Yağmur Tanrısevsin: "Yatırımımı kıyafete değil kendime yaparım"

Genç oyuncu Yağmur Tanrısevsin, bikinmeyen seyahat tutkusunu anlattı...

Yağmur Tanrısevsin: "Yatırımımı kıyafete değil kendime yaparım"
Sabah'tan Sonat Bahar'ın röportajı...

- Birçok ülke gezmişsiniz. Dünyayı keşfetmek size ne katıyor?

- Gezmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Neredeyse tüm boş vakitlerimi farklı yerleri gezerek değerlendirmeye çalışıyorum. Gittiğim yerler, gezdiğim ülkeler, tanıştığım insanlar hatta yediğim yemekler bile bana bir şeyler katıyor. Aslında benim ilgim hep yeni şeyler keşfetmek yönünde. Biraz meraklıyım herhalde. Dünya çok büyük, yaşadığım yerle sınırlı kalmak istemiyorum.

- Her fırsatta kendinizi yurtdışına atar mısınız?
- Ülkemi de çok seviyorum. Gezme tutkum sadece yurtdışıyla sınırlı değil. Üstelik ülkemizin de gezilecek görülecek o kadar çok yeri var ki... Bu kararı aslında biraz da tatil için ayırabileceğim zamana göre veriyorum. Bu dönem biraz yoğun çalışıyorum. Ama yine de çok şanslıyım ki, çekimlerim genelde şu ana kadar gidip görmediğim yerlerde geçiyor. Bu da bana çalışırken de yeni yerler keşfetme fırsatı veriyor.

- Gezmek için nelerden fedakarlık edersiniz?
- Zaten alışverişe çok düşkün biri değilim. Yatırımımı kıyafetlerime değil kendime yapmayı tercih ediyorum. Bence gezmek de insanın kendine yapabileceği önemli yatırım.

- En çok etkilendiğiniz ülke ve yer neresi?
- İstanbul tabii ki. Gerçekten ülkem diye mi böyle hissediyorum bilmiyorum ama her Boğaz havası aldığımda tekrar tekrar büyülendiğimi hissediyorum. Eğer yurtdışından bir örnek vermem gerekirse; Kenya bugüne kadar gittiğim yerler arasında en çok etkilendiğim yer diyebilirim. Orası insanı daha fazla düşünmeye ve şükretmeye itiyor. Gerçekten değişik bir deneyim.

- Nasıl bir gezginsiniz, turistik yerleri mi keşfedersiniz, yoksa gizli kalmış köşelerde mi dolaşırsınız?
- Hepsini. Hiçbir yeri kaçırmam. Ama özellikle sanatın olduğu yerleri mutlaka önceden araştırır ve ilk oraya giderim.

İLK GÜNÜM HEYECANLIYDI

- Genç yaşta İstanbul'a gelmişsiniz. Zor oldu mu burada hayatta kalmak?

- Aslında üniversite eğitimim için İstanbul'a geldim. Daha önce de ailemle sık sık bu şehre geldiğim için çok zorlanmadım. Tek başına yaşamak biraz zor olsa da zamanla keyifli olmaya başladı benim için.

- İlk gününüzü hatırlıyor musunuz? Biraz anlatır mısınız?
- İstanbul'da yaşamaya başladığım ilk gün biraz heyecanlıydı aslında. Yaşımın ve ilk defa ailemden ayrı yaşayacak olmanın getirdiği tatlı bir heyecanım vardı.

- İlk iş görüşmeniz nasıldı?
- Çok şanslıydım. Görüşmeye bile gitmeden ilk deneme çekiminde işi aldım. Adını Feriha Koydum dizisi ile hayatımın en heyecanlı serüveni başlamış oldu.

EVİMDE MİNİK BİR ATÖLYEM VAR

- Oyunculuk serüveninde hangi aşamadasınız? Neler planlıyorsunuz?

- Sık sık gelen senaryoları değerlendiriyorum. İçime sinen bir projeyle ekranlarda olmak istiyorum. Bu sırada oyunculuk eğitimlerime kendime sürekli yeni bir şeyler katmak için devam ediyorum. Şimdi güzel bir marka ile iş birliğim var ve onun heyecanı içerisindeyiz.

- Güzel sanatlar okudunuz... Hayatınızın neresinde eğitimini aldığınız bölüm?
- Her yerinde... Evimde minik bir atölyem var ve sürekli bir şeyler üretiyorum. Bu hem benim işim hem de en büyük motivasyon kaynağım.

SPOR YAPARKEN STRES ATARIM

- Stresli zamanlarınızda kendinizi rahatlatmak için neler yaparsanız?

- Spor yaparken stresini atanlardanım. Boğaz'da güzel bir yürüyüş bana iyi geliyor. Bunun dışında en büyük stres atma kaynağım benimle birlikte yaşayan kedim Suşi ve köpeğim Alfle... Onlarla vakit geçirmek bana harika geliyor. Onlarla oynarken gerçekten her şeyi unutuyorum.

- Kendine güvenen bir kadın mısınız, yoksa çekingen mi?
- Kendime olması gerektiği kadar güveniyorum. Ama bilmediğim şeyleri de söylemekten çekinen biri değilim. Yeni şeyler öğrenmek her zaman güzeldir.

- Özellikle böyle uzak yerlerde insan durup hayatına bir bakar... Siz o mesafeden kendi hayatınıza baktığınızda neler görüyorsunuz?
- Evimdeyken de dışardan kendime bakan, hatta zaman zaman eleştiren bir yapıya sahibim. Bunun için başka bir yerde olmaya ihtiyaç duymuyorum.

EDUARDO KOBRA'NIN İZİNDE

- Brezilya'dasınız şu an. Renkli ve hareketli bir ülke. Size neler hissettirdi?

- Brezilya uzun zamandır gitmek istediğim bir rotaydı. Graffitilerini takip ettiğim Eduardo Kobra isimli sokak sanatçısının eserlerini görebileceğim yerleri araştırdım. Rotam böylece kendiliğinden oluştu. Brezilya'da bizden çok farklı bir kültür var. Sokaklar çok renkli ve güzel.

- Brezilya'da en sevdiğiniz yer neresi oldu?
- Sao Paulo ve Salvador'u görme şansım oldu. İkisi de çok farklı ve güzel şehirler. Sanırım Sao Paulo daha canlı ve büyük bir şehir olduğu için biraz daha benlikti...

- Neden oradasınız?
- Burada henüz paylaşamayacağım ve beni de çok heyecanlandıran sürpriz bir çekim yapıyoruz. Henüz paylaşamıyorum fakat çok yakın bir sürede duyuracağız.
Konular Röportaj