Sema Denker yazdı: "Magazin turu..."

"...Tabii şimdi yazın yapılacak düğün de önemli... Bakalım gelinliğini nereden alacak ya da kime diktirecek? İnşallah yine Türk tasarımcılarından birini tercih eder..."

Sema Denker yazdı: "Magazin turu..."
Meydan Gazetesi'nden Sema DENKER'in yazısı...

MAGAZİN TURU...

* 4500 TL'lik elbise

Tarkan, birlikte olduğu Pınar Dilek'le cuma günü Tarabya'daki evinde sessiz sedasız evlendi... 40 kişinin davetli olduğu bu sade nikah töreninde gelin hanım, GiziaGate'den Zeynep Erdoğan imzalı, ekru dantel ve renkli kristal işli bir elbise giymeyi tercih etmiş... Elbisenin fiyatı 4500 TL... Ben kostüme bayıldım... Çok şık ve Pınar'a da çok yakışmış...

Bütün sosyete ya da sanat dünyası yurtdışı markalarına koşarken, (Bir de görgüden bahsederler) Pınar'ın nikah için bir Türk tasarımcısını tercih etmesi çok şık bir hareket olmuş... Vallahi helal olsun kıza...

Tabii şimdi yazın yapılacak düğün de önemli... Bakalım gelinliğini nereden alacak ya da kime diktirecek? İnşallah yine Türk tasarımcılarından birini tercih eder...

Benim birbirine çok yakıştırdığım çiftlerden biri Tarkan ile Pınar...

Her ikisine de mutluluklar dilerim...

* Antipatik açıklama...

İlhan Şeşen, Türkü Turan, Settar Tanrıöğen'in oynadığı "SAKLI" filmi, vizyona girmeden sevişme sahneleriyle çok konuşulmuştu... Film vizyona girdi, hala çok konuşuluyor... Ama iki haftada yaptığı, tarihe geçecek gişesi ile...

"SAKLI" filmi, iki haftada tam 489 kişi tarafından izlenmiş. Büyük hüsran...

Peki neden? Sebebi çok basit...

60'lı yaşlarındaki İlhan Şeşen kalkıp, "Türkü'nün çocukluğunu bilirim, babası arkadaşımdır. Bu yüzden öpüşme sahneleri beni zorladı" diye açıklama yaparsa, kimse o filme gitmez... Kanada'da bu açıklamaya gülünür... Ama bir Ortadoğu ülkesinde yani Türkiye'de bu sözler, hem söyleyeni hem de söylenen konuyu antipatik kılar...

* İki trafik canavarı...

Biri emniyet şeridini kullanan Demet Akalın, daha doğrusu Akalın'ın kocası Okan Kurt, diğeri de oğlunu kucağına alarak direksiyon başına geçen Caner Erkin...

Her yıl binlerce kişiyi trafik terörüne kurban verdiğimiz ülkemizde, topluma mal olmuş insanların bu hareketleri yapması, cehaletin apaçık bir göstergesidir. Caner, trafiğin yoğun olduğu sahil şeridinde, oğluyla araba kullanıyor...  Eğer Caner, bu hareketi Avrupa'dai yapsaydı, bir kere ehliyeti alınır, trafikten men edilir ve psikolojik tedaviye gönderilirdi. Mesela Almanya'da böyle yapılıyor...

Neden psikolojik tedaviye gönderiliyor?

Çünkü bunu yapan kişinin akıl sağlığının yerinde olmadığı düşünülüyor... Ne kadar doğru bir yaklaşım değil mi? Aynı sistem Okan Kurt için de geçerli. Onu da psikolojik tedaviye gönderirlerdi...

"Parası neyse öderiz" diyerek Türkiye'deki içler acısı sistemi kısaca özetleyen Demet Akalın için de şunu söylemek istiyorum; Parası neyse biz verelim de bir sus Demet ya, Allah aşkına bir sus... Ve şu sosyal medyandan toplumun can ve ruh sağlığı için her şeyi paylaşma...
 
SEMA DENKER - MEYDAN GAZETESİ / [email protected]