16 kedi 3 köpekle barınak gibiyim
Önce herkes gibi benim de bir kedim vardı" diyen Süperstar'ın şu anda tam 16 kedisi 3 köpeği var. Pekkan 'Kimisi bana köpeğini bıraktı, kimisini ben sokakta buldum, kimini pet shop'tan kurtarmak için aldım" diyor
Süperstar'lık, 3. nesil cep telefonuyla tanışmaya hazırlanan
Türkiye'de üç neslin de tanıyıp sevdiği bir yıldız olmayı
başarabilmenin karşılığı olsa gerek.
Türkiye'nin iletişim fukarası olduğu yıllarda "Süperstar", iletişim
çağı çocuklarının dünyayı ceplerine hapsettikleri dönemde de "Cool
Kadın" olmayı başaran Pekkan'la, "Orası benim evim gibidir" dediği
Levent'teki Şans Restaurant'ta gerçekten de içten, keyifli, bir
Cafe Sohbeti yaptık.
Söyleşinin ne kadar samimi bir ortamda geçtiğini Pekkan'ın
arkadaşımıza verdiği pozlara bakarak da anlamak mümkün.
Aslında bu fotoğraflar - pozu veren Ajda Pekkan, çeken de Ercan
Arslan olunca - sıradan bir sokağın birden bire platoya
dönüştüğünün de belgesidir...
Uzun aralarla albüm çıkaran bir şarkıcısınız. Ufukta son
çalışmanız Cool Kadın gibi bir albüm var mı?
Var. Bayağı uzun aralıklarla oldu doğru. Fakat bulamadım güzel
beste. Bazen kısmetsizlik oluyor. İçime sinmedi gelen parçalar.
Mutlaka çok şey, bam bir şey bulmam lazım. Bulamadığım için de o
dönem çok güzel şarkı çıkartan genç arkadaşlar oldu. Sezen'in de
üstüne söz yazmasıyla bence çok daha önem kazandı o şarkılar. Bu
defa 12 şarkı arayışı içinde değiliz. 5 - 6 şarkı ve o şarkıların
remixleri olacak albümde...
Ne zaman çıkar? İstediğiniz eserleri buldunuz mu?
Bam diyecek şarkının arayışı içindeyiz. Yılbaşını hedefliyoruz
olmadı Sevgililer Günü...
'Her dönemin sanatçısı olduk'
Şimdiye kadar sizi siyasetten hep uzak gördük. Ancak 22 Temmuz
seçimleri öncesi bir konserinizde siyasetçi gibi cumhuriyet ve
laikliğe sahip çıkan bir konuşma yaptınız. Bugün geldiğimiz noktada
Türkiye, Malezya olur mu diye tartışılıyor. Siz de aynı endişeyi
duyanlardan mısınız?
Türkiye'nin sosyolojik durumu Türkiye'de yaşayan bir birey ve
üstelik misyonu olan birisi olarak beni son derece ilgilendiriyor.
Türkiye'nin yıllardır sevilen bir sanatçısı olarak değişik
hükümetler yaşadık. Her dönemin sanatçısı olduk. Dolayısıyla
etkilendiğimiz anda buna reaksiyon göstermek en doğal hakkımız.
Bugünkü Türkiye'nin siyasi ortamında ben insanların kişisel
özgürlükleri olduğuna inanıyorum, öyle olması gerektiğini de
düşünüyorum.
Siz de aynı endişe içinde misiniz, değil misiniz?
Bugün Türkiye'nin bir profili var. O profilin içinde biz hep başka
bir profil olarak durduk. Burada da laf kalabalığı yapıp, sözü
değiştirmek istemiyorum. Türkiye için hiç olumsuz düşünmüyorum.
Çünkü çok güzel bir gençlik var. Başı kapalı da olabilir, açık
da... Türkiye'de bir kere düşünce özgürlüğü başladı. Eskiden yoktu
böyle bir şey. Herkes her şeyi gizli yapıyordu. Bizler o baskılarla
büyüdük. Gerek siyasi, gerekse özel hayatımızda. Biz bastırılmış
duygulardan daha yeni yeni kurtuluyoruz. Bakmayın benim sanatçı
olduğuma.
Şunu net bir şekilde niye söyleyemiyorsunuz. Türkiye potansiyeli
itibarıyla asla Malezya olmaz, olamaz ya da bal gibi olur...
Olamaz zaten...
Niye söylemiyorsunuz, çekiniyorsunuz?
Oraya geliyordum zaten...
Türkiye'yi 80 yılda "Küçük Amerika" yapamadıklarına göre
AKP'liler de Malezya yapamaz...
Bravo Ali, çok şekersin.... Ben de aynı şekilde düşünüyorum.
Türkiye asla Malezya olmaz...
Bu yıl gençlik festivallerinde konserler verdiniz. Gençlerin de
sizi benimsemesini neye bağlıyorsunuz?
Hep kendimi yenilikçi olarak biliyorum ve bundan hiç vazgeçmedim.
Yaptığım albümle de zaten onlarla bir köprü kurmak istiyordum..
Soyut Ajda Pekkan'dan somut Ajda Pekkan'a geçmek için koşturdum
doğrusunu istersen bu yaz. Beni sadece televizyonda, kliplerde
görsünler istemedim. Sadece bazen statik olarak gördükleri o
sarışın, kahverengi gözlü kadın ve altına yazılmış birkaç satırla
yaşasınlar istemedim. Ajda Pekkan'ı bunların çok ötesinde kanlı,
canlı, sahnede nasıl hareket ettiği, nasıl bir yüreği olduğunu
onlar da tüm açıklığıyla görsün istedim. Gençlerle aramızda müthiş
bir sinerji doğdu. O yüzden de çok keyifliyim.
'Herkes gibi bir kedim vardı'
Şov dünyasında kedi köpek sevgisi denince ilk akla gelen
isimlerdensiniz . Kaç tane kediniz, köpeğiniz var?
Şöyle söyleyeyim. Bunları ben pet shoplardan kurtarmak için aldım.
İlk önce benim herkes gibi bir kedim vardı. Ben kapımdaki kedilerin
hepsine bakardım, gittiğim yerlerde de aynısını yapardım. Köpekler
için de durum aynı. Kimisi bana köpeğini bıraktı, kimisini ben
sokakta buldum, kimini pet shop'tan kurtarmak için aldım. Sonunda
tamam dedim ve kendimi kısıtladım. 3 - 4 tane kedi çocuklara hediye
alınmış ama sonra bakılamamış. Hepsi cins kediler. O saatten sonra
onlar sokakta yaşayamaz ki... Getirin bakayım dedim. Nasılsa bahçem
de var diye almıştım. Hepsi Polonezköy'deki evdeler. Sokakta
bulduğum evden atılmış köpekler de var. Bir nevi barınak gibiyim.
Son dört tane yavrum oldu.
Bunca lafı dört tane kedi yavrusu için mi ettik?
Olur mu? 16 kedim 3 köpeğim var.
'Dersimi çalışıyorum'
Sizin tahtınıza aday gösterebileceğiniz Hande Yener, Demet Akalın
gibi popçular var mı?
Ses olarak benden üstün sesler, tarz olarak benden de üstün
tarzlar, şarkıcı olarak benden de üstün vasıfları olanlar olabilir.
Ben de hayatımda benim demem ki hiçbir zaman. Ama insanın var
olması ve bir yere aday gösterilmesi için o insanların bütün bu
kavramlardan bir üniversite gibi yaşaması, geçmesi lazım. Var olmak
bir pakettir, bütündür. Eğer bunları tek tek onlarda bulamazsan
asla!
Niye onca meziyeti kendinizde topladınız. Bunlardan birkaçı
eksik olsa şimdi tahtınıza birçok aday olabilirdi?
Her zaman olabilir. Ben de burada çakılı kalmayacağım Aliciğim. Ben
de bir gün bırakacağım, kenara çekileceğim.
Kime bırakarak?
O zamana kadar kim varsa o çıkacak.
Yeni çıkanlardan kimleri dinliyorsunuz?
Herkesi... Çünkü ne yapıyorlar, neredeyiz? Şimdi bakıyorum batı ve
doğu enstrümanları karışık, direkt rock tarzı olanlar var. Ne
bileyim? Caz türkü var; Sebahat Akkiraz gibi. Türküyle cazı
birleştirmiş, bayılıyorum o tarz fikirlere. Türk sanat müziğine
hastayım, hepsi var evde... Türkü seviyorum... Türkiye'de yapılan
bütün müziği bilmek zorundayım. Dersimi çok iyi çalışıyorum. Bir de
ben gece hayatını pek benimsemediğim için ne yaptıklarını
bilmiyorum. Yıllar sonra geçenlerde Serdar Ortaç'ı gördüm bir
davette. Hayran oldum. Kenan Doğulu bayılıyorum seyrettiğim zaman.
Mesela Özcan Deniz, İbrahim Tatlıses kimi dinlersem
bayılıyorum.
Mavi boncuk saatine geldik galiba?
Ama gerçekten öyle... Bu arada Hande Yener'le Demet Akalın'ın
kasetlerini çok beğeniyorum, şarkısına göre...
En büyük konforum kendim olabilmek
Son dönemde nasıl yaşadığınızı anlatırken, "Sıradan insanlar
gibi evimde portakallı ekmek yapıyorum" dediniz.
Portakallı ekmek şöyle... Ben gümüş de ovabilirim, bu benim
hobim.Evde yerleri de silebilirim. Çünkü insan içe dönük yaşamı çok
özlüyor bu kadar dışa dönük bir yaşamı olunca.
Siz sıradanlığı da farklı yaşıyorsunuz. Sıradan insanlar
marketlerde de satılan fırın ya da fabrika ekmeği yiyor, siz ise
portakallı ekmek?
Bir insan kalkıyor balık tutuyor. Niye? Stresten uzaklaşmak için.
Tutabilsem balık tutacağım ama ben balığı bir kerecik tuttum,
baktım "cik"ledi, attım. Dayanamıyorum çünkü... Kimi köpeğini
gezdiriyor, kimi yürüyüşe çıkıyor ki ben çok seviyorum. Bazılarını
yapamadığım için de o kadar içe dönük yaşıyorum ki o kadar
sıradanlığı seviyorum derken bu anlamda söylüyorum. O yüzden de
kendimle o kadar barışık bu kadın biraz sonra çıkıp 5 bin kişiyi
elinde oynatacak. 40 sene Türkiye'ye Ajda Pekkan olarak var etmiş
olarak gezmiyorum. Sonra baktıkları zaman bir yerde bir an
algılayamıyorum. Bir kere de bakmayın ne olur? İnsanların içinde
olup kaçmak istiyorum. Benim en büyük rahat ettiğim konforum kendim
olabilmek. Yoksa çok zor... 24 saat sanatçı ya da peşinde olunan
şöhret gibi yaşamak imkansız gibi... Zaten sonunda yüzsüz
oluyorsun, mecburen...
Biz popun dört yapraklı yoncasıyız
Türk Sineması'nın bir Dört Yapraklı Yoncası var; Türkan Şoray,
Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik'ten oluşan. Türk pop
müziğinin dört yapraklı yoncası kimlerdir size göre?
Bir tanesi Sezen Aksu'dur, diğeri Nükhet Duru ve tabii ki
Nilüfer... Bence en başta Nilüfer, Sezen, Nükhet ve ben dörtlü
olarak gidiyoruz.
Sizin en büyük enstrümanınız sesiniz. Bildiğim kadarıyla hiçbir
enstrüman çalmıyorsunuz. Çalsanız bu ne olurdu?
Piyano çok güzel bir enstrüman geliyor bana. İlla ki klasik piyano
değil. Şimdiki elektronik piyanoları da... Öyle bir şey çalmak
isterdim. Gitar falan bana çok zor geliyor.
Kendinizi bir müzik enstrümanıyla özdeşleştirseniz hangi müzik
enstrümanı olurdunuz?
Çok güzel bir soru, çok güzel cevap vermem lazım. Ne olabilir?
İsterseniz biraz tüyo vereyim. Benim favorim kemençe. Bir
enstrüman olmak istesem kemençe olurdum, ama klasik kemençe değil
Karadeniz'in mahalli çalgısından bahsediyorum. Sizi ne
tanımlar?
Keman olmak isterdim.
Ali Eyüpoğlu / Milliyet