Zeynep Aksu yıllar süren sessizliğini bozdu!..
1972 yılında Üvey Ana filmiyle Altın Portakal kazanan Zeynep Aksu babasına inat girdiği yarışmayı, sadece 5 yıl süren oyunculuk hayatını ve oynamadan geçirdiği yılları anlattı...
Kadınların yaşı sorulmaz, ben de sormuyorum zira yaşsız, güzel bir kadın ama ısrarla söylüyor, 65'im ben... Bebek Otel'de kavurucu sıcağa inat esen tatlı bir meltem eşliğinde, çay ve börek keyfi yaparak konuştuk Zeynep Aksu ile. Onun samimiyeti ve naifliğinden zaten ben o dünyanın insanı değildim' mesajını hemen alıyorsunuz. 50'li yılların ünlü işadamı Cudi Demiroğlu'nun kızı olarak dünyaya geliyor; despot, tutucu, varlıklı ve dediğim dedik bir babası var. Yatılı okuyor, okul ve ev arasında geçiyor çocukluğu; derken anne ve babası boşanıyor. Anneye âşık ama babayla kalıyor ve babaya inat bir güzellik yarışmasına katılıyor.
BABAMI KIZDIRMAK İSTEDİM
O kadar sert bir babaya rağmen yarışmaya girmek nasıl bir cesaret
ister, korkmadınız mı? diye soruyorum.
Korkmadım, adımı ve soyadımı kullanmadım sadece, gerçek
adım Füsun; aklımda bir tek onu çok kızdırmak vardı
diyor. Genç kızlar şöhret için, bir de iyi yaşamak için evden kaçıp
artist olmak istermiş bir dönem, Varlıktan da kaçılır,
sadece yoksulluktan değil; ben öyle yaptım. Para kazanmak ve kendi
ayaklarımın üstünde durmak istedim. Ayrıca kazanacağımı da hiç
tahmin etmiyordum. Sinema güzeli seçildim ve 20 filmde başrol
oynayacağım bir anlaşma imzaladım. Evden çıkmayan bir kızdım
düşünsenize, bir anda dergi kapaklarında yer aldım. Art arda 40
filmde oynadım. Para ve şöhret kazandım ama babamı
kaybettim
Babası Evlatlıktan
reddederim diyerek ilişkisini kesiyor, annesi arkasında
ama. Her zaman destekledi annem, her kararımda arkamda
durdu. Ben babamın gözdesiydim ama annem de benim gözdemdi. Babam
da annem de yeniden evlendiler, zor oldu benim için. Şöhretin
zirvesindeyken ve ödül de kazanmışken babam aradı ve eve dönmemi
söyledi. Hiç düşünmeden kabul ettim, fotoğraflarımı, ödüllerimi,
eşyalarımı Büyükada'ya giderken denize attık.
Film çekerken hep yanlış yaptığını düşünmüş, İşin
ciddiyetini hiç anlamadım. Sanki kötü bir şey yapıyordum, babamın
tavrı yüzünden içim buruktu, beni aradı ve onun kurallarıyla
yaşarsam geri döneceğimi söyledi, hemen kabul ettim.
Sinema defteri açıldığı gibi bir anda kapanıvermiş, Hayal
meyal hatırlıyorum, sisler arkasından. El üstünde tutuldum, Türkan
Şoray'a rakipsin dediler, her zaman onurlandırdılar. Sette
kimseyle konuşmazdım, odamda sıramın gelmesini beklerdim. O
yıllardan sonra ortam çok değişmiş. Şimdi bütün set bir arada yemek
yiyor, sohbet ediyorlarmış. Ne güzel.
Acaba bir teklif gelse şimdi kabul eder mi? Hayır etmem, o
yıllardaki halimle kıyaslanmak istemem. Belki hatıra olsun diye bir
reklam filmi ya da bir sinema filminde kısa bir rol, o kadar.
Eve döndükten kısa bir süre sonra Mocan ailesine gelin olmuş, o
günleri pek anlatmak istemiyor... Zenginlik mutluluk getirmiyor
yani! Doğru diyor, Asla getirmiyor, ikinci
evliliğimi de görücü usulü yaptım. Bir oğlum oldu, hayatımın en
güzel olayı budur. Oğlumla yaşadığım hayat macerasını hiçbir şeye
değişmem. Çok iyi, vefalı, annesine düşkün, hatır bilen, ahlaklı
bir çocuk yetiştirdim çok şükür. Kocasının bir arkadaşına
âşık olması üzerine ayrılmışlar, Çok üzücü olsa
gerek diyorum, Üzücü ama zamanla alışıyor
insan. Oğlundan bahsederken gözlerinin nasıl ışıldadığını
anlatacak kelime bulamıyorum, Başka bir aşka, uğraşa gerek
kalmadı, ne sinemayı özledim ne şöhreti. Oğlum küçükken bir
dostumuz vasıtasıyla Perihan Abla' rolü bana teklif edildi, Perran
Kutman'ı önerdim. O yıllarda güzel bir iş yapmak
istiyordu.
OĞLUMU GURURLANDIRDIM
Ödül almak hiç aklının ucundan geçmiş mi? Tarif edemem
mutluluğumu, en önemlisi dünyada benim için en önemli insan olan
oğlum, benim de değerli olduğumu gördü. Beni sevdiklerini, değer
verdiklerini gördü. O sahnede ödülümü alırken, oğlumu
gururlandırdığım için çok mutluydum. Hayata geri bakıp kendimi
sorguladım, belli bir yaşa gelip de bakınca öyle oluyor. Keşke'ler
hep vardır hayatımızda, bilemem acaba devam etsem ne olurdu? Bir
hafta da olsa eski şaşaalı günlere dönmek müthişti. Sevilmek
kaybettiğim bir duyguydu, oğlum dışında kimse için kıymetli
olduğumu düşünmüyordum.
ELİF AKTUĞ / AKŞAM İNTERNET SİTESİ