Tuğçe Tayfur'un müzik serüveni!

Necla Nazır ve Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur, eşi Taner Şafak’la ‘Kalp Dayanmaz’ adlı bir maksi single çıkardı.

Tuğçe Tayfur'un müzik serüveni!
Akşam'dan Aysun Yıldız'ın röportajı...

Müzik sizin için ne zaman başladı?


Tuğçe: Çok erken başlamış, annemin karnındayken. Tabii babamın şarkıcı olması da büyük etken oldu. İlkokul dönemlerimde beste yapmaya başladım. Hiç unutmuyorum bir şarkı yapıp babama vermiştim. Tabii ben de bir havalar, besteler yapıyorum diye. Babam bir gün otururken  “Öyle bir tane şarkı yapmakla besteci olunmaz. Tek bir kelimeden bile şarkı üretmen gerekiyor. Eğer sen şimdiden ‘besteciyim’ diyorsan vah vah” demişti. Ben de odama çekilip “vah vah” diye bir şarkı yapıp babamın karşısına çıkmıştım. Babam, “Tuğçe, hayal gücün baya geniş. Sende ışık var kızım,  devam et” demişti.

“Torpil geçiliyor” diyenler oluyor mu?

Tuğçe: Bu piyasada şanslı olmak çok önemli… Evet, dışarıdan torpil geçiliyor diye algılanabiliniyor. Babamın çok güzel bir lafı vardır; “Bir futbolcu da, bir de sanatçıda torpil olmaz” der. Çok haklı. Çünkü sesin ya vardır ya yoktur. Sanatta kesinlikle torpil olmaz. İnsanların duygularına hitap ediyorsunuz.  Müzik hayatıma küçük yaşta başladığım için çok memnunum.

Taner: İnsanlarda tabii ki ön yargı oluyor. “Acaba sesi var mıdır” diye düşünüyorlar. Şarkılarınız ve sesiniz kötüyse zaten bir yere gelemezsiniz.

Tuğçe: Herkes diyor ki, “Ferdi Tayfur ile Necla Nazır’ın kızı olarak işe avantajlı başlıyorsun” aslında evet avantajlı ama dezavantajı da olabiliyor. Çünkü arkada Necla Nazır ile Ferdi Tayfur ismi var. O yüzden bu çok büyük bir yük. Aranjörümüz, Sevim Gezgin’den tutun da bu işin süpervizörlüğünü yapmış Ahmet Selçuk İlkan, Candan Köker gibi çok güzel insanlarla çalıştık. En başta da Ferdi Tayfur’un bu işe dâhil olması ve bizi yönlendirmesi çok güzeldi. Güzel bir iş olduğunu düşünüyorum.

Taner: Sanatçı çocuklarının olumsuz karşılanmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ilk başta sanatla uğraşacak kişilerden biri onlar. Hangi iş olursa olsun, her aile çocuğunu destekler. İdo’yu, Niran Ünsal’ın kızı Hande’yi ve Aydın’ı gerçekten tebrik ediyorum. Çok başarılı buluyorum.

Tuğçe: Tabii ki destekleyecekler bizi sonuçta ailemiz. Taner’in babası da Taner’i destekledi. Maddi manevi desteklemek zorundalar. Benim çocuğum olsa, benim de çocuğum da sanatla ilgilense ben de onu destekleyeceğim. Sanat içinde büyüdük. Kuliste büyüdük. Turnelerde büyüdük. Sazcıların yanında ne çalıyorlar diye bakarak büyüdük. Ruhuma işlemiş. Doktor olsaydım bence o zaman şaşırmaları gerekirdi.

BABA'YLA ÇALIŞMAK BÜYÜK YÜK

Ferdi Tayfur ile çalışmak zor muydu?


Taner: Ferdi Tayfur ile çalışmak çok büyük bir yük. O an akan sular durur. Bize inanmasaydı “Benim damadımdır” deyip taşın altına elini sokacağını düşünmüyorum. İlla ki bir şeyler gördü biz de. Onunla aynı stüdyoda bulunmak, o içeride canlı canlı şarkı söylerken orada durmak, hayatta çok az adama nasip olur. Ben de bu konuda kendimi çok şanslı görüyorum.

Tuğçe: Bu işe başlarken çok heyecanlıydım. Çünkü albüme başlarken babamla düet yapma fikri yoktu, eşimle birlikte düet yapacaktık ve o beni çok heyecanlandırmıştı. “Keşke babamla da bir düet yapabilsem” diye de geçiyordu aklımdan. Bir gün hep beraber yemek yiyordum cesaretlendim ve babama “Huzurum Kalmadı’yı okudum. Demo hazırladım. Dinleyip yorum yapar mısın? Beğenirsen birlikte düet yapalım” dedim. Dinledi ve “Tuğçe sen bu şarkıyı zaten okumuşsun. Ben bu şarkının neresine gireyim?” dedi. Şarkı piyasaya çıktı, çok da beğenildi. Bu sefer başka şarkıya da düet yapın diye talep gelmeye başladı.

Düşünüyor musunuz?

Tuğçe: Bu bir anıydı. İlerleyen zamanlarda ne olur bilmiyorum. Ama babamla beraber düet yapmak çok gurur verici bir olaydı.  Şu zamana kadar hiç kötü bir yorum duymadım. Ne bizim Taner’le şarkılarımıza ne de babamla yaptığım düete. Zaten babamla yapılan düete ne diyebilirler ki? O, yılların sanatçısı. Zor ama çok güzel bir tecrübe oldu.

Huzurum Kalmadı’yı okurken yardım aldınız mı?

Tuğçe: Tek başıma okumam üç gün falan sürdü. Çünkü daha cümleyi söylerken ben hüngür hüngür ağlamaya başladım. Haydi, paydos bir daha, haydi paydos bir daha… Ama babamla beraber okuduğumuz bölümlerde, babam çok yardımcı oldu. “Tuğçe şuradaki nağme öyle değil de, biraz daha düz oku” ya da “biraz daha bastırarak söyle” diyerek yardım etti.

Kayıt yaparken çekindiniz mi babanızdan?

Tuğçe: Çekinmekten ziyade heyecanlandım. Stüdyonun içinde tek başınasınız, mikrofon önünüzde ve nefesiniz bile duyuluyor. Diğer tarafta Ferdi Tayfur elini bağlamış bana bakıyor. Şarkı söylemek o kadar kolay bir şey değil. Karşınızda kim olursa olsun bir şekilde profesyonelliğinizi koruyup o duyguyu vererek söylemeniz gerekiyor.

Taner: Tuğçe’nin sesinde o kumaş var. Ben bunu iddia ediyorum. O teveccüh gösterip söylemeyebilir ama ben bu konuda, kendimin dışında Tuğçe’nin sesine çok güveniyorum.

Tuğçe: Daha kırk fırın ekmek yememiz gerekiyor.

İkili konsept oluşturmak nerden geldi aklınıza?

Tuğçe: Şuan bir boşluk var piyasada.  Seslerin uyumlu olması gerekiyor ve bestelerin birbirine hitap etmesi gerekiyor. Bizim aramızda böyle bir alışveriş vardı… Yaptığımız besteleri ona göre yaptık.

Taner: Tuğçe’nin sesinin insanlara ulaşmaması büyük bir kayıp olurdu. O sesin kişilere ulaşmasını ben çok istedim. Oturduğumuz zaman beraber beste yapıyorduk ve beraber söylüyorduk yaptığımız şarkıları. Madem öyle beraber yapalım bu işi dedik.

Tuğçe: Evet, Taner her zaman söyledi. En son “Bak çok vakit kaybediyorsun. Senin artık bir şekilde bu işe girmen gerekiyor” diyerek beni teşvik etmiştir.

Aileniz nasıl karşıladı bu durumu, albüm çıkarmanızı destekledi mi?

Taner: Tabii, ailem hem maddi hem manevi çok destekledi. Buradan çok teşekkür ediyorum onlara.

Tuğçe: Ailem tarafından hiçbir zaman kösteklenmedim, her zaman desteklendim.  Bizim ailede herkes birbirinin düşüncelerine saygı duyar. “Tuğçe bu işe hazır mısın? Gelecek tepkiler kötü de olabilir” dendi. Gerçekten hazır olduğumu gördüklerinde destek verdiler ve hiç bir zaman desteklerini esirgemediler. İkimizin ailesi de öyle.

DELİKANLI BİR DURUŞU VAR

Ailelerinizle ilk tanıştığınız an nasıldı?


Taner: Tuğçe’nin annesi beni o kadar sıcak karşıladı ki… İlk tanıştığımız andan beri, ilk yüz yüze geldiğimizden beri “oğlum” diye sever beni. Ben de ilk gördüğüm günden beri “anne” derim. Böyle bir ilişkimiz oldu.  Ferdi Baba’yla da o kadar uyduk ki birbirimize. Onun bir delikanlı duruşu vardır. O duruşuna hastayım. Karşılıklı sohbet ettiğimiz zaman birbirimizi iyi anlayabiliyoruz. Hayata bakış açımız yakın olduğu için hiçbir problem yaşamadık.

Tuğçe: İki aile de birbiriyle anlaştı. Ben de Taner’in ailesiyle çok iyi anlaşıyorum. Hatta bazen “Allah Allah acaba bir yerde karıştık mı? Çünkü ben Can babaya çok benziyorum” diyorum. Gerçekten Taner’in babasına çok benziyorum.

İNŞALLAH!

Bundan sonrası için ne düşünüyorsunuz?

Tuğçe: İnşallah satışlarımız güzel gider. İnşallah konserlerimiz de bizi sevenlerle buluşuruz. Çünkü sosyal medyadan çok güzel yorumlar geliyor. Biz istiyoruz bu işi yapmayı, bizi destekleyenler olduğu sürece devam edeceğiz.

Taner: Ben şarkıya başlarım ortasını Tuğçe yapar ben sonunu getiririm. Hayal gücümüz çok geniş. Hikayeler de yazarız, aklımızda senaryolar da vardır. Yani tamamen işimiz gücümüz sanat... Çünkü ben de oyunculuk mezunuyum.

PATAVATSIZLIKLAR BENDEN

Taner Bey başlığı verdi “İşimiz gücümüz sanat” dedi.

Tuğçe: Patavatsızlıklar benden başlıklar ondan (gülüyor).

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Tuğçe: Bizi destekleyenlere çok teşekkür ediyoruz. Dinleyenleri çok seviyoruz.

YAKIŞIKLI ADAM!

Sizi Necla Nazır’a daha çok benzetiyorlar galiba?


Tuğçe: Evet, sesim ve gırtlak yapım babadan. Gözler, dudaklar ve bakışlar anneden. Yani öyle diyorlar.

Taner: Baba da yakışıklı adam canım…

Kız babacıdır derler siz de öyle misiniz?

Tuğçe: Her kızın olduğu gibi, o benim ilk aşkım. Hiçbir aşka değişmeyeceğim…

KİMSEYE FERDİ TAYFUR’UN KIZIYIM DEMEDİM

Okulda bilirler miydi babanızı ve annenizi?

Tuğçe: Hayatım boyunca kimseye “Ben Ferdi Tayfur’un ve Necla Nazır’ın kızıyım” demedim. Okuduğum ortaokulda kimse benim kimin kızı olduğumu bilmezdi. Ta ki veli toplantısına kadar.

Kim gidiyordu veli toplantısına?

Tuğçe: Annem de, babam da geliyordu.
Konular Röportaj