Wilma Elles: "Müslümanlığa zaten ilgim vardı"

Dört ay önce ikizlerini kucağına alan Wilma Elles, 'Yeter' dizisinde çaresiz bir kadın olan 'İdil'i oynuyor. Elles, "Çocuktan önce fark etmiyorsunuz ama eksiksiniz. Şimdi kendiğimi tam hissediyorum, artık daha güçlüyüm" diyor.

Wilma Elles: "Müslümanlığa zaten ilgim vardı"
Sabah'tan Merve Yurtyapan'ın röportajı...

'İDİL'İN GİZEMLİ BİR HİKAYESİ VAR

Aile içi şiddeti konu alan 'Yeter' dizisinde rol alıyorsunuz. Nasıl bir proje bu?


İzleyicinin beni hiç görmediği bir karakterde ekrana geleceğim. Karakter beyaz başlıyor ve ardından siyaha dönüşüyor; buna izleyici de çok şaşıracak. Birçok projede güçlü kadın karakterlerini oynadım ama bu sefer çaresiz bir kadını canlandırıyorum. Ama bu belki daha sonra değişebilir. 'İdil' uzakta bir ormanda tek başına yaşıyor; acıklı ve gizemli bir hikayesi var. Devamını da seyirci görsün.

Dizide rolünüz gereği piyano çalıyorsunuz. Ders aldınız mı?

Daha önce piyano çalmıyordum ama gitar çaldığım için notaları biliyorum. Daha iyi olabilmek için çok antrenman yapıyorum. İlerleyen bölümlerde daha da iyi olacak.

Dizide sizin gibi yeni anne olmuş Pelin Karahan'la birlikte oynuyorsunuz. Aranızdaki iletişim nasıl?

Pelin Karahan'la oynamam çok iyi oldu. Onun da benim gibi küçük bir çocuğu var. Onun da burcu Terazi. Bence karakterlerimiz uyum sağlayabilir.

İkizlerinizle nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Aynı dakikada, aynı yerde doğdular ama buna rağmen karakterleri çok farklı. Melodi müziği çok seviyor, Milat kitaplara bayılıyor. Onlarla bol bol şarkı söylüyoruz, dans ediyoruz, konuşuyoruz.

Evde iki çocuk büyütmenin zorlukları var mı?

İkisine de haksızlık olmasın diye uğraşıyorsunuz. 'Onunla şarkı söyledim, şimdi diğeriyle de söylemem lazım' ya da 'Onu öptüm, diğerini de öpmeliyim' diyorsunuz. Daha sonra birlikte oynamaya başlayacaklar ve o zaman daha kolay olacak her şey.

EMZİREREK VE PİLATESLE KİLO VERDİM

Yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz. İkizlerinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?


Her gün setim olmayacak. Çocuklarımın yanında olmak istiyorum, kendimi ona göre programladım. Çok iyi bir organizasyon gerekiyor. Eskiden montumu alıp evden çıkardım ama şimdi her şeyi onlara göre ayarlıyorum. Daha önce rol aldığım dizide setime geliyorlardı. Şimdi setim uzak olduğu için gelemiyorlar ama yeni setimde de bir oda ayarlayacağım ve onları çekimlere de götüreceğim. Oyunculukla anneliğin iyi bir kombinasyon olduğunu düşünüyorum. Senaryo çalışırken, müzik dinlerken hep yanımda oluyorlar.

İleride sizin gibi oyuncu olmalarını ister misiniz?

Tabii ki isterim ama hangi işte mutlu olacaklarsa, o mesleği seçmeliler.

Hamilelikte aldığınız fazla kiloları nasıl verdiniz?

Faydalı şeyler yemeye dikkat ediyorum. Az ve sık sık yiyince bütün vitaminleri alıyorsunuz ve vücut kendisini aç hissetmiyor. Doğal şeyler yiyorum. Her şeyden az az yiyorum; hem protein, hem sebze-meyve, hem tahıl grubundan. Doğum sonrası pilates ve jimnastik yaptım. Bu arada kilo vermede emzirmenin de çok katkısı oluyor.

Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Artık daha güçlüyüm, duygusalım, her konuda kendimi daha zengin hissediyorum. Daha önce fark etmiyorsunuz ama eksiksiniz. Çocuğunuz olduğunda kendinizi tam hissediyorsunuz. Anne olmak çok güzel bir duygu. Çok güzel bir değişim yaşıyorsunuz. Aslında bir taraftan da gençleşiyorsunuz, her şeyi yeniden görüp öğreniyorsunuz. Çocuklarınızla her şeyi yeni baştan yaşayıp keşfediyorsunuz ve gözleriniz ışıl ışıl oluyor.

RÖPORTAJLARIMDA TÜRKİYE'Yİ TANITMAYA ÇALIŞIYORUM

Türkiye'de yaşamaya başladıktan sonra Müslüman oldunuz, öyle değil mi?


Evet ama zaten ilgim vardı. Almanya'da İslam Bilimi okudum. Sürekli daha fazlasını da öğreniyorsunuz.

Türkiye'de yaşamaya hemen alıştınız mı?

Evet, hemen alıştım. Benim büyükbabam büyükelçiydi. Her zaman başka yerlerde yaşadık. Kendimizi dünya vatandaşı gibi hissediyoruz. İnsanların her yerde kalpleri aynı. Aynı hikayelere gülüp aynı hikayelere ağlıyoruz. Benim sanatçı olarak görevim insanlarla empati kurmak, bir başka insanı anlamak. Sanatçı olarak her zaman insanları birbirlerine bağlamak istiyorsunuz. Ben büyükelçiliklerde projeler de yaptım. Geçenlerde de World Turizm fuarına konuşmacı olarak davetliydim. Birçok kişi o fuarda bana, "Bravo, Türkiye için çok iyi reklam yapıyorsun. Turizm elçisi gibisin" dedi. Buna çok sevindim. Türkiye'yi çok seviyorum. Almanya'dan çok fazla röportaj teklifi geliyor. Bu röportajları Türkiye'nin en güzel yerlerinde, tarihi mekanlarda yapıp oralarda fotoğraflar çektiriyorum.

DİZİNİN SENARYOSU BENİ ETKİLEDİ

Dizi sosyal mesajlar da içeren bir proje olacak, öyle değil mi?


'Kadına şiddete hayır' diyen bir proje. Şiddet sadece fiziksel değil, psikolojik de olabiliyor. Dizide yaşanan olayları herkes yaşıyor. Baskı altında kalabiliyorlar ama farkına varamıyorlar. Bir kişiyi seviyorlar, o kişi onlara baskı uyguluyor ama bunu göremiyorlar. Bence birçok aileye katkısı olacak bir dizi. Dizinin senaryosu çok şaşırtıcı. Senaryo elime geldiğinde inanılmaz bir hızla bitirdim. Beni bu işin içinde olmaya en çok iten neden senaryo oldu. Bence ödüller kazanabilir.

'İdil'de sizden bir şeyler var mı?

'İdil', zor dönemler geçiriyor. Çok şükür bende böyle bir durum yok. O yüzden bu karakteri çok merak ettim. Bu karakter sayesinde hayatın çok farklı bir yanını keşfetmek istedim. Canlandırdığım karakteri çok da sevdim. Tüm ekip de çok uyumlu. Yeni bir diziye başladım ama sette kendimi çok rahat hissettim.
Konular Röportaj