'1 Kadın 1 Erkek' dizisi oyuncuları konuştu

"1 Kadın 1 Erkek" dizisinin başrol oyuncusu Emre Karayel; sokaktaki erkeklerin "Abi alttan alıyorsun, biraz da bizim sesimizi çıkar" dediğini söylüyor.

'1 Kadın 1 Erkek' dizisi oyuncuları konuştu
* ’1 Kadın 1 Erkek’ mütevazı imkanlarla, önemli bir popülarite yakaladı. Yani sonuçta dizide neredeyse yalnızca siz varsınız. Ne düşünüyorsunuz?
EMRE KARAYEL:
Yetiyoruz valla, biz ikimiz...
DEMET EVGAR: Alternatif bir yapımın popüler olduğunu görmek bana cesaret verdi aslında.
E.K.: Büyük bütçeli işler çok iyi olur, küçük bütçeli işler kötü olur gibi bir denklemin burada olmadığını görüyoruz. Üçüncü bölümünde kalkan işler oldu. Kalabalık bir kadroya rağmen, yine küçük bütçeli olup da, ’Muhteşem Yüzyıl’ gibi büyük bütçeli projelerle yarışacak işler de oldu. Samimiyet, işe inanma, yaptığın işi sevmenin seyirciye geçmesi bence bu işin tutulmasında çok önemli etkenler. Bana "Sizin çok eğlendiğinizi hissediyoruz" diyorlar.

SINIRLARI ÇİZİLMİŞ

* Diziyi taklit etmeye cesaret eden de çıkmadı...
E.K.:
Yani bu aslında alanı belli olan, biraz sınırları baştan çizilmiş bir iş. Kadın ve erkek ilişkilerini irdeliyoruz sonuçta.
D.E.: Bir o kadar da ’sınırsız’ ama...

* Yeni sezonda ne gibi sürprizleriniz var?
E.K.:
Biz geçen sezonun finalini; her ilişkide yaşanabilecek türde bir ayrılıkla bağladık. Ayrılıkla bitmesi sürprizdi. Herkes "E biz hep gülüyorduk, niye böyle oldu?" dedi. Barışma sürecinden sonra yeni bir dönem başlıyor. Bu sezon, bu süreçte yaşanabilecek şeyleri anlatıyoruz.

İLİŞKİLER NEFES ALMALI

*
Çok uzun sürmüyor değil mi bu ayrılık?
E.K.:
Bizim bu ayrılığı zaten haftalarca sürdürme imkanımız yok. İkimizin de aynı yerde göründüğü bir iş.

* İlişkilerde bir süre ayrı kalmanın o ilişkiye iyi geldiğine inananlardan mısınız?
D.E.:
Sadece kadın-erkek ilişkileri için de değil, bazen insanın kendine verdiği molalar da iyi gelir. Tek başına tatile gitmek gibi... İlişkiler de nefes almalı.
E.K.: Taraflardan birinin, yalnız kalmaya ihtiyacı varsa ve bunun karşı tarafı sevmemekle alakası olmadığını partneri anlayabiliyorsa, ayrı kalmanın faydaları olabilir.

EMRE’SİZ BU İŞİN BENİM İÇİN HİÇBİR ANLAMI YOK!

* Bu kadar zamandır karşılıklı oynuyorsunuz. Birbirinizin oyunculuk tarzını nasıl buluyorsunuz?
D.E.:
Emre’yle birlikte oynarken neredeyse hiç konuşmadan anlaşabiliyoruz. Mesela bu iş haricinde başka bir yere gitsek de daha sonra telepatik şekilde aynı şeyi düşündüğümüzü fark ediyoruz.
E.K.: Bazen bizi korkutuyor bu durum. Biz bir sualtı çekimi yaptık. Ne Demet, ne de ben daha önce sualtına dalmıştık. Demet beni orada net görmüyordu bile. Görüntüleri görmeniz lazım; yalnızca bakarak derdimizi anlattık. Böyle bir elektriğimiz var.

* İkinizden biri diziden ayrılsa...
D.E.:
Diğeri de biter. Emre’siz bu işin benim için anlamı olmaz.
E.K.: Olmaz, bu iş biter.

TİYATROYA YAKIN BİR FORMAT

* Yayınlandığı diğer ülkelerde kaynana karakteri bu kadar öne çıkmamıştır herhalde ama bizde kaynanadan güzel malzeme çıktı...
D.E.:
Yanılıyorsunuz. Kaynana sorunu bütün dünyada aynı...
E.K.: Kaynana sorunu formatın orijinalinde var. Kanada’dakinde de var, Fransa’dakinde de... Tabii gelenekler bakımından onların kaynanasıyla bizimki arasında fark var.

* Kameranın yalnızca ikinizin üzerinde olması bir baskı yaratıyor mu?
D.E.:
Bizim dizide tiyatro mantığına yakın bir format var. Tiyatrodan geldiğimiz için; o her anı değerlendirmeye çalışıyoruz. Kayda girdiğiniz andan, "Stop" denene kadar, o durumun içindesiniz. Biz bu tarza yatkın olduğumuz için işimize yarayan bir çalışma...

İŞ EVRENSEL, TEPKİLER HER ÜLKEDE AYNI

* Sokakta ilginç tepkiler alıyor musunuz?
D.E.:
Genç bir çift de, 70 yaşındaki bir çift de "Aynı biz" deyince komik oluyor. Diğer ülkelerdeki versiyonlarına da baktığınızda; din, dil, ırk, hepsi farklı ama tepkiler de, yazılan metinler de aynı. Evrensel bir iş bu.
E.K.: "Abi sen de iyi yapıyon ama çok da alttan alıyon, biraz da biz erkeklerin sesini çıkar" diyenler oluyor.


Konular Röportaj