Rotterdamlıların ‘güzel ve yalnız’ şehri
"Biraz soluklanayım istedim, tebdili mekânda ferahlık vardır denir ya; Hollanda’ya, Rotterdam’a yollandım… İnsan nereye giderse gitsin, dertlerini, sıkıntılarını ve düşüncelerini de götürüyor ama işin doğrusu bir kısmını bırakarak dönüyor."
İlgİnç bir rekabet var Amsterdam ve Roterdam arasında.
Rotterdamlılar, hemen her sohbette “Bakın şehrimiz ne güzel,
Amsterdam’dan daha güzel, orada bunları bulamazsınız” diyor.
1940’tan sonra yeniden inşa edilen şehir gerçekten de güzel,
etkileyici ve yalnız olmasa da ıssız... Hollanda’nın ikinci büyük
şehri Rotterdam aynı zamanda Avrupa’nın en büyük, dünyanın üçüncü
büyük limanına sahip, eski bir şehir. Eski bir şehir olarak, ikinci
dünya savaşının hemen ardından yeniden inşa edilmiş. Ortaya da
Avrupa şehirlerinde pek rastlanmayan, tarihi ve modern bir görüntü
çıkmış; Akdeniz kentlerini anımsatan. Dar ve eski sokaklardan,
birbirinden farklı mimari özellikleri olan gökdelenlere; klasik
Avrupa meydanlarından son derece çarpıcı heykellerle süslü
kavşaklara, tarihi köprülerden, filozof Erasmus’un adını taşıyan ve
modern mimarinin en güzel eserleri arasında adı geçen asmaköprüye
çıkıyorsunuz.
BİSİKLETLER, LALELER,
SİMİTLER
50’den fazla müze var Rotterdam’da, 11 Mayıs’a kadar gidenler
1900’lerden günümüze ayakkabının macerasını izleyebilirler,
‘S.H.O.E.S’ sergisinde. Şehirde sıklıkla mimarlıkla ve şehircilikle
ilgili bienaller yapılıyor, festivallerin biri bitiyor biri
başlıyor. Görülmesi gereken yerlerden biri de ‘Sonneveld
House-Sonneveld’lerin Evi’. 1933’te inşa edilen ve dönemin en
zengin işadamı olan Sonneveld’e ait olan ev hayli ilginç. 33’te
yapıldığı halde son derece modern bir mimarisi olan ev, o günkü
haliyle muhafaza edilmiş. 80 yıl önce mutfağına elektrikli kahve
makinası yaptırmış bir adamın evinden bahsediyorum, elektrik bile
yeni bir icatken üstelik! Evde ayırca, günümüz sanatçılarının
döneme uygun olarak yaptıkları tasarımları sergilediklerini de
eklemek lazım.
Bir sahil şehri olması sebebiyle güzel balık restoranları var, Türk
ve Ortadoğu kökenli nüfusu çok olduğu için otantik restoranları da
gayet güzel. Elbette çay-kahve ve tatlıya ilginiz varsa, hemen her
köşe başındaki pastane ve kafelere bayılacaksınız. Canınız simit
çekerse, şehirde üç tane de ‘Simit Sarayı’
mevcut.
Ve elbette bisikletler, parklar, bahçeler, çiçekler, laleler, güler
yüzlü, minik burunlu ve uzun boylu sarışın insanlar, sokaklardan
yükselen türlü müzik sesleri... Sakin, ıssız, huzurlu, temiz,
stressiz bir şehir; ‘Modern hayat ve tarihi şehir aslında nedir’ ve
‘İnsanlar birarada huzurlu, mutlu nasıl yaşar’ unutanlar varsa,
Rottterdam yolcusu kalmasın....
TÜRK NÜFUSU 50 BİN
Ulusal sloganı ‘mücadele etmek, daha güçlü olmak’ olan şehirdeki
nüfusun yarısı Hollanda kökenli değil. Türk nüfusü da şehrin
neredeyse yüzde 8’i kadar. Rotterdam Havaalanı’ndan haftanın 4 günü
THY ile İstanbul’a uçmak mümkün. Uçuş 3 saat kadar sürüyor.
Rotterdam İslam Üniversitesi’nin dünyanın önemli okullarından biri
olduğunu da hatırlatalım. Şehirdeki genç nüfus oranı (0-14 yaş)
sadece yüzde 17. Şehirden Paris, Londra, Frankfurt, Brüksel,
Amsterdam ve Münih’e hızlı tren mevcut.
ELİF AKTUĞ / AKŞAM