Tuvana Türkay: "Oyuncuysan egolarını öne koyamazsın"

Tuvana Türkay, son dönemin yıldızı parlayan oyuncularından... Türkay kendisi hakkında merak edilenleri dobra dobra anlattı...

Tuvana Türkay: "Oyuncuysan egolarını öne koyamazsın"
Tuvana Türkay'ın Yeni Asır'da yayınlanan röportajı...

- Daha 20 yaşındayken bile üçüncü başrolünüzü oynuyordunuz. Şimdi yaş 25 ve başrollere devam... Çok hızlı bir ilerleme değil mi?


Güzellik yarışmalarından çıkan birileri hemen başrole girerken, benim kariyerime hızlı diyemeyiz.
Çünkü oyunculuğa 9 yaşında başladım. Bazılarının kariyerleri üç proje sürüyor, bazıları sıyrılıyor.

- Parlayan isimler hep erkekler; neden güzellik yarışmalarından çıkan kadınlar eskisi gibi yıldızlaşamıyor?

Bizdeki senaryolar, erkekler üzerine kurulduğu için erkekler daha çok parlıyor.
Zaten güzellik yarışmalarından çıkanların 'İyi bir manken olmak istiyorum' dediğini duydunuz mu hiç? Hepsi 'Oyuncu olmak istiyorum' diyor. O zaman neden oyunculuk eğitimi alarak başarılı olmaya çalışmıyorsun?

- Sinema-TV mezunusunuz, isterseniz yönetmenlik yapabilirsiniz. Kamera arkasına geçmeyi düşündünüz mü?

Aslında dünyanın her yerinde saygı gören bir mesleğim var. Şu anda sahip olduğum ve ileride sahip olacağım her şeyi oyunculuğa borçluyum. O yüzden kamera arkasına geçmeye sadece setteyken niyet ediyorum.

- Aslında bir kadın için tehlikeli de bir sektör; hiç şov dünyasındaki köpekbalıklarına denk geldiniz mi?

Artık erkekler için daha tehlikeli bir sektör oldu bence. Zaman değişiyor ve eskiden aşina olmadığımız birçok şeye artık normal gözüyle bakıyoruz. O yüzden erkekler için şov dünyası çok daha zor bir hale geldi.

- Güzelliğiniz tehlike olarak karşınıza çıktı mı hiç?

Çok oldu ama bana yansıyacak bir tehlike boyutuna geçmedi. Karşınızdaki insanın enerjisinden, size zarar vermek isteyip istemeyeceğini anlıyorsunuz. Menajerimin kadın olması, benim için büyük bir korunak oldu. Neticede böyle şeyler ona yansıyor, o da bana yansıtmıyor.

- Son filminiz 'Bizans Oyunları'nda cüretkar sahneleriniz vardı.

O sahnelere hiç cüretkar gözüyle bakmadım. Pek çok insan bana 'Soyunmuşsun!' dedi ama hep 'Ben soyunmadım, canlandırdığım karakter soyundu' dedim. Zaten senaryonun gerektirdiğini yapayım diye bana para veriyorlar. 'Öpüşmem, sevişmem' diyerek kişisel egolarını öne koyan insanlara gerçekten oyuncu diyebilir miyiz bilmiyorum. Zaten partnerinle öpüşürken bir şeyler hissediyorsan, o senin özel hayat eksikliğindir.

Sette öpüşürken insanların beni izlemesinin en sevdiğim şey olduğunu mu sanıyorlar?

Eğer öyleyse bu bir ruh hastalığıdır.

- Yaftalanmaktan korkmadınız mı?

Yaftalanmaktan korkarsam, yafta yerim. Bizim sektörde Avrupa ve Amerika özentiliği başladı.
Türk oyuncuların hep yurt dışı hayali var. En duayenlerimiz bile, İngiltere'de ya da Amerika'da bir sinema filminde oynayabilmek için çırpınıyor. Çabalar bu yöndeyken, Türkiye'de çekilen bir sinema filmindeki sevişme sahnesini abes bulmak çok saçma. Açılan bir yırtmaca bile 'Aaaa!' diyorsan, o zaman hiç yabancı film izleme. Ben, canlandırdığım karakterde hata yapmaktan korkarım; 'Bir yerlerim açılmış' gibi şeylerle çok ilgilenmem.

"Eleştiriyorsan beğeniyorsundur"

Yaptırdığınız estetik operasyonlar çok konuşuldu. Estetik harikası mısınız?

Burnumu yaptırdım, çok da mutluyum. Eski dönemlerden de, yeni dönemlerden de burnu yapılı bir sürü oyuncu sayabilirim. Tabii ki yaptırıp söylemeyenler de var. Bence bunun gizlenmesi büyük bir ego sıkıntısıdır.

İnsanlar burnunu yaptıranlara hayıflanacaklarına; para biriktirip kendileri de yaptırsınlar. Birinin bir şeyini eleştiriyorsan, onu beğendiğin içindir; gereksiz eleştiri, gizli hayranlıktır.

- Bir oyuncunun estetik yaptırması normal mi?

Biz karpuzu bile dışı lekeli diye almayan bir toplumuz. Türkan Şoray ve Filiz Akın'ın da burunları yapılı, o zaman onları da oyuncu olarak görmeyelim. İhtiyaç olduğu hissediliyor ve yakışıyorsa, bence estetik yaptırılabilir. Benim için de 'Dişleri ayrıktı, gitmiş porselen yaptırmış' dediler ama ben altı yıl tel kullanmıştım. Ayrıca lamine diye bir şey var, niye yaşlılar gibi porselen yaptırayım.

"Kendimi tanıma yaşındayım"

Aşka inanıyor musunuz?

Yaşıtlarımın aşkına inanmıyorum. Çünkü bu yaş grubundakiler, özel hayatlarında ne istediklerini bilemeyebiliyorlar. Hala kendimizi tanıma aşamasında olduğumuz yaşlardayız.

- Çapkın mısınız?

Göz önünde bir nişanlılık sürecim olmuştu ama onun dışında hayatımda çok insan olmadı. Zaten kiminle el ele gördüler, fotoğraf var mı? Aşk hayatım çok hareketli olsa, bunu söylemekten kaçmam.
Konular Röportaj