Alzheimer korkusu..
Alzheimer korkusu..
Alzheimer insanı önce yakın çevresinden sonra kendinden
uzaklaştıran, zaman geçtikçe yaşamın hiçbir anının artık anılarda
bile yer alamadığı, en sonunda insanın kendini dahi tanımadığı bir
hastalık. Bu yüzden pek çok psikiyatrik hastalıkla karışabiliyor.
Ancak önemli bir fark var: "Hasta başlangıç dönemlerinde
mantık yürütmekte zorlanmaz ve iç görüsünde önemli bir kayıp
yaşamadığı için hastalığının farkındadır.."
Liv HOSPITAL Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Türker Şahiner, Alzheimer’in
ayrıntılarını anlattı.
Alzheimer, unutkanlıkla başlayan bir hastalık ancak her unutkanlık Alzheimer anlamına gelmiyor. Unutkanlık ile beraber beceri kaybı görülüyor ve kişilik özellikleri değişim gösteriyorsa daha dikkatli olmak gerekiyor. İsim belleği, görsel bellek gibi sadece bir bellek türünde güçlük çeken ancak tüm yaşamını normal yaşamını sürdüren bireyler vardır. Bu tür bellek zayıflığı “hafif kognitif bozukluk” olarak adlandırılır. Bu kişilerin Alzheimer yakalanma riski üzerine yapılan çalışmalar Alzheimer riskinin bir miktar daha arttığını ortaya koysa bile sonuçlar çok net değildir.
Alzheimer önlenemez ama yıllarca ötelenebilir
Alzheimer hastalığının kesin tedavisi yoktur. Ancak durum ümitsiz değil. 1997 yılından itibaren bu hastalığın tedavisinde kullanılan dört önemli ilaç piyasaya çıkmıştır. Bu ilaçlara mümkün olduğunca erken dönemlerde başlanmalıdır. Bu ilaçlar ilk yıllarda bellek fonksiyonlarını güçlendiriyor. Ülkemizde 500 bin civarında Alzheimer hastası bu ilaçları kullanmaktadır. Maalesef tanı alamayan 500 bine yakın hastanın olduğunu tahmin ediyoruz. Son yıllarda yaşam tarzının, metabolizmanın, zihinsel ve fiziksel egzersizlerin düzenli ve sürekli uygulandığında hastalığın başlangıç yaşının yıllarca geciktirilebildiği gösterilmiştir. Erken sakin bir yaşama geçmek ve buna eklenen hipertansiyon, aşikar veya gizli kan şekeri oynamaları zihinsel egzersizlerden uzak kalmak ise başlangıç yaşını 50 hatta 40’lı yaşlara kadar indirebilir.
Hasta bellek sağlığı merkezlerinde tedavi edilmeli
Hastaların kontrol muayenelerinde günlük yaşam aktivitelerini belirleyen, davranış ve ruhsal durumlarını ortaya koyan testler kullanılmazsa tedavinin yararları gözden kaçacaktır. “Bellek klinikleri” dışında yoğun poliklinik hizmeti verilen hastanelerde hastanın durumunu iyi analiz etmek mümkün olmayabilir ve tedavinin yararını gözden kaçırmak belirgin yararının olmadığı sonucuna ulaşılabilir. Oysa nöropsikolojik testlerde olumlu bulguları ortaya koyan çok sayıda çalışma vardır.
Davranış problemleri de düzeliyor
Çok önemli diğer bir nokta ise Alzheimer hastalarında görülen davranış problemlerinin tedaviden olumlu yarar görmesidir. Yani yarar sadece hafıza alanında beklenmemelidir. Saldırgan tutumları olan toplum içi kontrolsüz davranışları olan bir hastanın daha uyumlu hale gelmesi bellek düzelmesi kadar önemlidir. Tedavi ile bunun sağlanması aile için çok önemli bir kazanımdır. Alzheimer hastalarında sosyal yaşamı hareketlendirmek, çeşitli hobiler edinilmesini sağlayacak programlar oldukça yarar sağlayacaktır. Kısacası beyni aktif tutmak belki hastalık sürecini durdurmayacaktır. Beyin etkinlikleri ağır evreleri geciktiriyor ve hastanın sosyal yükünü hafifletiyor ve uyumu artırıyor.
Yakın gelecekte çok büyük ümit!
Alzheimer hastalığının sebebini artık biliyoruz. Beyinde
bildiğimiz birkaç adet ve belki de henüz bilmediğimiz birkaç adet
daha olmak üzere bir dizi proteinin birikmesi neticesinde oluşan
beyin hücre ölümü hastalığın gelişimine neden oluyor. Bugün ölen
hücrelerin iletişim için kullandıkları eksik maddeleri yerine
koyabiliyoruz. Kısmen de başarılıyız. Ancak esas hedef hücre
ölümünü önlemek ve proteinlerin ortamda birikmesini durdurmak veya
temizlenmesini sağlamak olacaktır. Biriken proteinlerden en
önemlisi “Amyloid beta”nın ortamdan temizlenmesi için 2000’li
yıllarda Alzheimer aşısı projesi hayata geçirilmiştir. Burada amaç
bu proteini kendi bağışıklık sistemimize tanıtarak ortadan
kaldırmaktı. Bu program bu temizlik amacında başarılı oldu ancak
hemen vurgulanması gereken konu ileri aşama hastalar için aşı yarar
sağlamıyor ve orta ve ileri evre hasta çalışmaları durduruldu. 2012
yılı yaz aylarında başlayan 3 büyük çalışmada aşı çok genç ve risk
yüksek bireylerde uygulanıyor. Bu çalışmalar başarılı olursa
önümüzdeki 10 yıl içinde kullanıma sunulabilecek. Her hastalıkta
olduğu gibi Alzheimer hastalığı için risk taşıyorsak bu riski erken
tespit etmek ve ona yönelik tedbirler almak şu an için en büyük
hedefimiz.
AKŞAM İNTERNET SİTESİ