Akrep dizisinin Duru'su merak edilenlerini anlattı
"Dans benim hayalim" diyen başarılı oyuncu Aslı Melisa Uzun, ileriye dönük dans ve oyunculuğu bir arada yapabileceği disiplinler arası projelerde yer almak istiyor.
Akşam Gazetesi'nden Merve Yılmaz Oruç'un röportajı...
"SAHNEDE OLMAYI SEVİYORUM"
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Ankara'da doğdum, büyüdüm. Anneannem Alman, bundan dolayı çift dille ve çift kültürle büyüme şansım oldu. Ankara Alman Lisesi'nde okudum, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuvarı Çağdaş Dans Bölümü'nden mezun oldum.
Köln Üniversitesi'nde hukuk fakültesi okumuşsunuz...
Hukuk fakültesini bitirmedim, iki sene okuduktan sonra her zaman hayalim olan çağdaş dans bölümüne geçmeye karar verdim ve İstanbul'a döndüm. Adalet duygum her zaman yüksekti, okul yıllarımda da hep sınıf başkanıydım. Herkes bana ileride "Avukat olmalısın" derdi. Bende zaten ilgi duyuyordum, Alman Devleti bursu olan DAAD bursunu da kazanınca Köln'e yerleştim ve okumaya başladım.
Dans alanında bir şeyler yapıyor musunuz?
Haziran ayında mezun oldum. Pandemiden dolayı şu anda sahne sanatlarının durumu belli değil. Ancak önümüzdeki süreçte tabii ki dans projelerinde yer almak ve kendi üretimlerimi yapmak istiyorum. Dans ve oyunculuğu bir arada yapabileceğim disiplinler arası projelerde yer almak istiyorum.
2015 yılında 'Miss Turkey Universe' seçilmiştiniz. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdiniz? Ve sonrasında hayatınızda neler değişti?
Almanya'da okurken Anadolu Ateşi'nden iki dansçı arkadaşım Miss Turkey'e başvurduklarını ve benim adıma da başvurmak istediklerini söylediler. Benim aslında aklımda olan ve planladığım bir şey olmadı, zaten Almanya'da olduğum için yarışmadan haberim de yoktu. Bir anda kendimi orada buldum. Aslında ilk anda hayatımda çok büyük bir değişiklik olmadı, Köln'e döndüm ve okulumu okumaya devam ettim. Ancak sonrasında yeni ve güzel fırsatlara ve deneyimlere vesile oldu diyebilirim.
Oyuncu olmaya ne zaman karar verdiniz?
Çocukluğumdan beri sahne üzerinde olmayı seviyorum. 3 yaşımda baleye başladım, 4 yaşımda ilk defa bir tiyatro oyununda yer aldım. Sonrasında daha çok dansa yöneldim. 2011 yılında ilk profesyonel dansçılık deneyimimi Anadolu Ateşi Dans Topluluğu'na katılarak edindim. Hayalim o andan itibaren üniversitede dans okumak oldu, ama oyunculuk da dediğim gibi çocukluğumdan beri hep aklımda vardı. Şu anda iki hayalimi de gerçekleştiriyor olmaktan dolayı çok mutluyum.
"AĞLADIĞIM ÇOK YER OLDU"
Genç bir oyuncu olarak ülkemizdeki dizi sektörü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Dünya rekoru bizde olabilir bu konuda. Büyük emeklerle kısa bir sürede büyük işler ortaya çıkaran bir sektörümüz var. Tabii ki katkısı olan tüm emekçilerin daha iyi ve konforlu şartlarda çalışabilmesi için çabalamamız da gerekiyor.
Şu anda Akrep dizisinde rol alıyorsunuz. Öncelikle rolü kabul etmenizde ne etkili oldu?
İlk bölümün senaryosunu okurken ağladığım çok yer oldu, beni çok etkiledi. Bir kadın hikâyesi olması, farklı anne-kız ilişkileriyle ilgili olması başlıca kabul etme sebeplerimden biri. Duru'yu da ilk andan beri çok sevdim. Demet Akbağ gibi bir usta ile oynayacak olmak da kabul etme sebeplerimin başında geliyor.
Dizideki karakterinizden bahseder misiniz?
Duru Amerika'da okuyan ve orada kendine ayrı bir hayat kurmuş ayakları yere basan genç bir kadın. Annesinin ölümünden sonra döndüğünde annelik sorumluluğunu üstlenerek kardeşlerini yalnız bırakmamak için yanlarında kalmayı tercih ediyor. Anaç, sağduyulu, iyi niyetli ama her şeyden önce sakin kalabilen ve mantıklı düşünmeye çalışan biri. Aynı zamanda çok cesur buluyorum onu, özellikle duygularını ifade etme ve insanları gerçeklerle yüzleştirme konusunda.
"DEMET AKBAĞ'I İZLEMEK BİLE DERS GİBİ"
Dizide birçok usta oyuncuyla çalışıyorsunuz...
Kesinlikle. Demet Akbağ'ı izlemek bile ders gibi, ondan çok şey öğreniyorum. Dikkat ettiği detaylar, özeni, özverisi. Türkiye'nin Meryl Streep'i ile çalışıyoruz sonuçta, çok büyük bir ayrıcalık. Biz genç oyuncular için böyle bir kadroyla çalışmak çok büyük bir şans.
Neredeyse bir yıldır pandemi ile mücadele ediyoruz. Sette nasıl önlemler alınıyor?
Bütün setlerde olduğu gibi tüm ekip gün boyunca maskeyle çalışıyor. Hijyen kurallarına olabildiğince dikkat ediliyor ve sette sürekli olarak bir ambulans bulunuyor. Bu da bizi çalışırken daha güvende hissettiriyor.
Almanya'da da bir dizide rol almışsınız. Bu diziden bahseder misiniz?
Tabii. "Verbotene Liebe" adlı yirmi yıl yayınlanan kült bir dizinin yeniden çekilen versiyonu olan "Verbotene Liebe- Next Generation" adlı dizide Bobbi Atakan rolünü canlandırdım. Dizi, RTL kanalının internet platformu olan TVNow için çekildi. Birinci sezon çekimlerini temmuz ve ekim ayları arasında tamamladık.
İleriye dönük kendinizle ilgili bir kariyer planınız var mı?
Hedefim dansı ve oyunculuğu içime sinen projeler icra etmek, uluslararası çalışmak ve özellikle Almanya-Türkiye arasında gidip gelmek. Disiplinler arası işlerde yer almak istiyorum; dansın, tiyatronun, sinemanın ve çağdaş sanatın kesiştiği projelerde. Kendi dans filmlerimi ve eserlerimi üretmek de hedeflerim arasında.
"AİLEMLE VAKİT GEÇİRDİM"
Diziye başlamadan önce pandemi süreci sizin için nasıl geçti?
Benim için başta çok beklenmedik bir süreç oldu. Annem beni yasaklar başlamadan İstanbul'dan almaya geldi, iki haftalığına diye gidip toplam iki buçuk ay Ankara'da ailemin yanında kaldım. Bir yandan güzeldi çünkü ailemle normal bir zamanda bu kadar vakit geçiremezdim. Okulumun da son dönemiydi, bale ve çağdaş dans tekniği dersleri yaparak geçirdim süreci. Bir yandan da stüdyoya girmeyi ve geniş alanda hareket etmeyi özleyerek. Parklara bile çıkıp nefes alamamak çok bunaltıcıydı ama dediğim gibi son dönemimi online olarak okuduğum için her gün bir rutinim ve peşpeşe girdiğim dersler vardı. O süreci sağlıkla atlattığımız için şükrediyorum.