Tarık Tarcan'dan gürültü kopartacak sözler!
Eski manken ve oyuncu Tarık Tarcan, "Çok iyi gözlem yaparım. Her şey din, iman, para oldu. Ülkemizde de her şeyi bozdular. Bizim de her şeyimizi bozdular. Ne kültür ne de ahlak kaldı. Ben iyimser değilim" dedi.
Eski manken ve oyuncu Tarık Tarcan, Posta’ya verdiği
söyleşide çarpıcı ifadeler kullandı. Tarcan’ın
söyleşisinden satırbaşları şöyle:
“Çok iyi gözlem yaparım. Her şey din, iman, para oldu.
Sadece Türkiye değil, dünya da bunu yaşıyor. Trump diye bir ruh
hastası çıktı. Trump, hiçbir ahlaki değeri tanımıyor. Her şeyi para
üzerine kuruyor. İstediği her şeyi faşistçe yapıyor. Bakın ben
Bozburun'da yaşıyorum. Herkes birbirine miras yüzünden küsmüş.
Kendi akrabalarımda bile bu var. Aynı annenin sütünü emiyorsun ama
işin içine para girince küsülüyor. Sosyolojide, “Bir toplumu bozmak
istersen dilini, dinini, kültürünü boz” derler. Ülkemizde de her
şeyi bozdular. Bizim de her şeyimizi bozdular. Ne kültür ne de
ahlak kaldı. Ben iyimser değilim.
“SANATÇI HALKINDIR”
Sanatçı halkındır, bir görüşü olabilir ama bunu insanın gözüne
sokup kendisini seven insanları küstüremez. Sanatçı her tarafa eşit
bakıp eğriyi doğruyu söyleyendir. Ben de taraf olsaydım bütün
dizilerde oynardım. Ama hiçbir tarafa ait olmadım. Ne A partisine
ne de B partisine. İşte bu yüzden de dışlandım, bugün buradayım.
Sanatçı sağcı, solcu, ocu, bucu olmaz. Sanatçının Türkiye gibi
ülkelerde hangi takımı tuttuğunu bile söylememesi gerekir. Ben
siyaset sevmem. Cumhuriyet'e, demokrasiye, çağdaşlığa, hukukun
üstünlüğüne inanırım. Atatürkçüyüm.
“ELİMİZİ CEBİMİZE SOKTURMAZLARDI”
2 bin program Çarkıfelek sundum. Bugünkü parayla bölüm başına 500
lira alıyordum. Şimdikiler çok kazanıyor. Türkan Şoray'ın, Hülya
Avşar'ın ilk dizisini birlikte çektik. Seda Sayan, Muazzez Ersoy,
Gülşen Bubikoğlu, Ediz Hun gibi isimlerle birçok dizi çektik. Şimdi
ben dizilerde oynasam alacağım para ancak 15 bin lira olur.
Mankenlik yaptığım zamanlar İstanbul'un en zengin abileri elimizi
cebimize sokturmazdı. Çünkü beğendiği mankenlerle onları
tanıştırmamız için peşimizden gelirlerdi.
“KENDİLERİNDEN ÖDÜN VERİYORLAR”
İsim veremem ama Türkiye'nin en zengin kadın ve erkekleri kapımıza
şoför gönderirdi. (Jigololuk) Yapan arkadaşlarımız da oldu
ama hepsi yok oldu. Bir gün bir yerde söylerler, ayağın kayar.
Mankenlik yaptığım zamanlarda işe dolmuşla gider gelirdim. Bir
senelik manken arkadaşlarım cipe binerlerdi. İnsanlar her şeye
sahip olmak ve güzel yaşamak istiyor. Kendinden ödün veriyorlar.
Biz bunu yapmadık. Yoksa çoğundan çok yakışıklı, çoğundan çok
başarılıydık. Ama karakter sahibiysen adam gibi davranıyorsun. Öyle
olunca da bir yere gelemiyorsun.
“HER ŞEYİM VAR AMA KÜÇÜK”
Çok paralar kazanmadım. Şerefimle yaşayacak parayı kazanmayı ölçü
edindim. Onu da becerdim. Ayda yaklaşık 1.500 lira harcıyorum.
Cebimde 50 lirayla geziyorum. Evim, arabam, küçük bir teknem var.
Her şeyim var ama küçük.
“BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİM”
Büyük bedeller ödedim ben bu sektörde. Kokuşmuşluk diz boyuydu.
Yakışıklı, sağlıklı, boylu boslu, spor altyapılı insanlarız. İçinde
aşk, sevgi, saygı olmayan çok insanla karşılaşıyorsun. Yaşıtın ya
da senden büyük hanımlarla ilişki yaşıyorsun. Ruhun çürüyor. Bunlar
birçok değeri yüreğinden götürüyor. 60 yaşına geldim. Birkaç kez
evliliğin ucundan döndüm. Evlenemez oldum. Çünkü inancımı
kaybettim.
“ALDATTIM, YAKALANDIM”
Aşık olduğum çok özel kadınlar da oldu. Aldattım, yakalandım.
‘Şimdiki Aklım Olsaydı' diye bir televizyon programı
yapmak istemiştim ama yaptırmadılar. Bugünkü aklım olsa bu kadar
çok ilişki yerine sağlıklı ve uzun ilişkiler yaşamayı tercih
ederdim. Hiç olmazsa ruhum çürümezdi.
“ÇOCUK YAPMAM”
Dünyaya bir daha gelsem yine evlenmem yine çocuk yapmam. Çocuk
olunca dünyaya bir sorumluluk getiriyorsun ve o mutsuz olunca bunun
vicdanı seni yok ediyor. Ben istemedim. Şöhret olmayı da hiç
sevmedim. Zaten şöhreti de taşıyamadım. Ben doğal bir halk
adamıyım. Erken yaşta şöhret gömleğini çıkardım. İstanbul'dan
Antalya'ya 32 yaşında yerleştim.
“PARA BİLE KONUŞMADIM”
(Mesleğe) Küsmedim. Düzgün, ayakları yere basan bir proje
olursa neden olmasın? Ama zaten yapımcılar da eskisi kadar
aramıyorlar. En son Demet Akbağ ile Çağan Irmak'ın bir filminde
oynadım. Çağan “Abi beş dakikalık bir rol yazdım. Oynar
mısın?” dedi. “Neden oynamayayım oğlum?” dedim. Para
bile konuşmadım.
“JÖNLÜK YAŞIMIZ GEÇTİ”
Dizici değilim. Jönlük yaşımızı geçtik. Karakter olayına girmemiz
lazım. Bunu piyasa bilmediği için “Bu yıllarca başrol oynadı. Şimdi
çağırırız ama kabul etmez” diye düşünüp eskisi kadar aramıyorlar.
Bu kadar iş yapmış bir adam olarak davet edilmem gerekiyor ama
kimse çağırmıyor. Umre'ye gitsem her programa çağırırlar."