Altı toplu mezar, üstü aile kabri!..
Sivas’ta, 1996’da yaşanan bir çatışmada ölen PKK’lıların toplu olarak gömüldüğü mezarlığın sonraki yıllarda belediye tarafından satılarak, aile mezarlığı haline getirildiği ortaya çıktı...
Milliyet'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre Sivas’ta, bir çatışmada ölen PKK’lıların toplu olarak gömüldüğü mezarlığın üzerine aile mezarlığı yapıldığı öğrenildi. Çocuklarının öldüğünü, ancak 2012’de öğrenebilen ailelerin taleplerine rağmen toplu mezar yapılan bölge, üzerinde mezarlık olduğu gerekçesiyle kazılamadı. Ailelerin, çocuklarının öldüğünü öğrendikleri döneme kadar tazminat davasından “gaiplik başvurusu yapın” baskılarına kadar birçok baskıya maruz kaldıkları anlaşıldı. Aileler, savcılığa mezarlığın taşınarak, çocuklarının kemiklerinin teslim edilmesi için başvuru yapmaya hazırlanıyor.
Krokiler yandı denildi
Sivas’a yakın bölgede 5 Haziran 1996’da yaşanan çatışmada öldürülen PKK’lılardan bazılarının, Sivas’ta kimsesizler mezarlığına toplu olarak gömüldüğü yıllar sonra ortaya çıktı. Kayıp olan, hem örgütün hem devletin nerede olduklarına dair açıklama yapamadığı 30’u aşkın PKK’lılardan birinin izine bir avukat tarafından rastlanıldı ve yapılan incelemelerden sonra PKK’lıların Sivas’taki kimsesizler mezarlığına gömüldüğü açığa çıktı. Defnin yapıldığı alanın net biçimde belirtilmesi istenen belediye ise bir yangında krokilerin yandığı yanıtını verdi. Savcılığın talebiyle, o dönem ölen PKK’lıların fotoğraflarını çeken fotoğrafçı, cenazelerinde bulunan imam, belediye görevlisi gibi isimler tanık olarak dinlendi. Savcılık da defnin yapıldığı söylenen alanlarda kazı yaptırdı. Ancak kazılarda kemikler bulunamadı.
Hepsi aynı yeri gösterdi
Savcılık, tanıkların neredeyse tamamının işaret ettiği alanı da üzerinde mezar bulunması nedeniyle kazdıramadı. Bu bölgenin Sivas Belediyesi tarafından aile mezarlığı olarak satıldığı, üzerinde yüzlerce mezarın bulunduğu bildirildi.
Aileler, bunun üzerine savcılıkla ne yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundu ancak her seferinde sadece kuşku üzerine mezarların yerinin değiştirilemeyeceği yanıtını aldı. Bunun üzerine aileler, savcılığa resmi başvuruda bulunarak, mezarlıkların taşınması, altlarının kazılarak kemiklerin kendilerine teslim edilmesi talebinde bulunmayı kararlaştırdı.
Tezkeresini vermediler
Çocuklarının akıbetinden haberdar olmayan aileler ise birçok baskıyla karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü. Ölen PKK’lılardan Yılmaz Anlama’nın kardeşi İlhan Anlama, ilk olarak evlerine 1998’de gelen yetkililerin, tanınmaz haldeki ceset fotoğraflarını babalarına teşhis ettirmeye çalıştıklarını, ancak teşhisin mümkün olmadığını anlattı. Anlama, birçok aileye ölen ve öldüğünden haberdar olmadıkları çocuklarının verdiği zarar nedeniyle tazminat davaları açıldığını ifade etti. Anlama, kendisinden de askerliğini bitirdiğinde tezkeresinin verilmediğini ve önce ağabeyi için “gaiplik belgesi” almasının istendiğini kaydetti. Ağabeyinin ölüp ölmediği konusunda bilgisi olmadığı gerekçesiyle bunu reddeden Anlama, tezkeresini hâlâ alamadığını belirtti.
Krokiler yandı denildi
Sivas’a yakın bölgede 5 Haziran 1996’da yaşanan çatışmada öldürülen PKK’lılardan bazılarının, Sivas’ta kimsesizler mezarlığına toplu olarak gömüldüğü yıllar sonra ortaya çıktı. Kayıp olan, hem örgütün hem devletin nerede olduklarına dair açıklama yapamadığı 30’u aşkın PKK’lılardan birinin izine bir avukat tarafından rastlanıldı ve yapılan incelemelerden sonra PKK’lıların Sivas’taki kimsesizler mezarlığına gömüldüğü açığa çıktı. Defnin yapıldığı alanın net biçimde belirtilmesi istenen belediye ise bir yangında krokilerin yandığı yanıtını verdi. Savcılığın talebiyle, o dönem ölen PKK’lıların fotoğraflarını çeken fotoğrafçı, cenazelerinde bulunan imam, belediye görevlisi gibi isimler tanık olarak dinlendi. Savcılık da defnin yapıldığı söylenen alanlarda kazı yaptırdı. Ancak kazılarda kemikler bulunamadı.
Hepsi aynı yeri gösterdi
Savcılık, tanıkların neredeyse tamamının işaret ettiği alanı da üzerinde mezar bulunması nedeniyle kazdıramadı. Bu bölgenin Sivas Belediyesi tarafından aile mezarlığı olarak satıldığı, üzerinde yüzlerce mezarın bulunduğu bildirildi.
Aileler, bunun üzerine savcılıkla ne yapılabileceği konusunda görüş alışverişinde bulundu ancak her seferinde sadece kuşku üzerine mezarların yerinin değiştirilemeyeceği yanıtını aldı. Bunun üzerine aileler, savcılığa resmi başvuruda bulunarak, mezarlıkların taşınması, altlarının kazılarak kemiklerin kendilerine teslim edilmesi talebinde bulunmayı kararlaştırdı.
Tezkeresini vermediler
Çocuklarının akıbetinden haberdar olmayan aileler ise birçok baskıyla karşı karşıya kaldıklarını öne sürdü. Ölen PKK’lılardan Yılmaz Anlama’nın kardeşi İlhan Anlama, ilk olarak evlerine 1998’de gelen yetkililerin, tanınmaz haldeki ceset fotoğraflarını babalarına teşhis ettirmeye çalıştıklarını, ancak teşhisin mümkün olmadığını anlattı. Anlama, birçok aileye ölen ve öldüğünden haberdar olmadıkları çocuklarının verdiği zarar nedeniyle tazminat davaları açıldığını ifade etti. Anlama, kendisinden de askerliğini bitirdiğinde tezkeresinin verilmediğini ve önce ağabeyi için “gaiplik belgesi” almasının istendiğini kaydetti. Ağabeyinin ölüp ölmediği konusunda bilgisi olmadığı gerekçesiyle bunu reddeden Anlama, tezkeresini hâlâ alamadığını belirtti.