Sanat aleminde neler oluyor bir bilen varsa beri gelsin. Ve, o çok bilenler buyursunlar ve ne biliyorlarsa bir anlatsınlar bakalım.
Saçını “alabros” kestirip bir kutu jöle sürüp, kendini çok bilen sanıp ama iki lafı bir araya getirmekten yoksun adamların torpilli ödüllerle huzura gelmesi bu alemin nerelere geldiğinin göstergesidir esasında.
Altın Kelebek’i izliyorum. Gözlerim kapalı…
İçim buruk! Eskilere dönüyorum ve o günlerin anısına, bu günlere isyan ediyorum.
Yıllardır bileğinin hakkı ile başarılı olan bir avuç insan dışında... Ortada ne gazeteci kalmış, ne de sanatçı…
Nerdeyse iç çamışırı gözükücek şekilde eteği giyen, lütfedip sadece meme uclarını kapatanlar kırmızı halı üstünde raks eder hale gelmiş!..
Kanser kadar tehlikeli bir sürü parazit, aynen kene gibi ortalıkta geziyor ve yapışacak insan arıyor!..
Bu kadar bir yokluğun ve aczin içine düşülür mü?.
İşi gücü olmayan bir sürü insanın cirit attığı Haliç’te ki kongre merkezi, kuruldu kurulalı böyle bir topluluk görmemiştir.
Magazin yaptığını sanan birkaç iyi adam! Çıkıp ödül aldığını sanıyor. Acaba, bu magazin ödülü kendi kurumunda olmasa verilir miydi bu arkadaşa?…
Bazı ödüllerin yerine gittiğini kabul ettik etmesine de, bu kadar mı olur? Bu televizyon aleminde hiç başka bir yerde program, haber yok mu ki yandaşlara dağıtılır olmuş ödüller.
Dedik ya; bir takım ödüllerin şekli şem- ali o kadar belli ki, insanın resmen içi acıyor.
Magazin programı yaptığını sanan, bir zamanlar iki kişiyi tanıdı diye ahkam kesenler bu gün baş olmuşlar… Ve sanki hak etmişçesine ödül almaya geldiğinde iki lafı bir araya getiremeden ayakları dolaşıyor, ellerini koyacak bir yer bulamıyor, teşekkür etmekten bile aciz durumda kalıyorsa, artık gerisini siz düşünün!..
Geçiniz beyler geçiniz…
Kendi yaptığınız işleri pohpohlayarak gerçeklerden kaçamazsınız. Bu medya aleminin amiral gemisi olduğunuzu söylüyorsunuz ama… Diğer yapılanlara gözleriniz kapalı kalıyor.
Şimdi, diyecekler ki, “Ama başka bir kanalda yayınlanan bir dizi ödül aldı” doğrudur ödül aldı bir dizi… Ama neden aldı?... Kim yapıyor o diziyi?... O kuruluşun sırtını sıvazladığı kişi o dizinin yapımcısı değil mi?..
Ödül gecesinin ödül alanlarına, ana gazetenin bütün yazar takımı, hem de birkaç defa ödül verdi. Ve, önemli yazar sınıfına giren, yeni dünyasında, kendini magazinin içinde bulan, sanatçı kısmısı ile haşır neşir olduğu gibi aşk oyunlarında da köşe kapmaca oynaşan, Ahmet Hakan beyin o kıyafeti neydi öyle?.. Kim akıl vermişti acaba?.. Öyle şaşalı bir gecede! kot pantolon ile ödül vermeye sahneye mi çıkılır?..
Pardon, kendileri sosyeteye girdi, kanal değiştirdi ya… Artık o bir Nişantaşı’nın sakallı bebesi!..
Hele, hele ödülleri açıklaması için sahneye davet edilen Ajda Pekkan’a eşlik ederek sahneye getiren biri vardı ki!.. Evlere şenlik!.. “Camako” gibi bir adam.. Ramiz dayı mı olsam yoksa kibarlık budalsı mı daha karar verememiş garibim!..
********
Sanat alemi her yerinden dökülüyor.
Kendini önemli bir gazinocu sanan, dünün garsonları bu gün ne sanata, ne de sanatçıya saygı gösterir olmuşlardır.
Özcan Deniz’in yaşadığı skandal gazino, bırakın gazinoyu, bar ve pavyon jorgonuna bile uymayacak bir yaklaşımdır.
Kimdir bu Nahide denen yer, bar mı, pavyon mu, gazino mu, otel mi adı her neyse bu yerin sahibi!.. Sanatçıya böyle bir ceza vermek hangi haddinedir?...
Ve, bu gibi adamlar piyasayı alt üst etmişler, gazino alemine büyük darbe vurup, sanatçıların o ekmek kapılarını kapatmışlardır.
Bir sanatçı, hangi şartlarla sahne de ne yaptıysa yaptı, bunun cezası DJ kabinine geçip, başka bir sanatçının eserlerini bangır bangır çalmak olmamalıdır.
Burada Özcan Deniz’i şiddetle kınıyorum.
Önemli bir kariyeri olan bu sanatçının sahnesi yarıda kesilip sahneden indiriliyorsa, ölse bile tekrar o sahneye çıkmaması gerektiğini bilmesi lazımdır.
Unutulan bir şey var.
Bu gün, olmayan gazinoların, barlar haline gelen halleri ile çalışan sanatçılar bu patron bozuntularının bu şekildeki davranışlarına herzaman mahkum olacaklardır...
Neler oluyor sanat aleminde bilen var mı? Biliyoruz, görüyoruz da, para ya etini budunu satanlara, ya da o etini budunu pazarlayan kişilerin elinde oyuncak olmuş vaziyette…
Ne yazık ki, tüm değerlerin bitmesine sebeb olanlara bol keseden verilen ödül enflasyonu devam ediyor!..
Kısacası At izi, İt izine karışmış!...
Sacit Aslan