Sinemamızın 'yüz akı'ndan çarpıcı açıklamalar
İtalyanca çekilecek olan bir dizide rol alacak olan Saadet Işıl Aksoy: "Uzun zamandır yoğunlaştığım uluslararası kariyerimle ilgili adımlar atmak çok önemli. Çok fazla dil bilmek oyuncuyu öne taşıyor" dedi..
Oyunculuğu kadar güzelliğiyle de adından sıkça söz ettiren Saadet
Işıl Aksoy, hedeflerini ve özel dünyasını Reflex
dergisiyle paylaştı:
Kalabalık bir evde sesin, misafirin, sohbetin pek eksik olmadığı
bir aileden geliyorum. Anneannem ve annem gibi ayakları üstünde
duran, başarılı, çalışmaktan gocunmayan, kariyerine odaklanırken
ailesini de ihmal etmeyen iki kadın örneğiyle büyüdüm. Babam da
hayatımda tanıdığım en çalışkan insanlardan biriydi. Dolayısıyla
çalışıyor olmak bana her zaman güç vermiştir.
KENDİME HEDEF KOYDUM
Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciyken okul dışında katıldığım
birkaç sinema ve oyunculuk kursuyla başlayan bu ilgi, daha sonra
tutkuya dönüştü ve üniversiteyi bitirip soluğu New York'ta
oyunculuk kurslarında aldım. İlk başrolüm olan 'Yumurta' filminin
Cannes Film Festivali'nde gala yapmasıyla da kariyerimi;
hayallerimi takip ederek oluşturmaya başladım.
Benim gencecik bir kızken bile hayallerim hep netti ve çok kez
"Hayır" demeyi başarabildim. Kendime hedefler
koyarak, o hedeflere ulaşmak üzere bazı yollar çizdim, planlamalar
yaptım. Şu an bulunduğum noktaya baktığımda hayallerimi yaşadığımı
söyleyebilirim.
En son 'Büyük Sürgün' isimli bir sinema filmi çektik. Şu ara
Roma'da yeni bir proje için bulunuyorum. İtalya'nın en büyük kanalı
RAI için çekilen iki bölümlük bir filmde ünlü İtalyan oyuncu Luca
Argentero ile başrol oynuyorum. Proje, Roma ve İtalya'da İtalyanca
olarak çekilecek. Filmin çekimleri bittiğinde bazı toplantılara
katılmak üzere tekrar Los Angeles'a gitmem gerekiyor. Uzun zamandır
yoğunlaşmış olduğum uluslararası kariyerimle ilgili adımlar atmak
benim için çok önemli.
Dil bilmek bu noktada çok önemli, sadece İngilizce değil,
olabildiğince fazla dil bilmek ve konuşmak; oyuncuyu bir adım öne
taşıyor. Bir de artık internet sayesinde her şey çok kolaylaştı,
internetten araştırarak birçok yeni uluslararası projeden haberdar
olup o projelerin cast direktörleriyle iletişime geçme şansı var
oyuncuların. Bir projeniz olmadığında ise oyunculuk dersleri almak,
İngilizce aksanınızı geliştirmek, spor yapmak, okumak, film
seyretmek, dünyayı keşfetmek gerekiyor.
EN BÜYÜK DESTEKÇİM ERKEK
ARKADAŞIM
Penelope Cruz'la birlikte rol aldığım 'Twice Born'la ilgili
birtakım önyargılı yaklaşımlar oldu ama bu durumu garipsemiyorum,
çünkü daha önce bir Türk oyuncuyu hiç kimse öylesine uluslararası
bir projede, öylesine büyük oyuncularla, o kadar önemli bir rolde
görmemişti ve olabileceğini de hiç sanmıyorlardı. Fakat daha sonra
filmi izleyenlerden duyduğum yorumlar beni mutlu etti. Kendime bir
yol çizmeye çalışıyorum ve bunu çizerken daha önce gidilmemiş bir
yol olduğu için ben de sıfırdan keşfediyorum.
Bu yolda en büyük destekçim erkek arkadaşım (Pamir Kıraner) oldu.
Hayallerime her zaman inanıyor ve her zaman benimle birlikte
yürüyor. Yorulduğum anlarda elimi sıkıca tutuyor. Ailemin tüm
fertleri başından beri beni hep destekledi.
TERCİHİM SADELİKTEN
YANA
Bu mesleğin en zor tarafı; çalışmadığınız dönemler bence. O
dönemleri her zaman dengeli bir ruh hali ile, faydalı aktivitelerle
geçirmeniz gerekiyor. Bir sonraki yapacağınız işe hem ruhen, hem
bedenen hazır olmalısınız.
Günlük hayatta olabildiğince nötr ve sade olmayı tercih ediyorum.
Yurt dışında katıldığım kırmızı halılar; modayla ilgili tüm
hevesimi, heyecanımı, bakış açımı aktardığım alanlar.
Çekim, gala, görüşme için gittiğim ülkelerde güzel restoranlar
keşfetmekten çok hoşlanıyorum. Son üç yıldır yazları denizle
fazlasıyla iç içe oldum. Hayatımda deniz önemli bir yer
kaplıyor.