Wilma Elles: "İkizlerimin oyuncu olmasını isterim"

Temmuz ayında ikizlerini kucağına alan Wilma Elles, ‘Filinta’ dizisinin çekimlerine geri döndü.

Wilma Elles: "İkizlerimin oyuncu olmasını isterim"
Wilma Elles'in Akşam'da yayınlanan röportajı..

Filinta dizisindeki rolünüze iyice ısındınız mı?


Anita von Wilhelm karakteri bana ilk baştan beri, benden farklı bile olsa da çok yakın geldi. Hemen ısındım. Ama tabii ki, her rol bir insan gibi devamlı olarak gelişiyor ve o yüzden her bölümde o karakterin yeni bir tarafını keşfedebiliyorsunuz.

Rolünüzle ortak noktalarınız var mı?

Anita çok hırslı. Benim de her zaman büyük hedeflerim var. Ve birçoğuna ulaştım ve ulaşmaya da devam ediyorum. Anita kendine çok güveniyor, bu benim çok hoşuma gidiyor. Ben de kendime güveniyorum ama yine de her zaman bir %10 eksik kalıyor. Ama bu %10 kendini geliştirmen için iyi bir sebep oluyor. Benim için o zaman iyi bir motor oluyor. İkimiz de çok tutkuluyuz ve hayata tam sarılıyoruz.

FİLİNTA’DA ÇOK GÜZEL ARKADAŞLIK VAR

Set ortamından biraz bahseder misiniz? Bir dönem dizisinin setinde nasıl anlar yaşanıyor?


Set ortamımız çok keyifli. Ekip çok uyumlu ve belki İstanbul’dan biraz uzak olduğundan dolayı küçük şehir İzmit’te büyük bir beraberlik içerisinde yaşıyoruz. Mesela sabahları birlikte otelde kahvaltı ediyoruz. Bu çok arkadaşça bir ortam sağlıyor. Bazen kadınların arasında bir gerilim oluyor ya (gülüyor). Ama Filinta’da güzel arkadaşlık var, bu gerçekten çok değerli. Dönem dizisi çektiğimiz için sette bazen kendini rüyada  gibi hissediyorsun. Her şey bugünkü hayattan farklı göründüğü için daha da kolay. Yeni bir dünyanın içine dalıyorsun.

Berrak Tüzünataç ve Nur Fettahoğlu gibi güçlü oyuncular da dizinin kadrosunda. Aranızda ego çatışması var mı?

Tam az önce söylediğim gibi geçen sezondaki oyuncularla öyle bir şey asla yaşamadık. Bu sezon yeni yeni çekimlerim başlıyor, çok merak ediyorum bu sezondaki enerji nasıl olacak diye (gülüyor). Nur’u zaten tanıyorum ve Berrak’ın da öyle gerilimli bir insan olacağını zannetmiyorum.

Dizi için bir hazırlık aşamanız var mı? Rolünüze nasıl hazırlanıyorsunuz?

İlk önce bu teksti iyice, defalarca inceliyorum ve ezberliyorum, rolümün üzerinde düşünüyorum. Tekst tabii ki her şeyin anahtarı... Sözlerimi her tekrar edişimde yeni bir bakış açısı kazanıyorum ve rolümün gerçekliğine yaklaşıyorum. Ama ne kadar hazırlık yaparsan yap ancak sahnenin ritmini ve nefesini sadece o anda, set ortamında, karşılıklı oynadığın oyuncu partnerinle görebilirsin. Sahne çekilir ve bu sonuçta tek başına prova edilemez. Başka bir partner bu rolü oynasaydı farklı bir sahne ortaya çıkacaktır. O oyunculuk hissi zaten bu kadar heyecanlı yapıyor beni. Oyunculuk bir ekip işidir.

OĞLUMA SULTAN ABDÜLAZİZ İSMİNİ VERECEKTİM

Tarihi oldukça meraklı bir kişilik olduğunuzu biliyoruz. Hangi dönemden çok etkilendiniz ve kendinizi hangi sultan yerine koyarsınız?


Mesela Osmanlı İmparatorluğu’nun 32. padişahı Sultan Abdülaziz ile çok ilgilendim. İsminden o kadar etkilendim ki oğlum Milat’a ikinci isim olarak Abdülaziz ismini vermek bile istedim. Ayrıca öğrendim ki, Sultan Abdülaziz Avrupa’yla en çok bağlantıları olan ve sanatla çok ilgilenen bir sultanmış. 

Size göre kimler star, kimler değil?

Star, branşına katkıları olan, üreten ve sevenleri her geçen gün çoğalandır.

Başrol oyuncularının çok yüksek paralar aldığını duyuyoruz. Siz de pahalı oyunculardan mısınız?

Çok şükür ki her şey yolunda...

Peki kaprisli bir oyuncu musunuz?

Kaprislerden çok uzak biriyim. 4 kardeşim var ve paylaşmanın ve ekipçe birlikte davranmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Benim dünyamda herkes eşit ve eğer biz büyük bir başarı elde etmek istiyorsak, o zaman herkesin işine gücüne saygıyla bakmamız lazım. Tanrı hepimizi yarattı ve başka birine kötü bakarsak, Tanrı’nın yarattıklarına kötü bakmış olacağız. Onun için herkesin işine saygı duyarım.

HAYALİM BİR WESTERN FİLMİNDE OYNAMAK

Oyunculukta güzellik önemli bir kıstas mı?


Hiç değil. Tabii ki güzel oyuncular lazım ama aynı şekilde korkutan oyuncular da lazım (gülüyor). Eğer ikizimi oynayabilirsem bu en güzeli olur.

Bulunduğunuz konumdan memnun musunuz?

Çok şükür ki çok memnunum. Şu anda piyasadaki en güzel dizilerden birinde oynuyorum. Çok iyi ve heyecanlı bir rolüm var. Çok farklı sinema filmlerinde oynuyorum. Yurtdışında Amerika ve Avrupa da filmler çekiyorum. Çok iyi bir insan çevresindeyim. Almanya ve Türkiye de arasında birçok diplomatik projelerde yer alıyorum, Almanya’da Türkiye hakkında çok röportajlar veriyorum, tarihsel yerleri gösteriyorum vs. Ülke arasındaki siyaset ilişkilerine bir katkıda bulunmak beni çok mutlu ediyor. Ve de en güzeli; Tanrı’nın bana Kerem’le ikizlerimizi en büyük hediye olarak vermesi oldu. 

Oyunculukla ilgili idealleriniz nelerdir?

İdealim, ömür boyunca sinema filmlerinde rol almaya devam etmek ve her geçen gün, daha da iyi projelerde rol almaktır... Hayallerim o kadar çok ki anlatamam. Mesela   bir western filminde de oynamak isterim.

Annelik en büyük mutluluk!

Yeni anne oldunuz. Annelik size neler kattı?

Annelik bana ilk önce en büyük mutluluğu hediye etti. Ve oyunculuk için sorarsanız da bana çok fayda getirdi. Daha büyük duygular keşfedip, o duygulara sahip oldum. Hayatın daha derinine daldım. Oyunculuğum hamilelikte bile daha da gelişti. Şimdi roket gibiyim.

Setten ötürü ikizlerinizden ayrı kalmak  zor olmuyor mu?

Normalde hiç ayrı kalmıyoruz. Onları hep yanımda getiriyorum.

Çocuk bakımında eşiniz yardımcı oluyor mu?

Kerem çok iyi bir baba ve onlara müthiş bakıyor ve çok seviyor. Çok şanslıyım. Biz çok iyi ve mutlu bir aileyiz. Zaten ikizler de mecbur (gülüyor). Birisini sen tutuyorsun, öbürünü babası tutuyor.

İkizlerinizin oyuncu olmasını ister misiniz?

Tabii ki çok sevinirim. Eğer annenin mesleği onların hoşuna giderse ve onların yetenekleri de varsa neden olmasın! Onların kalpleri ne isterse onu yapsınlar, tavsiye ediyorum. Çünkü insanın ancak çok sevdiği bir işte başarılı ve mutlu olabileceğini düşünüyorum.

Bebekler daha çok kime benziyor?

Herkes diyor ki Milat Kerem’e, Melodi ise bana benziyor. Böylesine çok sevindik. Kerem hep dedi “Keşke Wilma gibi küçük bir kız gelse” ve ben hep dedim “Keşke Kerem gibi küçük bir erkek gelse”. Bakalım… Her geçen gün birlikte olan heyecan dolu geleceğimizi keşfediyoruz. 
Konular Röportaj