’Şifa’ dediler, tedavi parasını çaldılar
İstanbul Sultangazi’de iki kadın dolandırıcı, 'Cemaatin müritleriyiz, şifa vereceğiz' diyerek kandırdıkları ailenin böbrek yetmezliği olan 5 yaşındaki kızlarının tedavisi için biriktirdiği paraları alıp kaçtı.
İddiaya göre yaşları 35 ile 40 arasında olduğu tahmin edilen iki
kadın, Sultangazi’de iki çocuklu Altay ailesinin kapısını çaldı.
Kadınlar, kapıyı açan Leyla Altay’a hamile kadınlar için yardım
parası topladıklarını söyledi. Bunun üzerine Leyla Altay, bir
miktar para vererek kapıyı kapattı ancak kapıyı bir kez daha çalan
dolandırıcılar, “Seni biraz sıkıntılı gördük. Bir sıkıntın
mı var?” diye sordular. “Kızım böbrek hastası, onun için
sıkıntılıyım” diyen Leyla Altay’a, “Biz bir
cemaatin müritleriyiz. Şifa vermeye geldik” diyen kadınlar
içeri girdi. Böbrek yetmezliği olan küçük Şevval’i iyileştirme
bahanesi ile okuyup üfleyeme başlayan dolandırıcılar, Altay’ı
kendilerine inandırdı. Altay’a dediklerini yaptırmaya başlayan
dolandırıcılar, kadından biriktirdikleri paraları ve altınları
istedi. Altınları ve paraları bir bohçanın içine koyan ve sözde
okuyan dolandırıcılar, bohçayı diğer odaya bıraktı. Bu sırada
paraları ve altınları el çabukluğu ile alan dolandırıcılar, evden
ayrıldı. Leyla Altay ise dolandırıldığından habersiz kadın
zanlıları sokağın sonuna kadar geçirip sarılıp öperek uğurladı. O
anlar ise sokaktaki bir güvenlik kamerasına takıldı.
Acı gerçek ise baba Lokman Altay’ın eve gelmesi ile ortaya çıktı.
Eve geldiğinde eşinde bir tuhaflık fark eden Lokman Altay, ne
olduğunu sorunca Leyla Altay her şeyi anlattı. Eşinin fazlasıyla
etkilendiğini görüp durumdan şüphelenen Lokman Altay, yan odadaki
bohçayı açınca para ve altınların çalındığını gördü.
Uzun süre dolandırıcıların etkisinden çıkamayan Leyla Altay,
“Kapım çalındı, kapıyı açtığımda karşımda iki bayan gördüm.
Benden hamile kadınlar için para istediler. Ben de hayrına verdim.
Sonra bir kez daha kapıyı çaldılar, bu kez su istediler. Su da
verdim. Ondan sonra ip istediler, ipi de verdim. Sonra okuyup
üzerime üflediler. Ondan sonra onlar benim için bir anne, abla gibi
oldu. İçeriye girdiler, bir portakal istediler, verdim. Portakalı
mendilin içine koydular ve içinden muska çıkardılar. Sonra bir
bohça istediler. Bohçanın içine yastık, eşimin ve çocuklarımın
elbiselerini koydular. Daha sonra para ve altınları istediler,
onları da verdim. Onları da bohçaya koydular. İçeriye girmeden,
‘Bana sıkıntın var senin’ demişlerdi. Ben de, ‘Evet kızım hasta’
dedim. Ondan sonra zaten bir şeyler yaptılar, ben de çok etkilendim
ve içeriye girdiler. ’Bundan sonra hastaneye gitmene gerek yok. Biz
kızını iyileştireceğiz. Kendi kendine böbreği olacak. Biz bir
cemaatin müritleriyiz, oradan geliyoruz. Şifa vereceğiz’ diyerek
beni kandırdılar. Para ve altınları çalıp gittiler” diye
konuştu.
"BÜYÜLEMİŞLER EŞİMİ"
Evinin borcu olmasına rağmen altınlara dokunmadığını ve kızının
tedavi masrafları için biriktirdiğini belirten baba Lokman Altay
ise, ‘‘Eve geldiğimde eşim bana olanları anlattı. Hala
üzerinde etkileri vardı. Saçma cümleler kuruyordu. Büyülemişler
eşimi. ‘Bundan sonra hastaneye gitmenize gerek yok. Biz kızınızı
iyileştireceğiz’ diyerek kandırmışlar. Yaklaşık 20 bin TL’lik altın
ve bir miktar para vardı. Ben o parayı borcum olmasına rağmen
çocuklarım için elimde tutuyordum ama hepsini aldılar. Çocuğum
şimdi evde diyalize giriyor’’ dedi.
Şu an kızına böbrek bulunsa masrafları karşılayacak parası
kalmadığını belirten baba Lokman Altay, “Zor durumdayım.
Böbrek bulunsa ve para isterseler durumum daha da zor olacak. Yani
borçla harçla yine elimden geleni yapmaya çalışırım ama elimde
avucumda bir şey kalmadı’’ dedi.
5 yaşındaki Şevval’in yanı sıra 3 yaşında Meral adında bir kız
çocukları olan Altay çifti, dolandırıcı kadınların yakalanmasını
istedi.
MEHMET ALTUNIŞIK / İHA