Toprak Sağlam sahne hayali kuruyor

Toprak Sağlam, 10 parmağında 10 marifet bir oyuncu. Tiyatro okumuş. Dans ediyor, gitar çalıyor.

Toprak Sağlam sahne hayali kuruyor
Toprak Sağlam'ın Hafta Sonu Dergisi'nde yayınlanan röportajı...

* Biraz kendinizden bahseder misiniz? Ekranlara yansıyanın ardında nasıl bir Toprak Sağlam var?


- 9 Ekim 1985’te İstanbul’da doğdum. Aslen Karadenizli’yim, Laz’ım. 13 yaşımdan beri oyunculuk yapıyorum. Oyunculuk benim için sonradan gelişmiş bir durum değil. Çocuk yaşlardan itibaren istediğim bir şeydi. Ben biraz hedefli yürüdüm bu yolu anlayacağınız. Zaten Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bölümü mezunuyum.

* Sizi bir televizyon programında çok sürpriz bir şekilde şarkı söylerken izledik. Sesiniz de harikaydı.

- Evet, o aslında bana da sürpriz oldu (gülüyor). Spontane gelişen bir durumdu. Ama şu doğru; şimdilik biraz hobi aşamasında gibi dursa da aslında ileride aktif olarak müzik yapmayı çok istiyorum. Müzik hep hayatımın merkezinde.

* İleride sizi sahnede görme ihtimalimiz yüksek o zaman...

- Kesinlikle!

* Son diziniz “Kara Ekmek” kısa süre önce final yaptı. Bu projeyle yollarınız nasıl kesişmişti?

- Ben diziye 34. bölümde dahil oldum. Televizyonda ilk kez böyle bir rol oynadım. Bade çok farklı bir karakterdi. Projeye asıl sıcak bakmamın sebebi biraz da bu oldu. Çünkü kimse beni daha önce böyle hayal etmemişti.

* “Kimse beni böyle hayal etmemişti” derken... Bunu biraz açar mısınız?

- Bade’nin hikayesi çok farklıydı, o yüzden karakteri de o oranda enteresan geliyordu bana.

* 2015 sizin için çok bereketli bir yıl oldu. Üç sinema filminde rol aldınız. Son filminiz “Delibal” da aralık ayının son günlerinde vizyona girdi. Biraz o yüksek tempolu süreçten bahseder misiniz?

- Seviyorum sinemayı. Çok özlemiş ve çok istemişim demek ki çok çalışmayı, gerçek oldu. Düşününce evet, bir yılda üç film birden çektim. Benim için harika bir durum. Ne kadar yorulursam yorulayım hep şunu söylüyorum kendime; “Beter olayım” (gülüyor)... Daha çok çalışıp, daha çok film çekeyim. Zamansızlıktan uykuya bile vakit olmasın. Çekeceğim her çileyi bu uğurda kutsal buluyorum. “Delibal”a gelen tepkiler de beni çok heyecanlandırdı.

* Çağatay Ulusoy’la oynamak nasıldı?

- Harikaydı. Çağatay çok iyi kalpli, çok mütevazı, eğlenceli ve çok çalışkan bir oyuncu. Yönetmenimiz Ali Bilgin ve ekibiyle çalışmak da bir o kadar mutlu etti beni. Meslek hayatıma imza attılar resmen...

KENDİMİ SEVİYORUM

* Bazı oyuncular kendini izlemeye çok tahammül edemediğini söyler. Siz izliyor musunuz kendinizi?


- Açıkçası ben kendimi eksi ve artılarımla, her şeyimle seviyorum. Tabii ki kendimi izliyorum. Kusur aramak için de bakmıyorum, kusursuz olduğuma inanmak için de... Bir sonraki adımımı nereye atacağımın, daha iyiye nasıl varacağımın sağlamasını yapmak derdindeyim.

* Peki sizce oyuncu olunur mu, oyuncu doğulur mu?

- Bence oyunculuk bir kod. Kesinlikle onunla doğuyorsunuz diye düşünüyorum. Ben hep oyun oynamak isteyen bir çocuktum. Hâlâ öyleyim ve ölene dek de oynayacağım.

* Hangi yönetmen ve oyuncularla “Mutlaka çalışmak isterim” dersiniz?

- Cemal Şan, Özcan Alper, Zeki Demirkubuz, Onur Ünlü çalışmayı çok istediğim yönetmenler. Onur Saylak, Canan Ergüder, Barış Falay, Serhat Tutumluer, Binnur Kaya ve Uğur Yücel’le de oynamayı çok arzu ediyorum.

* Sokakta insanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

- “Kendi melek, dizide aman Allah nasıl bir şeytan!” dedi mesela geçenlerde bir teyze. Genel olarak oynadığım karakterden bağımsız olarak sevdiklerini görüyorum ki, bu da çok hoşuma gidiyor haliyle.

ANA MADDE AŞK!

* Sosyal medyayla ilişkiniz nasıl?

- Gayet iyi. Aktif bir kullanıcıyım diyebilirim. Özellikle Twitter ve Instagram’ı çok kullanıyorum.

* Spor yapıyor musunuz?

- Olmazsa olmazım spor. Her gün bir saat tempolu yürüyüş ve pilates yapıyorum. Set olduğunda bile çok erken kalkar, sporumu yapar, sete öyle geçerim.

* Bu yoğun tempoda aşka vakit kalıyor mu?

- Aşk ana madde (gülüyor)!

* Kalbinizi çalmak isteyen bir erkek ne yapsın?

- Suretiyle aslı bir olsun. İçi, dışı bir adam candır. Samimi olsun her şeyden önce...

* Hadi bize 10 yıl sonra nerede, ne yapıyor olacağınızı da anlatın.

- Berliner Ensemble’da Brecht oynayıp, kendi açtığım bir mekanda konser verdiğim, üstüne beşinci albüm çalışmama hazırlandığım, sonra da anne ve babamın “Yemeğe bekleyelim mi?” diye telefon ettiği bir hayat hayal ediyorum...

DİZİ DEĞİL BELGESEL İZLİYORUM

* Genel olarak sizi nasıl karakterler heyecanlandırıyor?


- Karakteri seversem, oynamak için heyecanlanırsam, beşinci karakter olsa ne olur? Benim için “esas kız” odur. Daha önce oynamadığım, derdi olan, çok katmanlı, üzerine düşündüğüm, beni zorlayacak, problemli karakterler olduğunda çok heyecanlanıyorum.

* Televizyonda hangi dizileri takip ediyorsunuz?

- Ben belgesel izliyorum (gülüyor).
Konular Röportaj