Ufuk Yıldırım: "Kimse boşanmak için evlenmiyor ki..."

90’lı yıllar... Ufuk Yıldırım ve Ercan Saatçi “Uf-Er” adlı bir albüm yapıyor. “Tutmaz” deniyor. Ancak yapımcıların reddettiği albüm 2.5 milyon satıyor...

Ufuk Yıldırım: "Kimse boşanmak için evlenmiyor ki..."
Akşam'dan Sibel Ateş Yengin'in röportajı...

Tam 11 yıl sonra “Herkese Gider” albümünüzü çıkardınız. Hikâyesini dinleyelim mi önce.


Arkadaşlarım yıllardır hep bir şeyler yapmam gerektiğini söylerdi. Bir gün stüdyoda oturdum ve bir parça yaptım. Parçanın melodisine oturan sözler geldi tek tek. Sonra da ortaya “Herkese Gider” çıktı.

“Seninle aşkımız bitti güzelim. Bu filmin sonu geldi güzelim. Şimdi artık külahıma anlat...” Sevgiliye küsmüş birinden çıkmış gibi bu sözler.  

Hiç öyle belli biri yok. Kim üstüne alınmak istiyorsa alınabilir, benim için mahsuru yok. Belki iddialı oldu ama olsun.

VİTAMİNCİLER BULUNDU

Çok genç yaşınızda Kayahan gibi ustalarla aynı sahnede olmak o yaşta size nasıl hissettiriyordu?


Gerçekten büyük ve değerli isimlerle sahneye çıktım. Sezen Aksu ve Onno Tunç, Ersen ve Dadaşlar, Kurtalan Ekspres... Hepsi başlı başına bir deneyimdi ve hep “Kurtalan Ekspres’e girmedim, Kurtalan Ekspres’te kabul gördüm” derim. Ufacık yaşımda böyle bir grupta yer almak benim için bir okul oldu.

Barış Manço’yla ilgili  bir anınız var mı?

Barış abi muhteşem bir beyindi. Başlı başına bir okuldu. Bir gün bulmaca çözmeye çalışıyorum. Barış abi de koltuğa uzanmış kitap okuyor. Mesela yukarıdan aşağı dört harfli bilmem ne diyorum pat diye cevabını veriyor. Ya da üç harfli soldan sağa şu diyorum hop diye cevabını veriyor. On iki harfli bilmem ne kitabının yazarı diyorum onun da cevabını veriyor. Ve bu arada bir yandan kitabını da okuyor. Göz ucuyla bile bulmacaya bakmadan lap diye söylüyordu. 

Sonra Grup Vitamin'in efsane  günleri başladı…

90’lı yıllardı. Ercan’la (Saatçi) aynı okuldaydık. O dönem Ahmet Güvenç’in stüdyosuna gider bir yandan müzik yapar, bir yandan gırgır şamata yapardık. Bir gün yine eğlenirken “Bunu albüme çevirelim” dedik. Albümü bitirince bütün yapımcılara dinlettik ama çoğu “Bundan bir şey olmaz, tutmaz” dedi. Sonra plakçı bir arkadaşımız kabul etti ve albüm çıktı. O dönem Avrupa turnesine çıktım. Cep telefonu da yok. İki günde bir Ercan’la ankesörlü telefondan konuşuyorduk. Bir gün “Oğlum galiba patladık, herkes bizi arıyor” dedi. Öğrenci olduğumuz için albümde yer almamız yasaktı biz de “Ufer” diye yazmıştık. Meğer bizi bulmaya çalışıyorlarmış. Derken Ercan “Bir yerden Hürriyet Gazetesi bul” dedi. Bir baktım Ercan’la ikimizin fotoğrafını koymuşlar ve “Sonunda Vitaminciler bulundu” diye bir haber yapmışlar. Türkiye’ye döndüğümüzde polis memuru pasaport kontrolü yaparken “Sen Ufuk Yıldırım değil misin?” diye sorunca anladım patladığımızı. O dönem iki buçuk milyon kaset satmıştık. Rekor iki milyon yedi yüz binle Coşkun Sabah’ın “Anılar” albümüydü.

EVLİLİK ADAMIYIM

İki kez evlenip boşandıktan sonra bir daha evlenmeyi düşünür müsünüz?


İki eşim de her ne kadar evlilik adamı olmadığımı söyleseler de ben aslında evlilik adamıyım. Dışarılarda gezerek tozarak veyahut günübirlik ilişkiler yaşayarak mutlu olabilen bir adam değilim. Olmam da zaten. Bakıyorum da hayatım boyunca hep evliymişim aslında.

Peki neden evlilik adamı olmadığınızı söylüyorlardı?

Bilmiyorum ki. Galiba ya fazla veriyorum ya da beni anlayamıyorlar. Bu onların fikri. Bir daha karşıma gerçekten anlaşabileceğim biri çıkarsa evlenirim. Kimse boşanmak için evlenmiyor ki. Herkes hayatı boyunca sürdürebileceği bir evlilik yapmayı düşünüyor.

"Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" durumu yok yani sizde…

Hayır. Ben evimde mutlu olmayı seven bir adamım. Evimde yaşamak hoşuma gidiyor. Arkadaşlarımı ağırlayayım, yemekler yiyelim. Evcimen bir adamım. Elbette dört dörtlük değilim. Dört üçlük bir adam olsam yeter. Her insanın hataları vardır. Önemli olan yaptığın hatayı kabul etmek, özür dilemek ve aynı hatayı tekrarlamamak. Ben de geçmişteki hatalardan ders çıkarmayı bilen biriyim. Sonuçta hayat dediğiniz tecrübelerden ibaret…

ÇOCUKLARIMIN GELECEĞİ İÇİN ÇALIŞIYORUM…

Çocuk sahibi olmak hayatı ya da insanı anlamaya dair size ne öğretti?


Çocuk sahibi olmadan önce tek başımaydım. Artık tek başıma değilim. Onlara daha iyi bir gelecek bırakabilmek için daha çok çalışmam lazım. Her geçen gün daha fazlasını yapabilmek için çaba sarf ediyorum. Onları düşünmediğim bir anım yok. Oğlumdan birkaç aydır uzağım. Oğlumun annesi çok büyük bir fedakârlık yapıp bütün kariyerini sonlandırıp sırf evladım için Amerika’ya gitti. Onun değeri benim için gerçekten çok ama çok büyük. Oğlum özel bir çocuk belki de hayatı boyunca hep eğitim alacak. Hem kızım hem oğlum için iyi bir gelecek hazırlamayı sonra da herkes gibi bu dünyadan göçüp gitmeyi planlıyorum. Tabii ki  takdir rabbimindir.

Ölümden korkar mısınız?

Hiç korkmam. Sadece benden önce giden arkadaşım olursa diye düşünüp üzülürüm. Çok üzülürüm hem de. Rabbim bana kimsenin acısını yaşatmasın. Allah herkese şu kısacık ömrümüzü sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçirmeyi ve sıralı ölüm nasip etsin.
Konular Röportaj