Sonbahar hastalık mevsimi olmasın
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Reşit Mıstık, sonbaharda bulaşıcı hastalıklardan korunmanın en iyi yolunun gerekli aşıların yapılması ve hijyene önem gösterilmesi olduğunu söyledi.
İHA'nın haberine göre sonbaharın; gündüz ve gece
ısı farkının çok olduğu, kuraklıktan yağışlı mevsime geçişin ve
güneşin daha az görüldüğü dönem olduğunu belirten Medicana Bursa
Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı
Prof. Dr. Reşit Mıstık, “Bu mevsimde insanlar kapalı
ortamda daha fazla zaman geçiriyorlar. Yaz alışkanlığının devam
etmesi, yazlık kıyafetlerden tam olarak vazgeçilme de soğuk
algınlığına davetiye çıkarır. Ayrıca soğuk, dolaşım sisteminin
etkilenmesine ve mikroorganizmaların kan temasının azalmasına ve
vücudun bağışık sistem hücrelerinden kaçışına sebep oluyor. Bu
durumların her birinin hastalık yapma üzerine şüphesiz katkısı
vardır. Bu mevsimin ikinci önemli hastalık grubu mide-bağırsak
enfeksiyonlarıdır. Burada en önemli sebep, yaz mevsiminde insan
çıkartılarında kuraklık sebebiyle üreme yeteneği azalan
mikroorganizmaların nemle birlikte çoğalmaya başlamasıdır”
dedi.
Solunum sistemine ve mide-bağırsağa yerleşerek hastalığa sebep olabilen birçok mikroorganizmanın olduğunu belirten Mıstık, “Genel anlamıyla her bir hastalık grubunun kendi içinde benzer klinik tablolar yapar gibi görünmesine rağmen grup içindeki mikroorganizmaların yaptığı hastalıkların sonuçları ve tedavileri farklılık gösterir. Bu sebeple doktora başvurulmalı nasıl bir tedavi verileceği doktoru tarafından hastaya bildirilmelidir” diye konuştu.
Birçok mikroorganizmanın solunum yolu, temas ve sindirim yolu ile bulaşabilmesi mümkün olabildiğine göre bu hastalıklardan korunmanın da mümkün olduğunu belirten Mıstık, “Çoğu mikroorganizma için henüz aşı geliştirilememiştir. Grip, menenjit, tifo, rotavirüs gibi sınırlı sayıda mikroorganizmalara karşı aşı vardır. Burada en önemli şey hijyenik el yıkamadır. Çünkü eller ağıza, göze, deriye, ve yediklerimize farkında olmadan temas etmekte ve aracı olarak mikroorganizmaları sindirim ve solunum sistemine taşıyabilmektedir. Nezle virüsünün sebebi yüzde 50’den fazla ellerle bulaşmaktadır. Öksürük ve aksırırken dirsek içi ile ağız ve burunu kapatarak diğer kişileri korumalıyız. Kabuğu olan meyveleri yıkayarak ve kabuklarını soyarak, sebzeleri bol su veya sirkeli su ile yıkayarak hazırlamalıyız. Gerekli aşıların yapılması ve hijyenik el yıkamanın önemi çok büyüktür” şeklinde konuştu.
Solunum sistemine ve mide-bağırsağa yerleşerek hastalığa sebep olabilen birçok mikroorganizmanın olduğunu belirten Mıstık, “Genel anlamıyla her bir hastalık grubunun kendi içinde benzer klinik tablolar yapar gibi görünmesine rağmen grup içindeki mikroorganizmaların yaptığı hastalıkların sonuçları ve tedavileri farklılık gösterir. Bu sebeple doktora başvurulmalı nasıl bir tedavi verileceği doktoru tarafından hastaya bildirilmelidir” diye konuştu.
Birçok mikroorganizmanın solunum yolu, temas ve sindirim yolu ile bulaşabilmesi mümkün olabildiğine göre bu hastalıklardan korunmanın da mümkün olduğunu belirten Mıstık, “Çoğu mikroorganizma için henüz aşı geliştirilememiştir. Grip, menenjit, tifo, rotavirüs gibi sınırlı sayıda mikroorganizmalara karşı aşı vardır. Burada en önemli şey hijyenik el yıkamadır. Çünkü eller ağıza, göze, deriye, ve yediklerimize farkında olmadan temas etmekte ve aracı olarak mikroorganizmaları sindirim ve solunum sistemine taşıyabilmektedir. Nezle virüsünün sebebi yüzde 50’den fazla ellerle bulaşmaktadır. Öksürük ve aksırırken dirsek içi ile ağız ve burunu kapatarak diğer kişileri korumalıyız. Kabuğu olan meyveleri yıkayarak ve kabuklarını soyarak, sebzeleri bol su veya sirkeli su ile yıkayarak hazırlamalıyız. Gerekli aşıların yapılması ve hijyenik el yıkamanın önemi çok büyüktür” şeklinde konuştu.