Ali İl: "İçimden geldiği gibi yaşadım"
20 yıldır sektörde olan Ali İl, “Yaptığım işlerin bana özgü olması için çabaladım. Bu yüzden de içimden geldiği gibi yaşadım” dedi.
Milliyet Gazetesi'nden Sercan Kısmet'in röportajı...
- 20 yıldır birçok fenomen projede yer aldınız. Sanat hayatınızın 20 yılını nasıl özetlersiniz?
Değerli işlerde ve dizilerde oynadım, evet ama sanat hayatım diye değerlendirmek iddialı olur. ‘20 yıl nasıl geçti?’ diye düşünürsem, biraz ben nasıl hissedersem o dönem öyle geçti diyebilirim. Çünkü yaptığım işlerin bana özgü olması için çabaladım bu yüzden de içimden geldiği gibi yaşadım. Hep de böyle yaşadım 20 yıldır... Bundan sonra da böyle gider umarım.
- Televizyon sektöründe 20 yılda ne gibi değişiklikler oldu?
Üzülerek söylemek gerekirse pek bir değişiklik olmadı. Aksine süreler uzadı ve şartlar daha ağırlaştı. Tabii ki seyirci ve üretici açısından çok şey konuşulabilir ama televizyon sektörünün küçüldüğü ve daha da küçüleceği görüşündeyim.
- Neredeyse yer aldığınız tüm projeler fenomen oldu. Senaryo seçimini nasıl yapıyorsunuz?
Dediğim gibi o dönem nasıl hissediyorsam, ne yaşıyorsam onu biraz yansıtıyorum. Bazen bir karakter analizini okur okumaz gidip oynamak istiyorum bazen ise sadece o yönetmenle çalışmak için istiyorum o işin içinde olmayı... Ama bazen de yanlış karar veriyorsunuz, sektörün bir kısmı da kumar.
- Türkiye’deki bütün dizilerin yurt dışında gösterilmesine rağmen, oyuncuların çok az ödül almasını neye bağlıyorsunuz?
Kültür farklılığı bence. Bu Avrupa izleyicisi, Türk seyircisiyle empati kuramayabilir. Bu aktörün kötü oyuncu olduğundan değil, kültür farkı yüzünden. Ya da dil de rahatsız edebilir ama Türkiye’de çok yetenekli oyuncular olduğunu düşünüyorum
-Son yıllarda senaryo konusunda bir eksiklik çekiyor muyuz?
Son yıllarda özellikle çekiyoruz tabii ki ama genel olarak bizim genetiğimizde senaryo yazmanın çok baskın olduğunu düşünmüyorum. Tabii bütçe de önemli. Eğer Türkiye’de biraz daha iyi bütçeli yapımlar yapılırsa senaristler de daha özgür çalışabilirler.
‘Evliliğe sıcak bakmıyorum’
- Bir başka fenomen olan ‘Sadakatsiz’ dizisinde Komiser Melih’e hayat veriyorsunuz. Bir polisi canlandırmak nasıl?
Aslında güzeldi ama yeğenim olan Derin (Melis Sezen) karakterinin yaptıkları yüzünden maalesef görevden istifa ettim. O yüzden artık sivilim. Sonrasında ne olacağını ben de heyecanla bekliyorum.
- ‘Sadakatsiz’ size neler kattı?
Değerli insanlarla ve sanatçılarla tanışma fırsatı verdi. Şu anda bu işin içinde bulunmaktan çok mutluyum.
- Dizinin kısa sürede fenomen olmasını neye bağlıyorsunuz?
İlişki hikayeleri her zaman seyircinin ilgisini çekmiştir. Hele üçüncü bir taraf olunca çok malzemesi olan bir duruma dönüşüyor. Bu da seyircide karşılık buluyor. ‘Sadakatsiz’ bu yönden çok zengin bir senaryoya sahip.
- Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Herkesin en az bir kez yaşaması gereken bir duygu olduğunu düşünüyorum.
- Evlilikle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Açıkçası bu ara çok sıcak bakmıyorum ama ileride ne olur belli olmaz tabii, kısmet.