Tansel Öngel: "Suç bitmezse dizi de bitmez"

‘Kanıt: Ateş Üstünde’de başkomiser Kaan karakteriyle adından söz ettiren Tansel Öngel, polisiye dizilerin uzun soluklu olduğunu söyleyerek, “İnsanlarda suç işleme potansiyeli bitmedikçe bizde konu bitmez” dedi.

Tansel Öngel: "Suç bitmezse dizi de bitmez"
Milliyet'ten Ecem Kitapçı'nın röportajı...

- Kanıt dizisi farklı bir formatta tekrar çekildi. Daha önce diziyi takip ediyor muydunuz?


Geceleri setim ya da tiyatro oyunum olduğu için dizileri çok fazla takip etme şansım olmuyor. Fakat ‘Kanıt’, bildiğim bir işti.

- Çocukluğunuzda polis olma hayaliniz var mıydı?

Polislik düşündüğüm bir alan değildi. Ne kadar zor bir meslek olduğunu hepimiz biliyorduk. Danışmanımız Ufuk Bey’den öğrendiğim şeyler de bunu doğruladı. Gerçekten çok zormuş.

- Rolünüze nasıl hazırlandınız?

Emniyet danışmanımızla çalıştım. Başkomiser olmak için neler gerekli, birimler nasıl eğitim alırlar, nerede yaşarlar bu tip şeyleri araştırdım. Cinayet şubeyi zaten merak ediyordum. Bu işi biraz oyunculuğa benzetiyorum. Gözlem yapmak, analiz etmek, kişilik çözmek bunların hepsini bir suçlunun bakış açısıyla düşünebilmek için ilginiz olması gerekiyor. O yüzden emniyetteki en özel birimin cinayet şube olduğunu düşünüyorum.

- Dışarıdan nasıl tepkiler geliyor?

Evden işe, işten eve giden bir adam olduğum için pek fazla vaktim olmuyor. Bir polisi oynadığımdan dolayı polislerden gelen olumlu tepkiler hoşuma gidiyor.

- Polisiye dizilerin yayın hayatı uzun sürüyor. Bununla ilgili düşünceleriniz neler?

Sosyo ekonomik olarak çok farklı insanlar konu alınıyor. ‘Kanıt: Ateş Üstünde’nin bir bölümünde manken cinayeti işlenirken, sonraki bölümde bir şizofrenin işlediği cinayeti ele aldık. Bunlar toplumun değişik kesimlerine hitap ediyor. İyi ve doğru yazıldığı sürece polisiye diziler bütün dünyada çok uzun soluklu oluyor. İnsanlarda suç işleme potansiyeli bitmedikçe polisiye dizilerin konuları bitmez.

- İnsanlar oyunculuğunuzu çok başarılı buluyor. Siz kendinizi nasıl görüyorsunuz?

Beğenilmek insanın hoşuna gidiyor. Çok uzun senelerdir emek verdiğim bir iş. Bazıları gibi sadece bir heves değil... Özellikle dururken birden, “Oyunculuk yapacağım” diye karar verenlere saygı duyamıyorum. Çünkü, oyunculuk yaşam biçimim, bu meslek için yaşıyorum.

‘Şöhret önemli değil’

- Son dönemde bazı oyuncular ilk dizileriyle şöhreti yakalıyor. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?


Şöhret bizim için bir hedef değil. Siz işinizi yaparsınız insanlar da sizi tanırlar, bazıları daha çok tanınır. İlk işlerinde çok tanınan insanlar olması tabii ki güzel. Yeter ki bunun sorumluluğunu alıp, gereklerini yerine getirsinler. Bizim hedefimiz bu işi yapıp ünlü olmak değil. Oyunculuk bir meslektir,
şöhret olmak ise önemli bir şey değil.

- Sizi bazı projelerinizde sakallı bazılarındaysa bıyıklı görüyoruz. Hangi halinizi daha çok seviyorsunuz?

Her halimi seviyorum. Bıyık da yakışıyor, sakalda. Bence hepsi oluyor.

- Sesinizin güzel olduğu biliniyor. İleride albüm yapmak gibi bir isteğiniz var mı?

Tıpkı oyunculuk gibi müzik de bir sanat. Müzik yapmak için çok emek vermek lazım. “Ben ünlü oldum hadi bir de albüm yapayım” demekle olmaz. O emeği verebileceğime inanırsam tabii ki müzikle profesyonel olarak ilgilenmek istiyorum. Şimdilerde gitar çalmak için eğitim alıyorum. 

- Evlilikle ilgili düşünceleriniz neler? Yeniden düşünür müsünüz?

Evlilik ciddi ve güzel bir kurum. Doğru insanla doğru zamanda buluşmalı, çocuk dünyaya getirmeli, sevgiyi de çoğaltmalı. Ama bunların hepsi bazı koşullara bağlı. Çok zor bir mesleğim var. Turnem ve oyunlarım da oluyor. Olursa tabii ki bende çocuğumu sevmek isterim.
Konular Röportaj