Dürüst’ün de olduğu,
Yıldırım Demirören’in de bindiği uçak Lucescu’yu almaya
gidiyor.
◊ Lucesscu niye söylemiyor?
“Ben Galatasaray’da antrenörlük yaptım, siz gelmeyin
ben Milli Takım’la anlaştım” demesi gerekirdi. Sakın
bana “Daha anlaşmamıştık” demesinler. Bildiğimi biliyorlar.
Bildiğimi bildikleri için futbol direktörü yapmazlar zaten beni. Bu
son konuşmam ama eğer bunları inkar ederlerse tekrar sana
söyleyeceğim. Bak çok çarpıcı örnekler veriyorum sana.
◊ Ama kimse üzerine gitmiyor bunların…
Gidemezler ki… Turkcell, BIP Spor ve beIN Sports diyorum sana… Hadi
gitsinler.
◊ Peki Dursun Özbek niye ortalığı yıkmıyor?
Söyle spor gazetecilerine, basın toplantısında sorsunlar Dursun
Bey’e. Ama sormuyorlar. Çünkü onlara
“sorma” diyorlar. Sorsalar yazılmıyor da.
“Havada bulut var” dediğimde bile manşet
oluyor, bunları söylediğimde yazılmıyor. Ama sen yazacağın için
rahat rahat söylüyorum. Yazık Dursun Başkan’a, Galatasaray
taraftarına. Bugün bunu yapan Lucescu, beni dünya kupasına götürse
ne olur götürmese ne olur? Antrenörlüğünden banane. Böyle insan
kaynaklarıyla nasıl mücadele edeceğiz?
◊ Türk antrenör getirilemez miydi?
Türk ya da yabancı. En az 10 Türk antrenör sayarım A Milli Takım
antrenörlüğünü yapabilecek. Ama istemediler zaten. Milletin ve
kendilerine göre bir yerlerin -karışmadığı halde- gazını almak için
Lucescu’yu getirdiler.
Ben Şenol Güneş’in Yıldırım Demirören ve Servet Yardımcı ile
buluştuğunda yapılan teklifi kabul edip etmediğini çok merak
ediyorum. Ne dedi? Teklifi kabul etti de F. Orman mı istemedi?
1.5 saatte Şenol Güneş’in adı geldi ve gitti. Abdullah Hoca hiç
konuşulmadı.
Hop karambol oldu, Lucescu geldi. Şunu söyleyeyim, müthiş bir
antrenödür. Neden buradaki hocalara dört maçlık anlaşma
öneriyorsunuz da Lucescu ile 2.5 sene anlaşma yaptınız?
◊ Neden?
Bilmiyorum. Yoksa Şenol Güneş’in dört maçta iki takımı aynı anda
çalıştıracak kapasitesi yok mu? Var. Abdullah Hoca da aynı şekilde.
Lucescu dört maçlık teklife gelmezdi. Zaten Galatasaray
istiyordu.
BU İŞLER SAĞLIĞIMI OLUMSUZ ETKİLEDİ
◊ Sana bu tavrından dolayı futbol camiası tepkili değil
mi?
“Rıdvan Dilmen öldü” haberi görseler,
Allah korusun, kurban kesenler olur. Benim için önemli olan kamu
vicdanı.
Kamu vicdanında, siyasi konularda insanlar bana karşı biraz tepkili
ama onu da izah edeceğim.
Bu arada şunu söyleyeyim; bir daha bu konuları asla gündeme
getirmeyeceğim.
Ama cevap verirlerse, belgeleriyle cevap veririm. İnşallah bundan
sonra düzelirler ve temenni ediyorum iyi olurlar.
◊ Bu samimi bir temenni mi?
Evet. Benim ne derdim olacak yoksa? Spor camiasındaki durum
muhtemelen ekonomide de var. Sürekli “Beyefendi onu
dedi, Beyefendi bunu dedi” deniyor. Atasözü oldu.
Halbuki Beyefendi’nin haberi yok. Bir poz veriyorlar, sonra misal
“Beyefendi 14 yabancı dedi” diyorlar.
Atıyorum bunu ama genelde böyle. Kimse de gerçeğini sormuyor nasıl
olsa.
Benim başıma da geldi. Çok önemli bir televizyon kanalının CEO’su
“Beyefendi ile görüştük, aman NTV’de
kalsın” demiş.
Ben de hemen “Beyefendi öyle şeylere
girmez” dedim.
Öyle bir tarzı yok. Fatih Hoca’ya da aynısını yapıyorlar işte.
“Biz vereceğiz tazminatı ama yukarıdan gelen mesaj”,
“Biz sarılıyoruz sana ama Beyefendi’nin takdiri”…
◊ beIN Sports’a gitmemenin altında bu nedenler mi
yatıyor?
Biraz önce anlattığım olayı beIN Sports’la yaşadık zaten.
Hesapta CEO Cumhurbaşkanımızdan beni istemiş.
Cumhurbaşkanımız da “Yok o NTV’de kalsın”
demiş. Cumhurbaşkanı o ara Trump’la görüşüyor. Bir yandan da Rıdvan
oraya gitsin gitmesin diye uğraşıyor, olacak iş mi! Bunun gibi daha
neler var.
◊ Ben senin 2020’de futbol direktörü olabileceğini
düşünüyorum.
- Allah sağlık verirse. Ben önce sağlığımı düşünüyorum. Hayat
bakalım neler gösterecek.
Bu işler benim sağlığımı daha da olumsuz etkiledi. Sonra düşündüm
bir yere de varamıyorum, destekçi de göremiyorum…
◊ “Arda’yı evet kampanyasına dahil ettiğim için benim de
hatam var” demiştin.
Kavgaya giden yolu açtığım için öyle dedim.
Arda için ona isyan edenlerin yüzde 50’lik kısmı ‘evet’le
ilgiliydi. Siyaseten tepki gördü.
Bu Murat Boz ve Burak Yılmaz için de geçerli. Benimki yüzde 100
öyle.
ATATÜRK’ÜN KURDUĞU BÜYÜK CUMHURİYET’İN
EVLADIYIM
◊ 2019 başkanlık seçimlerinde de ‘Var mısın’ benzeri bir kampanya
yapar mısın?
Referandumda yaptığım kampanyadan hiç pişman değilim, bugün olsa
yine yaparım. 2019’da ihtiyaç olursa yine yaparım. Çünkü Tayyip
Bey’in bu ülke için çok önemli bir değer olduğunu düşünüyorum. Ama
diğer taraftan benim sağcısıyla, solcusuyla hiçbir problemim yok.
Olmadı da. Bu ülkenin kurucu değerleriyle de yok. Ben Mustafa Kemal
Atatürk’ün kurduğu büyük Cumhuriyet’in evladıyım.
◊ Bunu çok dile getirmiyorsun belki de…
Ne yazık ki “Atatürk’ümüzü seven Tayyip Bey’i sevemez,
Tayyip Bey’i seven Atatürk’ü sevemez” gibi bir ortam
oluşturuldu. Hayır kardeşim ben ikisini de seviyorum.
Tayyip Bey’i de bu Cumhuriyet’i daha da ileri taşımak isteyen biri
olarak görüyorum. Bu sadece duygusal ilişkimiden kaynaklanmıyor,
yaptıklarına da bakıyorum.
Bu benim görüşüm, beğenmeyebilirler. Ama ben Recep Tayyip
Erdoğan’ın bu ülke için bir şans olduğunu ve içinde müthiş derecede
çocuk ruhu olduğunu biliyorum.
Onu görmüyorlar. Son derece çocuksu, sıfır kini olan, hayata
pozitif bakan bir insan.
TAYYİP BEY’İN AİLESİ “SAKIN BULAŞMA BU
İŞE” DİYOR
◊ Senin Cumhurbaşkanı’na yakınlığın biliniyor. Belki Türk
futbolunda elini taşın altına koyabilirsin…
Tayyip Bey’in binlerce işi var. Türkiye’de huzur ortamını oturtmak
istiyor. Biz de elimizden geldiğince bu olayları ona hiç
yansıtmadan dile getirmeye çalışıyoruz.
◊ Hidayet Türkoğlu basketbolun başına geçti, belki
Cumhurbaşkanı seni de futbolun başında görmek
isteyebilir…
Bilemiyorum. Ama asla başkanlık gibi bir düşüncem yok. Bugüne kadar
bir gün bile Cumhurbaşkanımız bana “Federasyon başkanı
ol” demedi. Doğru, Hidayet Basketbol Federasyonu
Başkanı olduktan sonra benim için de böyle bir imaj oluştu.
Federasyon bile telaşlandı “Acaba olur
mu?” diye. Yok öyle bir şey. Tam aksine Tayyip Bey’in
ailesi bana “Sakın ha, sağlığına bak, hiç bulaşma bu
işe” dediler. Benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum
Cumhurbaşkanımızın kardeşi Mustafa Abi “Sakın kardeşim,
sen sağlığına bak” dedi. Düşündüklerinin tam tersi
yani durum.
◊ Tayyip Bey’le yakınlığınız nereden geliyor?
Belediye başkanlığı döneminden. O zaman karşılıklı top da
oynamıştık. Hiç unutmayacağım bir de anımız var.
Ben bir yıl gecikmeli jübile yapmıştım. Kar, kış kıyametti. Tipi
yağıyordu. Ve belediye başkanı olarak Tayyip Bey plaket vermek için
gelmişti.
Fakat rakibimiz Bursaspor gelememişti. Maç ertelendi. Ertesi güne
alındı. Yine ertelendi. Ve üçünde de Tayyip Bey o karda kışta
gelmişti. Bana onur verdi. Daha sonra spor ortamlarında, Samandıra
Tesisleri’nde filan karşılaşmıştık. 12 yıl önce de kardeşiyle ve
ailesiyle tanıştım. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok fazla rahatsız eden
biri değilim. Bayramlarda ve kandillerde ararım. Bazen evine davet
eder sağ olsun. Sohbet ederiz.
BANA “YALAKA” DİYEBİLİRLER
◊ Danışmanlık teklifi gelse?
Cumhurbaşkanımızın vereceği görev benim için her zaman önemlidir.
Ben geçmişimden, Nazilli’den ve Dilmen soyadından gurur duyarım.
Ama özellikle 12 yıl öncesinde Erdoğan ailesinden başta Mustafa Abi
ve Ziya Enişte ile samimiyet kurduktan sonra hayatımda eksik kalan
şeyleri de görme şansım oldu. Bu sadece dinle ilgili değil.
Hayata bakış açısında da… Bana insanlar yalaka diyebilir, hatta
kızabilirler.
Özellikle Bodrum tarafına giderken bu röportajı uçakta okuyanlar
beni eleştirecek.
Ama bunlar gerçek. Ben onların demokrat ve adaletli olduklarını
gördüm. Ofislerinde hamal da gördüm, Koç Ailesi üyelerini de
gördüm. Gardiyan da gördüm, Aziz Yıldırım’ı da gördüm. Onlar için
herkes aynı. İnsanların siyasi görüşleri ne olursa olsun.
◊ Bodrum’a giden herkes için demiyorsundur…
Bodrum’a giden herkes için demiyorum tabi ki. Ben her yerde sevgi
ve saygı gören bir insanım. Bir kere bir tacize uğradım. Filiz
Akın’ın kardeşi uçakta yanımda kızım da varken bana hakaretler
etti.
Çok canım acıdı. Okan Bayülgen de tanık oldu hatta. Filiz Akın’ı
çok severim. Hayranıyımdır ama kardeşi çok saygısızca davranmıştı.
Bunun tam tersini düşünelim. “Hayır”
diyen bir insan olsaydı benim yerimde, ben hakaret eden kişiye
“Yapma” derdim.
◊ Herkes bu tür meselelerde çok katı değil mi, sen de
dahil…
Günümüzde insanlar siyaha beyaz diyebiliyorlar. Ve kesin
kararlılar. Bunu her iki taraf için de söylüyorum. Ben neden
yaraladım karşı tarafı? Bu arada “karşı
taraf” demek de doğru değil. “Hayır veren
cepheyi” diyelim. Benim çevremde hayır oyu veren
insan sayısı daha fazlaydı. Verebilirler.
Ben evet kampanyası ile ilgili asla önceden konuşmadığım kimseye
bağlanmadım. Toplam sekiz kişiyi aradım. Üçü “Ben
girmeyeyim” dedi. İsimlerini de asla vermem. Beşi
“Gireriz” dedi. Arda, Murat Boz, Burak
bildiğiniz isimler…