Sacit Aslan’dan Ayşe Özyılmazel’e tokat gibi cevap!
Sacit Aslan, Ayşe Özyılmazel’e sordu: "Sen alemi kör, herkesi sersem mi sanıyorsun?"
Ayşe Özyılmazel’in “O adamdan neden
hamilesin?” başlıklı yazısına Sacit Aslan’dan çok
sert tepki geldi!
SACİT ASLAN'DAN TOKAT GİBİ SÖZLER: "9 DEFA
DİNLE 1 DEFA KONUŞ!"
A benim divane kızım Ayşe; bugün köşende, Gonca Akkuş'a
"Bu adamdan neden hamile kaldın" diye
yine ahkam kesmişsin! Kadın nikahlı kocasından hamile kalmış
kızım...
Sen alemi kör, herkesi sersem mi sanırsın?...
Hadi sen yaşadıklarını, yaptıklarını unutturma derdindesin anladık
da, insanların hafızasını kaybettiğini zannediyorsan büyük
yanılgıdasın...
Kanser hastası bir hanımefendi ile evli Ali Taran'ı baştan çıkartıp
boşanmasına, düğün gecesi gelinlikle havuza atlayıp, hasta kadının
derdine dert ekleyen, Ali Taran'dan önce baban yaşındaki adamlarla
aşk! yaşayan sen değil misin?...
Ayşe hatun, bırak bu Hedy Lamarr havalarını, fazilet
bezirganlığını, bu yazdıklarını senin gibiler yiyebilir belki,
afiyet olsun onlara... Ancak benim gibi "Feleğin götüne
parmak atmış" kişiler yemez bilesin...
Sen sen ol, bu evli adam olaylarıyla ilgili kalem oynatırken 40
kere düşün sonra yaz, konuşurken 9 defa dinle, 1 defa konuş...
Sacit ASLAN
***
İŞTE SACİT ASLAN'IN YANIT VERDİĞİ AYŞE
ÖZYILMAZEL'İN O YAZISI...
Faturayı erkeğe kesmek kolay, hemen şimdi keselim. Öyle bir ortam
varsa, hiç üşenmem ilk de ben keserim. İkili ilişkilerde daima kız
tarafıyım. Öyle… Çünkü bu topraklarda kız tarafı olmak
durumundayız. Çünkü bizi koruyan, kollayan yok. Haklarımız varmış
gibi ama yok.
Saçımızın renginden eteğimize, şortumuza, bekarlığımıza, gece vakti
dolaşmamıza kadar yargılanıyoruz biz. Ve de anında damgalanıyoruz
biz.
Ama…
Önce biz aklımızı başımıza alacağız. Önce biz kendimizi
kötülüklerden, kokuşmuş zihniyetlerden, maçoluğu erkeklik
zannedenlerden, şiddetten koruyacağız.
Biz önce kendimiz için elimizden geleni ardımıza koymayacağız.
SİSTEMİN EZBERİNİ
BOZACAĞIZ
Alacağız kağıdı kalemi bin kere yazacağız:
Ben özelim.
Ben insanım.
Ben güçlüyüm.
Ben aciz ve muhtaç değilim.
İstersem her şeyi başarabilirim.
Ben her şeyin en iyisini hak ediyorum.
Kimse beni kendine göre şekillendiremez.
Kimse özgürlüğümü elimden alamaz.
Kimse bana ne giyeceğimi, nasıl yürüyeceğimi, dans edip
edemeyeceğimi, çalışıp çalışamayacağımı söyleyemez.
Ve kimse bana şiddet gösteremez. Bana el kaldıran yanımda
barınamaz.
Bana hakaret eden 10 metre öteme gelemez.
Beni horlayan, itekleyen, tekmeleyen affedilemez.
Kızlar; 100 kere, bin kere birbirimize söyleyeceğiz ve artık
bunları belleyeceğiz:
‘Kocam olmadan asla’ kültürüne kurban
gitmeyeceğiz.
Hakkımızı arayacağız.
Dimdik duracağız.
‘Ama’lara sığınmayacağız.
El âlemciliği hemen şimdi terk edeceğiz.
Sistemin ezberlerini bozacağız.
Ve geliyorum başlık sebebi konuya…
Eski manken Ebru Şallı’nın sevgilisi varmış, evli çıkmış. Aslında
üç yıldır eşinden ayrıymış, beş ayrı davası varmış.
Açıklamalarından anlıyoruz ki, Şallı adama inanmış. İşin o kısmı
beni ilgilendirmiyor.
Evlilik, aşk, boşanma, boşanamama durumları karışık işler.
Bilemem.
BURNUNU, KABURGASINI
KIRMIŞ
Beni ilgilendiren ve yazı yazmama sebep olan; o evli adamın henüz
boşanmadığı, mahkemelik olduğu eşinin açıklamaları.
İki çocuk annesi Gonca Akkuş hanımefendi diyor ki: “İki kez
boşanma davası açtım, ikisi de darp davası. Üç sene önce eşim,
kıskançlıktan kolumu üç yerinden kırdı. Geçen sene de burnumu ve
kaburgamı kırdı. Hepsinin raporu var. Ve ceza davaları ben
şikayetimi çektiğim halde devam ediyor.” Sonra kocasının
ona hâlâ sevgi mesajlarını attığını söylüyor; bununla gurur
duyuyormuş gibi… ‘Dağılın, esas kadın
benim’ çekiyor sanki.
Ve en hayrete düşüren ise, dokuz haftalık hamile olduğunu
açıklaması.
Yani diyor ki, ‘Bizim evliliğimizde sorun yok, bak
üçüncü çocuk yolda.’ Ah güzel kardeşim, bunu kendine
niye yaptın sen?
Bak kendi ağzınla, kocan olacak o adamın üç yıl önce kolunu üç
yerinden kırdığını söylüyorsun.
Sonra yetmemiş, geçen yıl da burnunu, kaburganı kırmış.
Ve sen bu adamdan dokuz haftalık hamilesin.
Peki niçin?
Çok mu özür diledi? Geç!
Çok mu pişman oldu? Tabii ki yalan!
Yine yapmış, yine yapacak.
Çocukların için mi? O adamla kalman, çocuklar adına en büyük
hata.
Söylesene, sen kendinden niye vazgeçiyorsun canım kardeşim?
Seni döven, oranı buranı kıran bir adamdan arkana bakmadan kaçıp
uzaklaşacağına, bir çocuk daha mı yapıyorsun?
Neden? Neden? Allah aşkına neden?
KOCACIKLAR
OLMAYIVERSİN
İki çocuğun var, üçüncü çocuğunu da böyle bir ortamda mı
yetiştirmek istiyorsun? O çocuklar büyüyünce bu haberleri
görmeyecek mi? O çocuklar, babalarının annelerine şiddet
uyguladığına şahitlik etmeyecek mi?
Sen, sana böylesine zarar veren bir adama niçin tutunuyorsun?
Buradan kadınlara seslenerek yazmaya devam ediyorum:
Kızlar; sizi yerle bir eden, gururunuzu tanımayan, size saygı
duymayan adamları niçin hayatınızda tutuyorsunuz?
Yapmayın, etmeyin!
Üç yıl önce kolunu kırdığında kapının önüne koymadığın adam, geçen
yıl da burnunu ve kaburganı kırmış be kardeşim.
Seneye kim bilir neler yapacak.
Bu mudur layık olduğun, sor kendine.
Kadın kısmını almış bir ‘kocacılık’, gidiyor.
Olmayıversin o zalim, adi, tabansız, ahlaksız kocacıklar.
Olmasınlar!
Yapmayın bunu kendinize kızlar.
Gözünüzü seveyim yapmayın.
Kişinin kendine duyduğu saygı, mutluluğunun kilidi.
Önce sen kendini sayacaksın, kurallarını koyacaksın ki, sonra
herkes sana öyle davranacak.
Ahhh ah! Deli olacağım deli! Yapmayın şunu, yapmayın.
Ayşe ÖZYILMAZEL