Ayşe Kucuroğlu aile hayatını anlattı
Ayşe Kucuroğlu hem iş kadını hem de beş çocuklu bir anne...
Çılgın biri misiniz?
- Olabilir neden olmasın. Kendimi hiç çocuklu bir kadın olarak düşünmezken şu an beş çocuğum var. İyi ki de varlar, onlarla çok mutluyum.
Beşi de planlı mıydı?
- Taner’le üç tane çocuğumuzun olmasını istiyorduk, “dört belki” diyorduk. Sonra beşinci çocuğumuz da oldu. Beşi de bilinçliydi.
Hamile olduğunuzu öğrenince ne yaptınız?
- Ben “Eyvah hamileyim” dedim. Eşimse “Harika bir haber bu” dedi. Taner halinden çok memnun. Daha çok kazansak ve daha çok imkanımız olsa, altıncı çocuğa bile sıcak bakabiliriz.
Beşinci çocuğu daha çok kızınız Suna istemiş...
- Evet, Suna bir kız kardeşinin olmasını çok istiyordu. Hatta Cenk doğduğunda, neden kız olmadı diye bana kızdı. Hamile olduğumu öğrendikten sonra acaba cinsiyeti ne olacak diye biraz tedirginlik yaşadım açıkçası. Kız olduğunu öğrenince Suna da ben de çok sevindik.
ERKEK ÇOCUKLARA PEK GÜVENMİYORUM
Kız ve erkek bebeğe hamile kalmak arasında fark var mı?
- Tüm hamileliklerim birbirinden farklıydı ama hepsi de çok güzel ve rahat geçti. Kimisinde hiç midem bulanmazken kimisinde son ayda midem bulandı. Hepsinin tek ortak yönü, son ana kadar içimde kalmış olmaları. Bütün doğumlarım 40. haftadan sonra oldu.
Kız ve erkek çocuk büyütmek arasında ne gibi farklar var?
- Kız çocuk büyütmek çok güzel ve ayrıcalıklı bir şey. Biliyorum ki Suna ve Selma hayat boyu yanımda olacaklar. Erkeklere pek güvenmiyorum açıkçası, belli bir yaştan sonra çekip gitme ihtimalleri çok yüksek. Biz üç kız kardeşiz ve sürekli annemin yanındayız. Bu örneği düşündükçe çok mutlu oluyorum.
Siz de kalabalık bir ailede mi büyüdünüz?
- Annem eczacıydı, babam da mühendis. Biz üç kardeş aynı odada kalırdık, aynı dolabı paylaşırdık. İşin komik tarafı babam da beş kardeş. Her bayramda dedemin çiftlik evinde toplanırdık ve ortada toplam 20’ye yakın torun olurdu. Nasıl bir curcuna hayal bile edemezsiniz. Biri kolunu kırar, diğeri kaybolur, öbürü düşer yaralanır... Çok büyük bir masada toplanırdık, yemekler yapılırdı... Çok keyifli bir ortamdı.
Siz de bu ortamı devam ettirmek istediniz.
- Bazı şeylerin, insanın aklına kodlandığına inanırım. Zaten çok çocuklu bir yaşama hazırmışım.
BEŞİĞİ ODADAN ÇIKARMAK KISMET OLMUYOR
Odanızdaki beşik ilk bebekten bu yana hiç çıkmamış galiba.
- Evet doğru. O beşiği ne zaman birine hediye etmeyi düşünsem, hemen ardından hamile olduğumu öğreniyorum. Aynı beşikte beş çocuk büyüttüm diyebilirim. Bazı şeylerin uğuruna çok inanırım. Selma büyüdükten sonra o beşiği çocuğu olmayan birine hediye edeceğim.
Çocukların arası nasıl?
- Ya çok iyiler ya da çok kötü. Sürekli kavga ediyorlar ama biz araya girmeye kalktığımızda hemen birbirlerini korumaya başlıyorlar, bu sefer biz kötü oluyoruz.
İlk çocuğunuza banyosunu kitap yardımıyla yaptırmışsınız. Şimdi o halinize gülüyor musunuz?
- Hem de nasıl, çok komikti gerçekten. O zaman bebeği nasıl tutacağımı bile bilmiyordum Şimdiyse çok rahatım. Tabii tüm bunlar alışkanlık ve pratiklikle ilgili bir durum.
Tam olarak kaç yaşındalar?
- Suna 8, Kemal 6, Osman 4, Cenk 2 yaşında ve Selma da 1 aylık.
HERKES TAM MI DİYE EVDE KAFA SAYIYORUM
Evdeki disiplini nasıl sağlıyorsunuz?
- Bu konuda Taner benden daha iyidir. Çünkü çoğunlukla ben de çocuklara uyarım ve onlarla birlikte yaramazlık yaparım. Bir de evin içinde sürekli kafa sayıyorum, herkes tam mı diye.
İçinizden “imdat” diye bağırmak gelmiyor mu hiç?
- Oluyor tabii. Ama zamanla o gürültüye, o dağınıklığa, o hızlı yaşama alışıyorsun. Bu Florya’da oturmak gibi bir şey; orada oturanlar bir yerden sonra nasıl iniş yapan uçakların sesini duymuyorsa, benimki de o hesap.
Beş bebeği de normal doğumla dünyaya getirmek nasıl bir duygu?
- Gerçekten çok güzel bir duygu, Allah’a şükrediyorum. Sezaryen doğum yapmaktan oldum olası çok korkmuşumdur ve bunu yaptırmak için can atan insanları da anlayamıyorum. Bu bir tercih meselesi olmamalı. Doğum sırasında bir sorun olduğunda elbette sezaryen doğuma geçilmeli ama bunun dışında normal doğumu savunan biriyim. Elbette acı çekiyorsun, ama o acı hemen unutuluyor. Son doğumda bebek ters geldi, çok sancım oldu, buna rağmen doğurdum.
Beş çocukla birlikte iş yaşamınızı nasıl yürütüyorsunuz?
- Pratik bir anneyim. Bir de kendi yaşamımı köy hayatına çevirmeye çalışıyorum. Şöyle ki; evimle işim bitişik yerlerde. Selma’yı emzirir emzirmez işe gidebiliyorum. Yeni projelere bile el atıyorum.
Kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?
- Genelde kendimi unutuyorum. Yani kafayı kendime takmıyorum. Beni karanlığa sürükleyecek hiçbir şeyi düşünmüyorum. Pozitif olmamda bunun çok etkisi var.
AŞKSIZ YAŞAYAMAM
Çocuk olduktan sonra eşinizle ilişkiniz değişti mi?
- Öyle bir yönüm var ki bazen çocuktan beter olurum. Bu halim çocukları çok eğlendirirken, Taner’i çileden çıkarıyor. Çünkü o zaman beş çocuğu bir de beni toparlamak zorunda kalıyor. Bizim farklı karakterlere sahip olmamız bizi birbirimize bağlayan en önemli şeydir. Taner’i ilk zamanki gibi çok seviyorum. Her zaman onun sevgisine muhtacımdır.
Eşiniz size hayranlıkla bakıyor mu?
- Evet, beş defa ailemiz için hamile kaldığımı ve bu yüzden çok mutlu olduğunu bana hissettiriyor. Bana asıl enerji veren de bu. Çünkü aşksız yaşayamam.
Müge SERÇEK BİROĞLU