Gönül Yazar’a karşı duyduğun bu nefretin sebebini anlamış değilim!..
Bu anlatılan olayları Gönül Yazar’dan başka hiç kimsenin bilmediğini zannediyorsan çok büyük yanılıyorsun demektir?...
Yalan-yanlış anlatımlar diye itiraz ettiğin olaylar yaşanırken, sen Maksim Gazinosu’nda sahne komiliği mi yapıyordun da bizim haberimiz yok!..
Bak arkadaş, bu anlatılanlar \"OKUYUCU MEKTUPLARI\" ile gelen, dedikoduları gerçek kabul edip ve bazı kişilerin haysiyetini, şerefini ayaklar altına alarak yazıdığın yazılara benzemez!..
Bu yaşanan olayların şahitleri hala hayatta...
Başta ben olmak üzere, Gönül Yazar, Ateş böcekleri Ercan Bostancıoğlu ile Yalçın Otağ, Erkan Özerman, Canan Yaka, Ahmet Aksoy, Mustafa Kandıralı, Coşkun Erdem, Erol Büyükburç, Orhan Boran, Celal Şahin, berber Niyazi Kasabalı, stüdyo Yaşar (Göksoy) ve daha bir çok kişi...
Bu olayları yakınen bilen bu kişiler, bu olayları anlatır mı, anlatmaz mı onu bilemem ama icap ettiği zaman ben anlatırım...
Hemde daha acı şeklide yaşananları da anlatırım...
Ben, o tarihlerde eski \"Taksim Sineması\", adı daha sonra değişen Venüs sinemasının film aralarında, büfede frigo, penguen ve gazoz satıyordum...
Sinemanın arkasından Maksim kulisine inen ve bir çok kişinin de bilmediği bir geçiş vardı ve işim bittikten sonra babama gözükmeden kulise iner ve adı geçen bu insanlarla aynı havayı solurdum, hemde o saatte hala eve gitmediğim için dayak yemek bahasına...
Gönül Yazar’a gelince, Maksim tarihinde başta Zeki Müren ve Behiye Aksoy olmak üzere büyük Assolistlerin kadrosunda Solist altı olarak yaklaşık 17-18 sene çalışan ve o kuliste yaşananlara birebir şahit olan birinden bahsederken sayıyla kendine geleceksin Aykut bey!..
Bak arkadaş!..
Beni, hiç kimse yaşadığım süreler içinde ısmarlama konuşturamadı, şimdilerde ise kimse ısmarlama yazı da yazdıramaz... Bu söylediğim bağlamda, hayatında hasbelkader tanıdığın ve 5-6 defa konuştuğun ancak hiç bir zaman detayda bilemediğin rahmetli Fahrettin Aslan, bir zamanlar karşısında esas duruşta beklediğin Erol Simavi’de başta olmak üzere...
Yazında doğru olan sadece şu; Evet rahmetli Zeki Müren, bu olaydan sonra bir daha Fahrettin Aslan ile konuşmadı, Lunapark ve Çakıl gazinolarında çalıştı. Zeki beyi, o patronlarla çalışmaya ikna eden kişi ise ER-ŞEN nakliyatın sahibi işadamı Erdoğan Şenay’dır...
Şimdi gelelim Maydanoz’un faydalarına!..
Yazında adı geçen kişilerin ne işler yaptığını unutmuş gibisin!..
1- Muazzez Ersoy, Cahit Çeki’nin sahibi olduğu Pembe Köşk gazinosunda yıllarca Assolist olarak çalıştı yani şarkı söylüyordu, orada sigara satmıyordu!.. Yaptığı nostalji kasetlerinin adeti milyonları aştı..
2- Seda Sayan Maksim’e Assolist olarak gelmeden önce Kazım’ın Gülizar gazinosunda Assolist olarak çalışıyordu ve Türker İnanoğlu’nun tavsiyeleri sonucu Maksim’e Assolist olarak başladı ve mesleğini yıllarca başarıyla yaptı.. Ayrıca, insan üstü gösterdiği gayret ve çalışmaları ile Maksimi ikinci defa iflastan kurtardı..
3- Yüksel Uzel ise, küçük bir sese sahip olmasına rağmen, Nevzat Atlığ Devlet korosunda korist olarak görev yapan bir şarkıcıydı, Maksim’e Assolist olarak çıkmasında büyük müzik adamı olan Nevzat beyin dahli oldu ve Uzel şanslı bir döneme denk geldi, Turizm Bakanlığı gazino fiatlarını sabitlediği için 4 ay büyük iş yaptı...
4- Safiye Soyman ise Ankara’da Devlet Korosunda çalışıyordu, Seda Sayan’ın tavsiyesi ile Assolist olarak Maksim’e başladı...
5- Sibel Can ile olan davam devam ettiğinden dolayı, onun hikayesini anlatamıyorum...
6- Pınar Eliçe’nin şahsına değil sadece Assolist oluş şekline karşı büyük muhalefetim vardı...
7- Seren Serengil’in Assolist çıkmasını isteyen bendim, çünkü madem o jenerasyondan birileri öyle veya böyle Assolist olurken Seren’in onlardan ne gibi eksiği vardı? Aksine fazlası olduğunu biliyordum...
Sonuç itibarıyla, bazı konular hakkında yazarken, duyduklarınla ısmarlama yazılar yazmayacaksın ve hatır için konuşmayacaksın!..
Kanser tedavisi gören birine \"Senin kumar borcun var ödememek için numara yapıyorsun ve senin aldığın raporların tam aksi raporlar da bende mevcut\" diye TV ekranlarından G.... yırtarcasına bağırmayacaksın!..
Bak, bu yapmış olduğun son derece basit iddialarından kısa bir süre sonra Osman Yağmurdereli bu dünya’dan göçüp gitti... Biraz olsun vicdan azabı çekiyor musun çok merak ediyorum..
Hızını alamadın, kendini bilmez birinin yolladıkları ile yola çıkarak Acun Ilıcalı, Beyazıt Öztürk ve Tanem Sivar gibi genç insanların haysiyeti ile oynadın...
Bak arkadaş!..
Yaşadığın süreler içinde, şahit olduğun ne varsa yazacaksan eksiksiz ve doğru yaz, işte o zaman başımın üstünde yerin var ama bilmediğin, yaşamadığın sadece duyduklarınla yazı yazmaya devam edersen, bir gün bende seninle ilgili, bilmediğim, şahit olmadığım sadece duduklarımı yazacağım...
Yok arkadaş, ben böyle doğdum, böylede öleceğim, bilmediğim, yaşamadığım olaylar hakkında sadece duyduğum kadarı ile \"ısmarlama\" yazılar yazmaya devam edeceğim diyorsan...
Sana tavsiyem Gönül Yazar için söylediğin \"UNUTULMAK DAHA ŞEREFLİ\" dir sözü senin için biçilmiş kaftan olur... Bilgine..
Sacit Aslan