Sürpriz kadrodan, sürpriz sinema filmi!..

İlk uzun metraj denemesi olan “Geriye Kalan”la 48. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazanan Çiğdem Vitrinel, ikinci filminin çekimlerini tamamladı.

Sürpriz kadrodan, sürpriz sinema filmi!..
Hürriyet'ten Müge Serçek Biroğlu'nun röportajı..

“Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku” filminin çekimleri tamamlandı. Önce bize rolünüzden biraz bahseder misiniz?
- Sezin Akbaşoğulları: Müzeyyen karakterini canlandırıyorum. Müzeyyen, Arif’in aşık olduğu bir kadın ama sıradan bir kadın değil, biraz marjinal. Evlenip çocuk sahibi olmak yerine hayatı anlamlandırmaya çalışan bir kadın. Dolayısıyla çok sıkılgan ve huzursuz bir karakter.
- Hare Sürel: Ben Pınar’ı oynuyorum. Barış’la beraber bir bar işletiyorlar ve yaşadıkları aşkın verdiği cesaretle evleniyorlar. Bu durum Arif ve Müzeyyen’in aşkını da bir şekilde etkiliyor tabii.

Erdal Beşikçioğlu’yla “Behzat Ç” dizisinde de birlikte oynamıştınız.
- Sezin Akbaşoğulları: Erdal nefis bir partner, bu anlamda kendimi çok şanslı hissediyorum. O aynı zamanda benim için “Erdal Abi”dir. Oyunculuk yıllarımda onu büyük bir hayranlıkla izlerdim, şimdi onunla partner olmak benim için gurur verici.
Siz de filmdeki Müzeyyen’e aşık adamsınız galiba...
- Erdal Beşikçioğlu: Evet, sürekli başarılı bir yazar olmak için uğraşan Arif’i oynuyorum. Arif, Müzeyyen’i kalbinde yeşertiyor ve yazdığı kitaba da o ilham veriyor.

Filmin sürprizi Harun Bey sanırım... Siz ekibe nasıl dahil oldunuz?
- Harun Tekin: Daha önce “Behzat Ç” dizisinde ufak bir rolüm olmuştu. Bu filmde de yönetmenimiz Çiğdem Vitrinel’in ısrarı ve Erdal’ın teşvikiyle tekrar kamera karşısına geçtim. Ben Barış’ı oynuyorum. Barış, Arif’in arkadaşı, küçük bir bar sahibi. Bu filmde beni asıl heyecanlandıran şeyse aynı zamanda filmin müziklerini de yapıyor olmam. Oyunculukla ilgili hiçbir iddiam yok. Dolayısıyla lütfen herkes beni yaptığım müzikle değerlendirsin. Oyunculuk konusunda Erdal yanımda olduktan sonra her şey kolay, onun kılavuzluğuna inanıyorum.
- Erdal Beşikçioğlu: İstedik ki Harun da filmin içinde olsun ve ruhuna katkıda bulunsun. Biz de kamera önündeyken onun yaptığı müziklere katkıda bulunmaya çalışacağız.

TÜRK SİNEMASINDA BÖYLE BİR AŞK HİÇ GÖRMEDİM

Sizi bu filmle ilgili en çok ne cezbetti?

- Harun Tekin: Senaryoyu okuduğum zaman en çok hoşuma giden “aşk ve ilişki” kavramının ele alınış tarzıydı. Ağlak olmayan bir dram filmi oldu. Bu filmde dört farklı dinamik var. Bunlardan ilki metnin kendisi, ikincisi yönetmen, bir diğeri oyuncuların karakterleri yaşatması ve son olarak da çatışmayı hissettiren müzik! Bu anlamda hepimiz ortaya çıkacak işin bir ucundan tutuyoruz. Bu bir aşk hikayesi ama böyle bir aşk hikayesinin anlatıldığı filmi Türk sinemasında hiç görmedim.

Harun Bey, bilmediğimiz, ileride sürpriz olarak karşımıza çıkacak başka yetenekleriniz de var mı?
- Harun Tekin: Oyunculuk için “bu benim yeteneğim” diyemem açıkçası.

Erdal Bey, siz Harun Bey’in oyunluğunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Erdal Beşikçioğlu: Harun’un kliplerindeki tavrını ve tarzını çok beğeniyorum. Müzikle uğraşıp başka hiçbir şeyle ilgilenmediğinde inanılmaz izlenesi bir adam oluyor.
- Harun Tekin: Bu arada Erdal da hiç fena şarkı söylemiyor. Onu türkü söylerken duymanızı çok isterim. Belki de böyle bir proje yaparız, neden olmasın.

SAKALLARIM BEYAZLAMADAN BİR AŞK FİLMİM OLSUN DEDİM
Filmde nasıl bir aşk hikayesi izleyeceğiz?

- Erdal Beşikçioğlu: Biz bu filmi çekerken çok keyif aldık. Dolayısıyla seyircinin de keyif alacağı bir iş çıkacak diye umut ediyorum. Sakallarım henüz tamamen beyazlamamışken bir aşk filmim olsun istedim açıkçası. Hep politik ve epik işlerin içinde yer aldım, bir aşk ya da komedi filmim ise hiç olmadı. Senaryoya inanırsam komedi de oynarım. Tüm bu türler bir üsluptur ve bunlar bir oyuncunun özgeçmişinde bulunması gerekir.
- Hare Sürel: Bu filmde farklı bir aşk anlatılıyor. Ve aşkın işleniş tarzı beni çok heyecanlandırdı. O yüzden bu hikayenin içimde olmaktan mutluyum.

Çekimler nasıl geçti?
- Sezin Akbaşoğulları: Gayet güzel... Çekim bölgemiz daha çok Beyoğlu ve civarıydı. Bir ay kadar sürede çekimleri tamamladık. Artık heyecanla filmi izlemeyi bekliyoruz.

İNSANLAR “BEHZAT Ç”NİN GERÇEKTEN YAŞADIĞINA İNANIYORLAR

Erdal Bey, “Behzat Ç” imajının üzerinize yapışıp kalmasından rahatsız mısınız? Sizce insanlar o karakteri ne zaman unutur?
- Erdal Beşikçioğlu: Hiçbir zaman! Çünkü insanlar artık o karakterin yaşadığına inanıyorlar ve yaşatmak için ellerinden gelen her şeyi de yapıyorlar. İş böyleyken benim yapabileceğim hiçbir şey yok. Ben her ne kadar farklı rollerde izleyici karşısına çıksam da “Behzat Ç” onların kalbinde başka bir yerde olacak hep... Aynı şey benim için de geçerli, o karakterin bendeki yeri çok ayrı. Keşke bu karakteri yazmaya devam etseler, farklı oyuncular tarafından yorumlansa... Sherlock Holmes gibi bir karakter olduğu için bu yapılabilir bu bence.
Konular Röportaj