8 ayda 49 kiloyu nasıl verdi?..
Fikriye Özdemir (33) ne ameliyat oldu ne Boğaz’da kilometrelerce yürüdü, ne protein yüklendi, ne de bardaklarda hazırlanan mama benzeri gıdalarla beslendi. Sadece ve sadece doğru ve sağlıklı beslenerek 8 ayda, tam 49 kilo verdi.
Kanal D’de arşiv görevlisi olarak çalışan Özdemir, uzun yıllar boyunca çok diyetisyen dolaştı.
İnternette okuduğu, ondan bundan duyduğu her şeyi denedi. Kendi deyimiyle “ölüm diyetleri” yaptı. Akupunkturdan medet umdu. Her seferinde çabuk pes etti, verdiği kiloları geri aldı.
Ta ki geçen marta kadar... Biraz da arkadaşlarının zoruyla televizyondaki Doktorum programına konuk olan iç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya ile tanıştı. Zayıflamak istediğini söyledi. Dr. Kaya, “Gerçekten istiyor musun?” diye sordu. Verdiği yanıttan hiç bu kadar emin olmamıştı. “Evet” dedi. Yanıtı aynı zamanda bir sözdü.
Dr. Kaya önce bazı testler istedi. Testlerde tiroidinin çalışmadığı, insülin direnci ve bazı vitaminlerde eksiklik saptandı. O güne kadar süren gayet sağlıksız beslenme alışkanlıklarını kökten değiştirecek öneriler yapıldı. Karbonhidrat, protein, süt ve süt grubu, meyve-sebzelerden oluşan yeni bir beslenme düzenine geçirildi. Tiroidi için ilaç tedavisine başlandı.
AĞLADI AMA PES ETMEDİ
Özdemir, söylenleri harfiyen uyguladı. Yediği, içtiği herşeyi üşenmeden not etti. Her akşam yediği 3’er paket cips, çikolata, dondurma, çekirdeğe veda etti. Uğramadığı meyve, sebzeleri, süt, ayranı tüketmeye başladı. Aslında alışkanlıklardan vazgeçmek kolay değildi. “Geceleri uyuyamadığım, yapamacağım, başaramayacağım diyerek ağladığım. Ama sabrettim. Ekip beni çok iyi motive ediyordu. Söz vermiştim, sözümü tutmalıydım. Korkularımın üstesinden geldim. Her ay, hiç duraksamadan kilo vermeye devam ettim” diyor.
Giysileri bollaştıkça mutluluk ve motivasyonu arttı. Artık etrafındakiler zayıfladığını farkediyordu. “Hayatımda çok şey değişti. Kilolarım nedeniyle birçok şeyi erteliyordum. Üstüma başıma birşey almak istemiyordum. Bahçeye dahi inmek istemezdim. çekildiğim fotoğraflara bakıyorum da hepsinde birilerinin arkasına gizlenmişim” diyor.
SADECE BOĞAZIMI TUTTUM
Özdemir şu anda 68 kilo. Ama hala yediklerine-içtiklerine büyük özen gösteriyor. Tek şikayeti zayıfladığını görenlerin ameliyat olmadığına inanmaması. “Israrla ‘söyle, saklıyor musun?’ diye soruyorlar. Hayır sadece boğazımı tuttum. Karşımda yerlerken dahi disiplinimi bozmadım. Bir gün biraz kaçırmışsam, ertesi günü daha az yiyerek dengeledim. Şimdi ‘spor yap’ diyorlar, yakında başlayacağım” diyor.
EKİP OLARAK ELE ALDIK
Dr. Ayça Kaya: "Fikriye Özdemir bize başvurduğunda kilosunu doğrudan çok yemesine bağlıyordu. Çok halsiz, yorgundu. Kabızlık, saç dökülmesi şikayetleri yaşıyordu. Vücudunda sürekli şişlikler hissediyordu. Biz yaptığımız muayene ve testler sonucunda; tiroid bezlerinin az çalıştığını, bozulmuş şeker toleransını bulduk. Genç yaşta tansiyonu yüksekti, vücudunda demir eksiliği ve D vitamini eksikliği vardı. Yeme içeriği olarak çok fazla paketli ve uzun ömürlü gıda tüketiyordu. Genelde şeker, yağ ve karbonhidrat değeri yüksek yiyecekleri seçiyordu. Aslında beslenmiyor, sadece karnını doyuruyordu. Biz bir ekip olarak (klinik psikoloğumuz, beslenme uzmanımız ve spor hocamızla) Özdemir’in bütün metabolik ve hormonal dengesizliklerini tedavi ettik. Nasıl yemesi gerektiğini öğrettik. Beslenmesinde ve bundan sonraki hayatında nasıl yemesi gerektiği konusunda ona sayarak zayıflama yöntemini benimsettik. Kendisi de sözümüzü dinleyen tedavi önerilerimizi birebir yerine getiren bir öğrencimiz oldu. Ben onun bir daha asla geri kilo alacağını zannetmiyorum. Çünkü yeniden beslenmeyi öğrendi."
MESUDE ERŞAN / HÜRRİYET İNTERNET SİTESİ
İnternette okuduğu, ondan bundan duyduğu her şeyi denedi. Kendi deyimiyle “ölüm diyetleri” yaptı. Akupunkturdan medet umdu. Her seferinde çabuk pes etti, verdiği kiloları geri aldı.
Ta ki geçen marta kadar... Biraz da arkadaşlarının zoruyla televizyondaki Doktorum programına konuk olan iç hastalıkları uzmanı Dr. Ayça Kaya ile tanıştı. Zayıflamak istediğini söyledi. Dr. Kaya, “Gerçekten istiyor musun?” diye sordu. Verdiği yanıttan hiç bu kadar emin olmamıştı. “Evet” dedi. Yanıtı aynı zamanda bir sözdü.
Dr. Kaya önce bazı testler istedi. Testlerde tiroidinin çalışmadığı, insülin direnci ve bazı vitaminlerde eksiklik saptandı. O güne kadar süren gayet sağlıksız beslenme alışkanlıklarını kökten değiştirecek öneriler yapıldı. Karbonhidrat, protein, süt ve süt grubu, meyve-sebzelerden oluşan yeni bir beslenme düzenine geçirildi. Tiroidi için ilaç tedavisine başlandı.
AĞLADI AMA PES ETMEDİ
Özdemir, söylenleri harfiyen uyguladı. Yediği, içtiği herşeyi üşenmeden not etti. Her akşam yediği 3’er paket cips, çikolata, dondurma, çekirdeğe veda etti. Uğramadığı meyve, sebzeleri, süt, ayranı tüketmeye başladı. Aslında alışkanlıklardan vazgeçmek kolay değildi. “Geceleri uyuyamadığım, yapamacağım, başaramayacağım diyerek ağladığım. Ama sabrettim. Ekip beni çok iyi motive ediyordu. Söz vermiştim, sözümü tutmalıydım. Korkularımın üstesinden geldim. Her ay, hiç duraksamadan kilo vermeye devam ettim” diyor.
Giysileri bollaştıkça mutluluk ve motivasyonu arttı. Artık etrafındakiler zayıfladığını farkediyordu. “Hayatımda çok şey değişti. Kilolarım nedeniyle birçok şeyi erteliyordum. Üstüma başıma birşey almak istemiyordum. Bahçeye dahi inmek istemezdim. çekildiğim fotoğraflara bakıyorum da hepsinde birilerinin arkasına gizlenmişim” diyor.
SADECE BOĞAZIMI TUTTUM
Özdemir şu anda 68 kilo. Ama hala yediklerine-içtiklerine büyük özen gösteriyor. Tek şikayeti zayıfladığını görenlerin ameliyat olmadığına inanmaması. “Israrla ‘söyle, saklıyor musun?’ diye soruyorlar. Hayır sadece boğazımı tuttum. Karşımda yerlerken dahi disiplinimi bozmadım. Bir gün biraz kaçırmışsam, ertesi günü daha az yiyerek dengeledim. Şimdi ‘spor yap’ diyorlar, yakında başlayacağım” diyor.
EKİP OLARAK ELE ALDIK
Dr. Ayça Kaya: "Fikriye Özdemir bize başvurduğunda kilosunu doğrudan çok yemesine bağlıyordu. Çok halsiz, yorgundu. Kabızlık, saç dökülmesi şikayetleri yaşıyordu. Vücudunda sürekli şişlikler hissediyordu. Biz yaptığımız muayene ve testler sonucunda; tiroid bezlerinin az çalıştığını, bozulmuş şeker toleransını bulduk. Genç yaşta tansiyonu yüksekti, vücudunda demir eksiliği ve D vitamini eksikliği vardı. Yeme içeriği olarak çok fazla paketli ve uzun ömürlü gıda tüketiyordu. Genelde şeker, yağ ve karbonhidrat değeri yüksek yiyecekleri seçiyordu. Aslında beslenmiyor, sadece karnını doyuruyordu. Biz bir ekip olarak (klinik psikoloğumuz, beslenme uzmanımız ve spor hocamızla) Özdemir’in bütün metabolik ve hormonal dengesizliklerini tedavi ettik. Nasıl yemesi gerektiğini öğrettik. Beslenmesinde ve bundan sonraki hayatında nasıl yemesi gerektiği konusunda ona sayarak zayıflama yöntemini benimsettik. Kendisi de sözümüzü dinleyen tedavi önerilerimizi birebir yerine getiren bir öğrencimiz oldu. Ben onun bir daha asla geri kilo alacağını zannetmiyorum. Çünkü yeniden beslenmeyi öğrendi."
MESUDE ERŞAN / HÜRRİYET İNTERNET SİTESİ