Sema Denker yazdı: "Elçin Sangu'yu giydirenlere bravo yani..."

"...Bir de bu kızın bel sorunu var, çok net görülüyor. Yani belinde kıvrım yok, dümdüz... Göğüs ile basen arası bildiğiniz düz..."

Sema Denker yazdı: "Elçin Sangu'yu giydirenlere bravo yani..."
Meydan Gazetesi'nden Sema DENKER'in yazısı...

Nisan yağmurlarının gelmesiyle birlikte, grileşen gökyüzü, beni eve, yani televizyona hapsetti...

Gün boyunca, neredeyse hiç yerimden kalkmadan, ekrana baktım...

TV'de gözüme takılanları, aldığım notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

* Sabah programlarında;
Konukların sözlerinin, sürekli olarak sunucular tarafından kesilmesi, gerçekten çok can sıkıyor...
Bir de moderatörlerin üst üste konuşması...

Böyle bir afralı tafralı halleri...

Hele Lerzan Mutlu'nun, (hadi izleyiciyi geçtim) masadaki arkadaşlarına hiç saygısı yok. Hep bir laf kesme, hep bir azarlama, hep bir külhan bey havası... Ne oluyoruz yahu?

Daha doğrusu sana ne oldu Lerzan?

Eğer, "millet bunu seviyor" diye düşünüyorsan, yanılıyorsun... Bir gün "pat" diye kalıverirsin ortada, haberin ola...  Güvenme kimseye...

Ve yıllar önce tanıdığım o cici, sakin kadına yani özüne dön...

Çünkü TV'de gördüğüm kadın, yakışmıyor, hem sana hem de ekrana...

* Evlilik programları;
Tam gaz devam ediyor...

Şöyle birkaç dakika bakayım dedim, muhabbetlere, sorulara tahammül edemedim... İzlemek için zorladım kendimi, Iııh olmadı, izleyemedim... Sunucular nasıl tahammül ediyor diye merak ediyordum ki,  Esra Erol'dan sorumun cevabı geldi.

Sayın Erol, "artık yapmak isemiyorum" cümlesini, dolaylı da olsa ima etmiş.

Şöyle demiş;

"Hiçbir zaman tek başıma hareket etmedim, etseydim, bırakırdım. 60 kişilik bir ekiple çalışıyorum. Tek başına karar veremem. Ben bir televizyon karakteriyim. Bugün bu program biter, yarın başka bir formatla karşınızda olabilirim..."

Ol be Esra'cığım, lütfen başka formatla ol karşımızda.

Sen akıllı bir kadınsın.

Madem 60 kişilik ekibin de var, inan 61 beyinden bu millete faydalı  bir fortmat çıkar herhalde...
Eğer bulamazsanız, ben size bulurum, söz...

Yeter ki bu programları yapmayın!

Tamam, anlıyorum ama artık lütfen ekibinizi değil, 80 milyonun psikolojisini, eğitimini, değerlerini, kültürünü, evlilik müessesesinin kutsallığını düşünün, olur mu?

* Mesut Yar;
 Acı biber yiyerek verdiği kiloları geri mi aldı nedir?

Oynadığı reklam filminde dikkatimi çekti...

Yine göbek çıkmış...

Bu aralar fazla seyahat ediyor...

Kantarın topuzunu kaçırmış olabilir...

Aman dikkat Mesut...

* Spor programı;
Sunucusu Ertem Şener'i zaplarken gördüm, gözlerime inanamadım...

Ne olmuş öyle Ertem'e?

Gözlerini kapatamıyor...

Kaşlar neredeyse yarım metre yukarıda... Bir de solaryum yanığı... Biyonik adam gibi duruyor ekranda... Yüzünde ne mimik var, ne ifade... Botoks yaptırmış yaptırmasına da fazla abartmış...

Vallahi adamlarda da bu estetik işi hiç güzel olmuyor. Ne saç ektirmek yakışıyor ne botoks ne de başka rötuşlar.. Olmuyor, doğal durmuyor...

Ya da doğal yapanını bulamıyorlar, bilemiyorum artık.

* Elçin Sangu'yu;
Oynadığı reklam filminde giydiren arkadaşları tebrik ediyorum...

Bunlarda nasıl bir göz, nasıl bir zevk var, anlamış değilim...

Bir kere Elçin'in giydiği bütün kostümler, kötü ötesi...

Hani milletin kıskanarak, dönüp dönüp bakacağı kıyafetler değil.

Bir de bu kızın bel sorunu var, çok net görülüyor. Yani belinde kıvrım yok, dümdüz...

Göğüs ile basen arası bildiğiniz düz...

Ve siz bu kıza, o düzlüğü açıkta bırakan iki parça kostüm giydiriyorsunuz...

Şaka mısınız? Kız olmuş sopa gibi...

Kıyafeti taşıyamıyor üzerinde.

Ayrıca etek de tişört de kızın üzerinde albenisini yitirmiş.

Hatalı seçimler yüzünden...

Bakın Gülben Ergen'li reklama...

On numara... Gülben'in giydiklerini insanın alası geliyor.

Bilmem anlatabildim mi sayın reklamcılar...

SEMA DENKER - MEYDAN GAZETESİ / [email protected]