Anafilaksi ölümcül olabiliyor
Anafilaksi ölümcül olabiliyor
Mustafa Eraslan Çocuk Hastanesi'nde ‘Anafilaksi hasta eğitim toplantısı’nda konuşan Doç.Dr. Fulya Tahan, alerji deyince çoğunlukla akla döküntü, kaşıntı, hapşırma, burun akıntısı ve kaşıntısının geldiğini, hastaların pek çoğunun ağır bir alerjik reaksiyon geçirene kadar alerjik hastalığını fark etmediğini belirtti. Doç.Dr. Tahan, “Anafilaksi ağır bir alerjik reaksiyondur. Ani başlar, tüm sistemleri tutabilir, ölümle sonuçlanabilir. Anafilaksi gelişen hastanın hemen tedavi edilmesi ve bir alerjistin takibine girmesi gereklidir” diye konuştu.
ALERJİNİN TARİHİ FİRAVUN MENES'E KADAR UZANIYORTarihte bilinen en eski anafilaksi kaydının firavun Menes'in bir yaban arısı sokması sonucu M.Ö. 2641'de ölmesi olduğunu ifade eden Doç.Dr. Fulya Tahan, göğüsten ses gelmesi, nefes darlığı, öksürük, seste kalınlaşma, göğüs ağrısı, dudaklarda ve damakta kaşıntı, burun kaşıntısı ve tıkanıklığı, baş dönmesi, solukluk, tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı, ciltte kabarıklık, döküntü, kaşıntı, kusma, karın ağrısı gibi belirtilerin özellikle bir şey yedikten, içtikten, ilaç kullandıktan ya da arı soktuktan sonra oluşması durumunda vakit kaybetmeden hastaneye başvurulması gerektiğini söyledi.
Anafilaksinin önceden tahmin edilebilen bir hastalık olmadığına dikkat çeken Doç.Dr. Fulya Tahan, hastalığa neden olan etkenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Besinler, ilaçlar, arı venomları, lateks, alerjen aşıları, hormonlar, hayvan veya insan proteinleri, renklendiriciler, enzimler, polisakkaridler, aspirin ve NSAI, egzersizler alerjik reaksiyona yol açabilir. Alerjik bulgular, saniyeler ve dakikalar içinde ortaya çıkabileceği gibi, bazen bulguların çıkması 2 saati bulabilir. Anafilakside hızlı tanı ve erken müdahale çok önemlidir. Yakınmalar başladıktan sonra ne kadar kısa sürede tedavi başlatılırsa o kadar iyi seyreder. Ne kadar geç kalınırsa o kadar ağır seyreder. Anafilaksi önlemi olarak hangi besin alerjikse onu diyetten tamamen çıkarmak, paket gıdalar yerken ve alırken etiketini mutlaka okumak, hangi ilaç alerjikse onu kullanmamak, o ilacın etken maddesini bilmek ve o etken maddeyi içeren ilaçları kullanmamak, çocukla ilgilenen herkesi çocuğun alerjisi hakkında bilgilendirmek, arı ile mümkün olduğunca karşılaşmamak olarak sıralayabiliriz.”
ALERJİNİN TARİHİ FİRAVUN MENES'E KADAR UZANIYORTarihte bilinen en eski anafilaksi kaydının firavun Menes'in bir yaban arısı sokması sonucu M.Ö. 2641'de ölmesi olduğunu ifade eden Doç.Dr. Fulya Tahan, göğüsten ses gelmesi, nefes darlığı, öksürük, seste kalınlaşma, göğüs ağrısı, dudaklarda ve damakta kaşıntı, burun kaşıntısı ve tıkanıklığı, baş dönmesi, solukluk, tansiyon düşüklüğü, bilinç kaybı, ciltte kabarıklık, döküntü, kaşıntı, kusma, karın ağrısı gibi belirtilerin özellikle bir şey yedikten, içtikten, ilaç kullandıktan ya da arı soktuktan sonra oluşması durumunda vakit kaybetmeden hastaneye başvurulması gerektiğini söyledi.
Anafilaksinin önceden tahmin edilebilen bir hastalık olmadığına dikkat çeken Doç.Dr. Fulya Tahan, hastalığa neden olan etkenlerle ilgili şu bilgileri verdi: “Besinler, ilaçlar, arı venomları, lateks, alerjen aşıları, hormonlar, hayvan veya insan proteinleri, renklendiriciler, enzimler, polisakkaridler, aspirin ve NSAI, egzersizler alerjik reaksiyona yol açabilir. Alerjik bulgular, saniyeler ve dakikalar içinde ortaya çıkabileceği gibi, bazen bulguların çıkması 2 saati bulabilir. Anafilakside hızlı tanı ve erken müdahale çok önemlidir. Yakınmalar başladıktan sonra ne kadar kısa sürede tedavi başlatılırsa o kadar iyi seyreder. Ne kadar geç kalınırsa o kadar ağır seyreder. Anafilaksi önlemi olarak hangi besin alerjikse onu diyetten tamamen çıkarmak, paket gıdalar yerken ve alırken etiketini mutlaka okumak, hangi ilaç alerjikse onu kullanmamak, o ilacın etken maddesini bilmek ve o etken maddeyi içeren ilaçları kullanmamak, çocukla ilgilenen herkesi çocuğun alerjisi hakkında bilgilendirmek, arı ile mümkün olduğunca karşılaşmamak olarak sıralayabiliriz.”