Abdullah Öcalan'ın bilinmeyen fotoğrafları
Abdullah Öcalan'ın, PKK'yı 19 yıl boyunca yönettiği Suriye'de kaldığı yıllara ait birbirinden çarpıcı fotoğraflar ortaya çıktı.
Yüzlerce fotoğraf arasında Öcalan’ın plajda ve kaldığı villanın havuzunda yüzerken, futbol oynarken, kadın teröristlerle doğum günü kutlarken görüntüleri yer alıyor. Ayrıca her havuz ve deniz sefasından sonra topluca yenilen yemeklere ait pozlar da dikkat çeken kareler arasında bunuluyor. Fotoğraflarda Öcalan’ın bu dönemde her türlü konfor ve lükse sahip bir hayat sürdüğü görülüyor. Suriye’nin başkenti Şam’da yüksek duvarlarla çevrili lüks bir villada kalan Öcalan beraberindeki bir grup PKK’lı ile bol bol havuza giriyor.
Havuzda verilen pozlarda Öcalan’ın yanı sıra 10 örgüt mensubu
bulunuyor. Fotoğraflarda örgüt mensuplarının yüzerken Öcalan’ın
önüne geçmemeye çalıştığı dikkatler kaçmıyor. Geniş bir alan
üzerinde kurulu villanın bahçesinde spor alanları da yer alıyor.
Buralarda basketbol oynayıp futbol maçı yapan Öcalan, yorgunluğunu
yine havuzda yüzerek atıyor. Ardından da havuzbaşına kurulan yemek
masasında karnını doyuruyor. Abdullah Öcalan’ı yüzerken gösteren
bir başka fotoğrafın adresi ise Suriye’nin Lazkiye şehrindeki bir
plaj. Kesire Öcalan ile burada objektif karşısına geçen Öcalan’ın
fotoğrafları arasında sadece kadın teröristler ile birlkte olduğu
pozlar da var. Bu fotoğraflardan birinde Öcalan için hazırlanan
doğum günü pastası için 4 kadının görev aldığı görülüyor. Kadınlar
pastayı kesmeye Öcalan ise yemeye hazırlanıyor.
Bazı fotoğraflarda ise BDP’nin önemli isimleri yer alıyor. Bu
isimlerden birinin Ahmet Türk, diğerinin ise Gültan Kışanak olduğu
öne sürüldü. Ahmet Türk kalabalık bir gurpla birlikte Öcalan ile
aynı masada yemek yerken objektife takılırken Kışanak da villann
bahçesinde Öcalan ile birlikte bir grup teröristi denetlerken
fotoğraflanmış. Bir fotoğrafından bıyıksız olduğu görülen Öcalan,
Suriyeli aşiret mensupları ve Yunanistan heyeti ile yapılan
görüşmelerininin yanı sıra, çelik yelek giyerken de objektifin
karşısına geçmiş.
SOYGUNDAN SONRA SURİYE’YE KAÇTI
Abdullah Öcalan’ın Suriye yılları 1979 yılının Mayıs ayında
başladı. 1977’de Ankara Çubuk Barajı’ndaki toplantılarda PKK’yı
kurmanın ilk adımlarını atan Öcalan, 1978’de bizzat keşif
faaliyetlerine katıldığı Güven Hastanesi Soygunu’nundan hemen sonra
Ankara’dan kaçarak, Suriye’ye geçti. Öcalan aynı dönemde MİT’in
kendisini takip ettiğini ve örgütün içine sızan istihbaratçıların
tüm adreslerini bildiğini öğrenince Ankara’yı terk etti. Suriye’ye
kaçmadan önce bir süre Viranşehir ve Suruç bölgesinde saklanan
Öcalan, buradan Suriye’ye geçti. Suriye’de Türkiye sınırındaki
Kamışlo, Afrin bölgelerindeki Kürt aşiretlerle ilişki kuran Öcalan
ve PKK’yla, Hafız Esad rejimi, PKK’nın İsrail karşıtı tavrı ve bazı
PKK’lıların İsrail’e karşı Filistin safında savaşmış olması
nedeniyle sıkı ilişki içine girdi.
SURİYE ÖCALAN’A NEDEN KUCAK AÇTI?
Hafız Esad rejimi "Öcalan’a Suriye kürtlerini kontrol etmesi"
karşılığında PKK’nın ideolojik ve askeri eğitimi için kamp alanı
açmasına fiilen yardımcı oldu. Örgütün ilk ideolojik ve askeri
eğitim merkezi de Suriye’nin koruması ve lojistik desteği ile Bekaa
Vadisi’nde kuruldu. 12 Eylül darbesinden sonra Güneydoğu’da yaşanan
olaylar sonrası bir çok PKK’lı burada açılan merkezde eğitildi.
Bugün örgütün lider kadrosunda yer alan Cemil Bayık, Duran Kalkan,
Mustafa Karasu, Murat Karayılan, "Mahsun Korkmaz Akademisi" adı
verilen bu merkezde dönüşümlü olarak örgütün ideolojik ve silahlı
eğitimlerini yürüttü. Öcalan Suriye’deki ilk yıllarında zaman zaman
kaldığı Bekaa Vadisi’nden daha sonra sürekli barındığı Bar Elias
Kasabası’na geçti. Öcalan zaman zaman Şam ve Lazkiye’de kendisine
tahsis edilen adreslerde kaldı. Ancak daha çok Bar Elias’da kalan
Öcalan zaman zaman burada örgüte katılan ve ideolojik eğitim için
gönderilen PKK’lılara eğitim veriyor, hem de örgütün Avrupa kanadı
ile Türkiye’de ilişkili olduğu kişi ve kurumları yönetiyordu.
Burası ayrıca Öcalan’ın talimatlarının aksine hareket ettiği ileri
sürülen kişiler için sorgu merkezi olarak da kullanılıyordu. Yurt
dışından gelen uluslararası basın kuruluşları ile PKK’ya sempati
duyan, Yunanistan, Almanya, Fransa’dan parlementerler ve
kuruluşların temsilcileri de burada kabul ediliyordu. Öcalan
örgütün yayın organlarındaki programlara da buradan uydu
telefonuyla bağlanıyordu. Öcalan, Suriye’de kaldığı dönemde Kemal
Burkay ile bugün BDP’de yer alan Ahmet Türk gibi politikacılar
dışında, Celal Talabani ve Mesud ve Neçirvan Barzani gibi isimlerle
görüşmeyi sürdürdü.
YOĞUNLAŞMA EVLERİ DE SURİYE’DE
Öcalan’ın Suriye’de kaldığı yıllar boyunca ideolojik eğitim için
gönderilen bazı kadınların intihar ettiği, bazılarının da
öldürüldüğü iddiaları yıllar sonra ortaya çıktı. Öcalan’ın
yakalandıktan sonra yaptığı açıklamalar nedeniyle örgütten ayrılan
PKK’nın eski yöneticileri, yazdıkları kitaplarda Öcalan’ın
"ideolojik eğitim’ adı altında özellikle kadınların yer aldığı
grupları, Suriye’ye çağırıp eğittiğini, Öcalan’ı bir tanrı gibi
gören kadınların bu sırada uğradıkları taciz ve tecavüz nedeniyle
hayal kırıklığı yaşayarak intihar ettiklerini anlattılar.
SURİYE KÜRTLERİ İÇİN TALEPTE BULUNMADI
12 Eylül askeri darbesinden sonraki yıllarda da PKK "Bağımsız
Birleşik Kürdistan" amacıyla hareket etti ve Suriye Kürtleri
arasında da örgütlendi. Örgütün Türkiye’de eylem yapan grupları
içinde her dönem Suriye Kürtleri yer aldı. Öcalan hem Suriye’deki
Kürt aşiretlerle hem de bölgedeki Kürt nüfus üzerinde etkisi Suriye
rejiminin gözetiminde geliştirirken kimlik hakkı ve mülk edinme
hakkı gibi temel hiç bir hakka sahip olmayan Kürt nüfus hiç bir
dönem Esad rejimine karşı isyan etmedi, silahlı eyleme girişmedi.
Öcalan, 1998 yılında Suriye’yi terk etmesine neden olan Kara
Kuvvetleri Komutanı Atilla Ateş’in "Sabrımız taştı" dediği tarihi
konuşmaya kadar Suriye istihbaratı El Muhaberat’ın koruması altında
yaşadı. Öcalan’ın yıllarca Suriye Kürtleri için Esad rejiminden hiç
bir talepte bulunmaması Kenya’da yakalandıktan sonra söylediği
’Demokratik Cumhuriyet’ sözleri nedeniyle de eleştiri konusu oldu.
Bir çok Suriyeli PKK’lı örgütü terk etti.
EŞİYLE ARASINA HİZİP GİRDİ
Öcalan’ın Suriye’de kaldığı ilk 10 yıl boyunca
Ankara’da evlendiği eşi Kesire Öcalan yanındaydı. Ancak Öcalan
Suriye hükümetinin verdiği destekle PKK’nın faaliyetlerini ve etki
alanını artırdıkça eşi Kesire Öcalan ve örgütün başka önemli
isimleriyle arası açıldı. Bekaa’daki Mahsun Korkmaz Akademisi’nde
bazı kişilere işkence yapıldığı, bazılarının şüpheli şekilde
öldürüldüğü ve Öcalan’a itiraz edenlerin ’Ajan kişilik’ denilerek
öldürülmesiyle başlayan gerilim, Kesire Öcalan ve destekçilerinin
örgütten ayrılmasıyla sonuçlandı. Kesire Öcalan ile aralarında PKK
kurucularının da olduğu bir grup PKK-Vejin adlı örgütü kurdu. Ancak
Kesire Öcalan, PKK’dan gelen tehditler nedeniyle örgütün
faaliyetlerine son verdi ve Avrupa’da gizlice yaşamaya devam
etti.
C-4’LÜ BOMBADAN KURTULDU
PKK’nın Suriye’de El-Muhaberat yardımıyla cirit atması ve örgütün
burada yönetilmesi nedeniyle, Türkiye Öcalan’a suikast kararı
aldığı ve bunun için Özel Kuvvetler Komutanlığı personelinin
yetiştirildiği iddiası ortaya atıldı. Bu iddia Ergenekon Davası’nda
da gündeme geldi. Korkut Eken’in suikast amacıyla bir grubu
eğittiği ancak daha sonra bu fikirden vazgeçildiği öne sürüldü. 6
Mayıs 1996 tarihinde Şam’da, Öcalan’a yönelik 1 ton C4 patlayıcı
ile suikast girişiminde bulunuldu. Öcalan, suikastten yara almadan
kurtuldu. Bu suikast girişimini Yeşil Kod Adlı Mahmut Yıldırım’ın
Suriye istihbaratı için de çalıştığı iddia edilen Şanlıurfa’daki
bir aşiret reisinden yardım alarak gerçekleştirdiği öne sürüldü. Bu
olaydan sonra PKK ilan ettiği ateşkesi bozdu.
ÖCALAN İLE AYNI APARTMANDA OTURAN ASKERİ
ATEŞE
Ergenekon Davası’nda tanık olarak dinlenen eski MİT Kontr-terör
Dairesi Başkanı Mehmet Eymür de Öcalan’ın Suriye’de kaldığı dönemde
Genelkurmay İstihbarat Başkanı ile Suriye’deki askeri ateşenin
güvensiz olarak adlandırılan bir telefon hattından yaptığı
konuşmanın sızması nedeniyle PKK liderinin yakalanmaktan
kurtulduğunu iddia etti. Eymür, Genelkurmay İstihbarat Başkanı
Çetin Saner’in, Suriye Elçiliği’ndeki askeri ateşeyi arayarak,
"Oraya timleri yolladık. Abdullah Öcalan köpeğini sürükleye
sürükleye buraya getirecekler" dediğini anlattı. İddiaya göre
Suriye istihbaratı bu konuşmayı dinleyerek Öcalan’a haber verdi.
Öcalan da kaçtı. Bu iddianın çok tartışılmasına neden olan başka
bir iddia yine Ergenekon Davası’nda gündeme geldi. Öcalan’ın Şam’da
kaldığı apartmanda Türkiye’nin askeri ateşesinin oturduğu hatta
askeri ateşe ile Öcalan’ın asansör girişinde karşılaştıkları öne
sürüldü. Bu iddiayı yıllar sonra Suriye Devlet Başkan Yardımcısı
Abdülhalim Haddam da doğruladı ve Suriye İstihbaratı’nın Öcalan’a
suikast girişimleriyle ilgili bilgi verdiğini ileri sürdü. Söz
konusu askeri ateşenin ise geçtiğimiz dönem MHP’den Milletvekilliği
yapan Kürşat Atılgan olduğu iddia edildi. Atılgan. iddiayı sert bir
şekilde yalanlayarak reddetti. Atılgan’dan önce Suriye’de görev
yapan askeri ateşe Fikret Demirtaş ile Ergenekon sanığı Hasan
Atilla Uğur’un isimleri de iddia olarak ortaya atıldı ancak bu
iddiaları doğrulayan bir belge ve açıklama gelmedi.
Muharrem Çağlar
Fotoğrafları görmek için haberin diğer fotoğraflarına
TIKLAYINIZ!..