AK Parti Grup Başkanvekili Zengin'den başörtüsü için anayasa teklifi açıklaması
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, başörtüsü için anayasa teklifine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre Özlem Zengin'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'AK Parti, MHP ve BBP'den 336 vekilin imzasıyla biraz sonra Meclis Başkanı'na sunacağız. Başörtüsü meselesine, bir bez parçası diyenler bu konuyu hiç anlamamışlardır. Bunun nasıl bir travma olduğunu anlayamaz. 90'lara geldiğimizde bizler başka boyuta geçtik.
Nihayetinde diyebilirim ki, dini hassasiyeti olan insanlar için biz başörtülü kadınlar birer işarettik. Bu anayasa teklifi Meclis'ten geçse de biz bunları anlatmaya devam edeceğiz. "Helalleşelim olsun bitsin edasını" çok alaycı buluyorum. Bu konunun hiç anlaşılmadığını düşünüyorum.
Bu konuyla ilgili en çok arzu ettiğimiz şey anlaşılmak. Biz özellikle siyasetin gücüyle bu problemi aslında çözmüştük. Türkiye'de kanun olarak başörtüsünü yasaklayan bir kanun zaten yoktu. Temel bazı temel haklardan istifade etmek istediğimizde ortaya çıkıyordu.
"'MESLEK ONURUNA YAKIŞMAYAN BİR TAVIR' OLARAK SERGİLENİYORDU"
Bir mesleği ifa etmekte engellerle karşılaşıyorduk. Biz avukatlara 'meslek onuruna yakışmayan bir tavır' olarak söyleniyordu başörtülü olmak.
Rahmetli Özal, bu problemi çözmek için uğraştı. Önce yönetmelik değişikliği yaptı. YÖK Kanunu'nda değişiklik yaptı. Bunlar Anayasa Mahkemesi'ne götürüldü. 'Yorumlu ret' şeklinde bir karar uyduruldu.
Bu şeyler, bu ızdıraplar o kadar büyüdü ki, bununla beraber AK Parti'nin kurulmasında yaşanan bu ızdırabın büyük bir imzası vardır. AK Parti'nin siyasi tezlerini anlatacak olursak, en büyük tez budur. Bizim hamurumuzda var. Mücadelemiz sonradan değil.
Vesayetin etkisi uzun zamandır devam etti.
2008 yılında o zamanda AK Parti ve MHP bir araya gelerek anayasa değişikliği yaptı. Biz seçim kazanmak için bir araya gelen iki parti değiliz. 2008 yılında biz bir araya gelerek bir anayasa değişikliği yaptık.
Bu anayasa teklifi referanduma gitme ihtiyacı duymadan TBMM'den geçti.
Vesayet odakları daha dinamikti, hemen eylemler başladı. Bir araya gelerek eylemler yaptılar. Anayasa Mahkemesi'ne gittiler iptal davası açtılar.
Türkiye'de 2013'ten itibaren bu yasaklar fiilen hafiflemiştir. Biz kendi aramızda çok uzun yıllar tartıştık. Bir düzenleme yapmaya ihtiyacımız yok aslında. Başı açık kadın açıklar için böyle bir şey yokken, başı kapalı kadınlar için neden olsun.'