Anne olmak meme kanseri riskini azaltıyor
Meme kanseri görülme sıklığı artık 30'lu yaşlara kadar indi. Bunun birçok sebebi olmakla birlikte bu riski azaltmak bizim elimizde.
Akşam Gazetesi'nden Merve Yılmaz Oruç'un haberine göre dünya çapında meme kanseri görülme oranı her yıl artıyor. Maalesef meme kanseri dünyada en sık görülen kanser çeşitleri arasında ikinci sırada. Kadınlarda ise en sık görüleni. Bu sebeple de kadınları bu denli ilgilendiren bir hastalık konusunda farkındalık yaratmak hayat kurtarıcı olabiliyor.
Bu hastalığı önlemek en azından riski azaltmak yine bizim elimizde. Tabii erken tanı da çok önemli. Meme kanseri görülme sıklığının yaşla güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu vurgulayan Medicana Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Şahin Laçin, "Batı toplumlarında her yıl yeni vakaların yaklaşık dörtte biri 75 yaş ve üzeri kişilerde görülmekte. Ancak yaşa özel sıklığı açarsak 25-29 yaşları arasında istikrarlı bir şekilde görülme sıklığı artıyor. 35-39 yaş arası kadınlarda daha sert bir şekilde sıklık artmakta. Bundan dolayı taramalarımızı 40 yaş ve üzeri kadınlarda başlatıyoruz. Bizim en çok ölüm oranını düşürdüğümüz grup genç hastalar. Ancak yaşlılarımızın da belli aralıklarla kontrollerinin yapılmasını sağlamamız gerekir." diyor.
Meme kanserinin 30'lu yaşlara kadar inmesinin nedeni nedir?
Bunun altında yatan birçok neden sayabiliriz. Bu nedenler değiştirilemez ve değiştirilebilir olarak sınıflayabiliriz. Değiştirilemez faktörler genetik kaynaklı olanlar. Birinci derece akrabalarında meme kanseri görülen insanlarda bu olasılık daha yüksek. Hele yapılan genetik analizde BRCA1 ve 2 dediğimiz genetik hasarın bulunduğu bireylerde meme kanseri gelişme riski çok fazla. Biz bu genetik hasara sahip bireylerin 20 yaşlarda taranmaya başlamasını öneriyoruz, özellikle meme MR dediğimiz görüntüleme yöntemi ile. Değiştirilebilir faktörler arasında ise doğum kontrol ilaçlarının kullanımı, erken menstrüel döngü, geç menopoz, radyasyon maruziyeti, obezite gibi nedenler. Bu saydığım nedenlere dikkat ederseniz birçoğunun altında uzun süre yüksek kadınlık hormonu olan östrojene maruz kalmak olduğunu görebilirsiniz. Son olarak sağlıksız beslenme ve hareketsizlikte meme kanserinin daha erken yaşta görülmesi üzerine neden oluyor.
Evlilik yaşı yükseldi ve doğumlarda daha geç yaşta olmaya başladı. Meme kanserinin 30'lu yaşlara inmesinde bu da bir etken midir?
Kadınların geç doğum yapması veya hiç gebe kalmamış olması meme kanserinin görülme sıklığını artıran bir faktör, aslında bunun altında yatan asıl neden hormonal seviyelerdeki değişkenlik. Evet gebelik sırasında da bu hormon seviyeleri yükselir ancak menstruel döngü durduğu için sık sık bu dalgalanmaya maruz kalmaz. Hasta gebelik bittiğinde ve kişi emzirdiğinde bu hem hormonal seviye düşer hem de döngülerin görülmesi de belli bir süre durur. Gebelik sırasında savunma sistemimizde iyi yönde değişimler olur, meme kanserine neden olan genetik bölgelerde düzenlemeler oluyor bu da kansere dönüşümü engelliyor. Bu durum hayvan deneylerinde net bir şekilde gösterilmiş.
RİSKİ AZALTMAK BİZİM ELİMİZDE
Dikkat edildiğinde önlenebilir bir hastalık o halde. Bu konuda hanımlara tavsiyeleriniz neler?
Genetik faktörlere bağlı durumlar dışında meme kanserinin gelişimi önlenebilir bir durum. Bunun için kadınlara tavsiyem fazla kilo almamaları, yeterli egzersiz yapmaları, sağlıklı beslenmeleri, alkol ve sigara içmemeleri. Bir de kadınlar eğer çocuk sahibi olmayı düşünüyorlarsa daha erken yaşlarda gebe kalmayı tavsiye ediyorum.
Erken tanı her hastalıkta olduğu gibi meme kanseri içinde önemli... Hangi sıklıklarla kontrollere gitmek gerekir?
Biz kanser savaşçılarının bir sloganı vardır, 'kanserden korkma geç kalmaktan kork' diye. Biz dünya ve ülkemizde kabul edilen rehberlere göre tavsiyelerde bulunuruz. Ülkemizde takip edilen program 40 yaş ve sonrası 74 yaşına kadar yılda bir mamografi ile kontrol edilmesi. Mamografi taramasına katılan 40 ila 69 arasındaki kadınların tanıdan sonraki on yıl içinde meme kanserinden ölme riskinin yüzde 47-60 oranında daha düşük olduğunu gösteren bilimsel çalışma sonuçları var. Meme kanseri taramaları ve hastalığın tedavisindeki gelişmeler sayesinde meme kanseri ölüm oranları 1970'lerden beri azalıyor. Uyguladığımız tedavilerin meme kanserinde daha erken evrelerinde kullanılması durumunda hayat kurtarma oranları çok daha yüksek.
Hanımlar dedim ama erkeklerde bildiğim kadarıyla bu hastalığa yakalanıyor...
Nadir de olsa erkek hastalarda da meme kanserine rastlıyoruz. Genellikle de 60 yaş ve üstünde görüyoruz. Ayrıca erkeklerdeki meme dokusu kadınlardaki gibi süt salgısı ve yağ dokudan zengin olmadığı için çok çabuk belli fark edilen şişlik ve kitleye neden olduğu çoğu erken evrede yakalanıyor.
AKILLI İLAÇLAR YAŞAM SÜRESİNİ UZATIYOR
Meme kanseri tedavisiyle ilgili son gelişmeler neler?
Baş döndürücü gelişmeler var. Özellikle akıllı ilaçlar meme kanserinde çok büyük umut vaat eden sonuçları beraberinde getiriyor. Örneğin tıbbi terminoloji ile HER2 pozitif dediğimiz meme kanseri alt grubunda evre dört kanserli hastalar bile artık dört yıl ve daha uzun yaşamakta. Tabii okuyucularımıza bu yaşam süresi kısa gelebilir, ama düşünün bu akıllı ilaçların olmadığı dönemlerde bu hastaların beklenen yaşam süreleri 1-1 buçuk yıl civarıydı. Hormon pozitif meme kanseri dediğimiz alt grupta CDK4/6 inhibitörleri ile hastalığın tedaviye cevabında dramatik değişimler oldu. Hem daha az yan etki hem damardan ilaç almak zorunda kalmamaları, tersine ağızdan alınan tablet ile çok güçlü etki elde etmekteyiz. Son olarak en zor alt grup olan üçlü negatif meme kanserinde immünoterapiler (savunma sistemini güçlendirici tedaviler) yerini almaya başladı. Son bilimsel çalışmalarda hem erken evrelerde hem de geç evre hastalarda immünoterapinin belirgin bir katkısı olduğu belirlendi.
Akıllı ilacı her kanser hastası kullanılabilir mi?
Akıllı ilaç, orijinal ismi 'targeted' yani hedefe yönelik ilaçlar. Bu tedavilerin kullanımına şöyle karar veriliyor: her yeni tanı konulan meme kanserinde moleküler alt gruplar belirleniyor. Örneğin hastanın meme kanser dokusunda östrojen ve progresteron reseptörü pozitif mi? Pozitif ise hormon pozitif meme kanseri diyoruz ve hastanın vücudundaki hormon seviyesini düşürdüğümüzde hastalığın ilerlemesi duruyor. Bu hastalarda CDK4/6 akıllı ilaçları kullanıyoruz ve tümörü durduruyoruz. Hastalarda HER2 pozitifliği durumunda ise bu genetik özelliği hedefleyen ilaçlar kullanıyoruz. En eski ve popüleri trastuzumab ile tümörün çoğalmasını, büyümesini engelleyip tümör hücrelerinin ölümünü sağlıyoruz. Bunlar hepsi gelişmiş bilimsel bulguların sonucunda hastalarımıza kazandırdığı mucizevi ilaçlar ve ülkemizde de bu hedefle kullandığımız ilaçların büyük çoğunluğu sosyal güvenlik kurumunun geri ödeme kapsamına girmekte.
MERVE YILMAZ ORUÇ / AKŞAM GAZETESİ