Yoksa hâlâ terliyor musunuz?

Terleme hem sosyal yaşantıda hem de iş ortamında konforumuzu ve hijyenimizi bozan bir durum. Ancak pek çok kişinin mustarip olduğu terleme sorununu güvenliği kanıtlanmış ve başarı oranı yüksek “botulinum toksin”le kontrol altına almak mümkün.

Yoksa hâlâ terliyor musunuz?
Akşam'dan Prof. Dr. Reha Yavuzer'in yazısı...

YAZIN BEYAZ GİYEBİLİRSİNİZ


Sıcakların arttığı şu günlerde terlememek imkânsız. Bu durum pek çoğumuzun hoşuna gitmese de aslında terlemek sağlıklı olduğumuzun bir göstergesidir. Çünkü terlemeyle ısı regülasyonumuzu sağlarız yani beden sıcaklığı arttığında terleyerek ısının azaltılması sağlanmış olur. Hepimiz zaman zaman terleriz, sıcak havalarda, spor yaptığımızda veya aşırı heyecanlandığımızda. Aşırı baharatlı yemeklerden veya alkollü içeceklerden sonra da terleme meydana gelebilir. Yaz ayları terlemenin arttığı ve zaman zaman sosyal olarak hepimizi sıkıntıya düşüren bir dönemdir. Kışın terleme sorunu olmayanlarımız bile yaz aylarında özellikle çalışma ortamında tedirgin olabilirler. Bu durum kıyafet ve renk seçimlerine bile kısıtlama getirir. Kadınların beyaz kıyafetlerden kaçınmaya çalışması, erkeklerin ceket giymekten çekinmesi hep terlemeyle meydana gelen kozmetik sıkıntılara bağlıdır.

TERLEME EN SIK HANGİ BÖLGEYİ ETKİLER?

Koltuk altı bölgesi terlemenin en sık görüldüğü yerdir. Bu da haliyle kıyafet seçiminde zorlanmamıza neden olur. Terlemeyle ortaya çıkan koku nedeniyle de gün içinde kıyafet değiştirme zorunluluğu hissederiz. Bu da kişinin sosyal ve iş hayatını belirgin olarak olumsuz etkiler. Avuç içi terlemesi ikinci en sık görülen yerdir. El sıkışmadaki utanma faktörü veya cihaz kullanımında avuç içinin sürekli ıslak olmasına bağlı zorluklar nedeniyle hayatı etkileme konusunda en az koltuk altı terlemesi kadar olumsuzdur. Ayak tabanı bir diğer yoğun terleme izlenen bölgeyi oluşturur. Ayakkabı giyiminde zorluklar, yoğun koku oluşumu, enfeksiyon gelişimine yatkınlık bu sıkıntıyı çekenlerin ana sorunlarıdır. Bu üç bölgenin dışında daha az görülen ama baş etmesi güç alanlardan birini baş bölgesi oluşturur. Bu bireyler tüm saçlı bölge ve enselerinden yoğun terleme gösterirler. Gövde, sırt karın, kuyruk sokumu bölgesi de nadiren aşırı terleyen bölgelerdir.

TERLEMEYİ NASIL KONTROL ALTINA ALIRIZ?

En basit ve hepimizin günlük yaşantıda kullandığı ilk yöntem antiprespirant deodorantlardır. Ancak aşırı terleyenlerde bunlar sıklıkla yetersiz kalır. Bir diğer eski yöntem ise iontoforezdir. İontoforezde su içinden geçirilen düşük elektrik akımı seanslar halinde uygulanılır. Ancak tüm bu yöntemlerden çok daha başarılı, kolay ve uzun soluklu bir yöntem mevcut. Terleme kontrolünde en güvenilir ve en sık tercih edilen bu yöntem botulinum toksin yani Botox veya Dysport’tur. Koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanı için tercih edilen bu yöntemde uygulamayı takiben 2-3 gün içinde terleme azalmaya başlar. Terleme miktarına bağlı olarak yılda bir kez ila 3 kez arasında uygulama tercih edilebilir. Uzman hekim tarafından yapıldığında yan etkisi hemen hemen hiç olmayan botulinum toksin uygulaması yüzde 90’ların üzerinde başarıya sahiptir. Terleme bölgesinde yüzeyel enjeksiyonlar yardımıyla birkaç dakikalık bir uygulamayla ter bezi aktivitesini azaltmak için botulinum toksin ilgili alana verilir. İşlem sırasında enjeksiyon ağrısını azaltmak amacıyla soğutucu spreyler kullanılabilse de pek çok birey rahatlıkla direkt olarak yaptırmaktadır.

PROF. DR. REHA YAVUZER / AKŞAM GAZETESİ
Konular Kadın / Bakım