Serkan Çayoğlu'ndan "yürekten" açıklamalar

‘Hayatımın Aşkı’ dizisinde Gökçe’nin elde etmek için her yolu denediği Demir karakterini canlandıran Serkan Çayoğlu, “Ben taktik olaylarına inanmıyorum. Gerçek aşkta işlemez. Sarışın olsun, mavi gözlü olsun gibi bir kuralım da yok” dedi.

Serkan Çayoğlu'ndan "yürekten" açıklamalar
Milliyet'ten Senem Aydın'ın röportajı...

- Bu projede sizi çeken ne oldu?


İlk okuduğumda heyecanlanıp menajerimi aradım, ‘Çok güzel gidiyor. Karakterle ilgili kafamda şunlar var. Ne düşünüyorsun?’ dedim. Hikayeyi gerçekten eğlenceli buldum,sevdim. Karar verme süreci de hızlı oldu.

- Canlandırdığınız Demir nasıl bir adam?

Zengin bir ailenin oğlu. Yurt dışında okumuş. Her zaman kendi ayaklarının üstünde durmak istemiş. Gençliğinde birçok şeyi yaşamış ama o defteri artık geride bırakmış. Olgunlaşma döneminde. Türkiye’ye gelir gelmez babasının ajansının başına geçip, daha iyi yerlere getirmeye çalışıyor. Hayatımın aşkıyla tanışırsam memnun olurum kafasında.

- Size benziyor mu?

Benzeyen ve benzemeyen tarafları var. En çok benzeyen noktamız, iş disiplini. Ben de işimi gerçekten çok ciddiye alıyorum ama çalışırken eğlenmesini de bilirim.

- ‘Hayatımın aşkını buldum’ hissine kapıldınız mı hiç?

Tabii ki hepimiz aşık olduk ama ‘İşte hayatımın aşkı’ demedim. Aslında baktığınızda her aşk, hayatınızın aşkı. O an inandığınız için aşıksınız zaten.

- Kalbinizde şu an biri var mı?

Hayır, yok.

- Dizide Gökçe, Demir’i kendisine aşık etmek için sürekli taktik yapıyor. Siz ilişkide buna inanır mısınız?

Ben taktik olaylarına inanmıyorum. Gerçek aşkta işlemez. Sarışın olsun, mavi gözlü olsun gibi bir kuralım da yok. Dış görünüşe tabii ki önem veriyorum, bakımlı olmak artı olur ama tanıştığınız zaman bir şeyden etkilenirsiniz ve ona aşık olursunuz.

- ‘Kiraz Mevsimi’ de yazın başlayıp sezona taşınan bir işti...

Bunları planlayamıyorsunuz, istediğiniz zaman istediğiniz proje gelmiyor. Ben bu diziye gerçekten inandığım için “Bir yaz daha çalışırız” dedim.

- Altı aylık arada neler yaptınız?

İlk başta dinlendim, hiçbir şey yapmadım. Sonra kendime yatırım yapmak istedim.

Oyunculuk ve diksiyon derslerine devam ettim. At binmeye başladım. Aklımda nisan ayında 2 - 3 haftalık bir tatil yapmak vardı ama bu proje gelince iptal ettim.

‘Kiraz Mevsimi hep kalbimde’

- Geleceğin jönü olarak gösteriliyorsunuz. Bunun bir baskısı var mı?

Yoo, baskı olarak görmüyorum. Benim hedefim, iyi bir oyuncu olmak ve konuşulmak. İnsanlar izlediklerinde ‘Aa ne kadar güzel, ne kadar inandırıcı oynamış’ desinler diye uğraşıyorum. Yabancı dilim var, yurt dışında da bir şeyler yapmak istiyorum. Yapacağım da, kararlıyım.

- ‘Kiraz Mevsimi’ hayatınızda neler değiştirdi?

Hiçbir zaman unutamayacağım, benim için özel bir proje. İlk başrolüm. İnsanların beni bu diziyle tanıdı. ‘Kiraz Mevsimi’ hep kalbimde ama ben durmaktan yana değilim, hep üzerine bir şeyler koymak isterim. Şu anda da çok iyi bir dizi çekiyoruz.

‘Yakışıklılığımın öne geçmesini istemem’

- Şöhret neleri değiştirdi?

Kendimde hiçbir değişiklik görmüyorum. Eskiden nasılsam hâlâ aynıyım. Sokakta, sosyal medyada daha fazla ilgili görüyorsunuz. Ama baktığımızda hayatımda hiçbir şey değişmedi. Sadece arkadaş konusunda daha seçici oluyorsunuz.

- Yakışıklılık özgüven veriyor mu?

Kendimle barışığım. Bunun üzerine insanlar yorum yapıp güzel şeyler söylüyor. Avantaj da olabiliyor, dezavantaj da.

- Dezavantajı nedir?

Oyunculuğumla konuşulmak isterim, yakışıklılığın öne geçmesini istemem. Bu biraz da sizin elinizde. Hep oyunuma konsantre oluyorum. Doğal olması için elimden geleni yapıyorum. Bence biraz mesafe kat ettim. Daha iyi olacağına inanıyorum. Önemli olan yakışıklılığı avantaja çevirmek.

- Aileniz hâlâ Almanya’da mı yaşıyor?

Evet. Telefonla konuşuyoruz. Arada ben gidiyorum, onlar gelmeye çalışıyor. İkiz kardeşim Türkiye’ye geldi. Artık en azından ailemin bir parçası burada. İkimiz de ekonomi okuduk. O ekonomiyi, ben oyunculuğu seçtim. Bakınca ’Gerçekten yapmak istediğim iş buymuş’ diyorum. Gerçekten çok zevk alıyorum. Hedefim, çok iyi bir oyuncu olmak.
Konular Röportaj